Paylaş
Sultanahmet'teki Darphane-i Ámire'de açılan büyük fotoğraf ustası Henri Cartier-Bresson'un Avrupalılar sergisi gerçekten insanı bütün kavramlar üzerine düşünmeye çağrıyor.
Siyah-beyaz fotoğrafın özgür yorum gücü, beni daima çekmiştir.Çünkü hepsini zihnimde ben renklendiririm,ya da hayatın iki rengi siyah beyaz ve ara tonlarında biraz münzevi bir geziye çıkarım.
Serginin kitapçığında ;Avrupalılar'ı hazırlayan R.Paul McMillen'ın sergi ve Avrupa üzerine doğru tesbitler taşıyan bir yazısı var.İki paragrafını buraya aktardım:
'Henri-Cartier Bresson'un 'Avrupalılar' sergisi,anlamlı bir zamanda geliyor.Sanırım,'karar anı'nın ustası da bu zamanlamadan hoşlanır.Yeni bin yıla,biraz ikircikli de olsa,adım atmaya hazırlandığımız bu günlerde,Türk halkı 'etnik'kelimesinin şimdiye kadar taşıdığından çok daha büyük bir anlam taşıdığını görüyor.
Kültürel açıdan Avrupa'ya ait olma umudu,'batılı'idealler üzerine kurulmuş bu genç cumhuriyette her devirde süren ekonomik sorunlardan daha fazla tartışma yarattı.'
Avrupalı kavramının ortak bir şemsiye altında ne kadarının barındığını gösteren bir tarih bu fotoğraflar.
Üstelik her ülkenin özelliklerini, insanını yansıtan yüzlerini gördüğümde,ayrıntının bir sanat eserine yansıyışını izledim.
Türkiyenin de bu ad altında bulunmasının gereğini,zorunluluğunu fotoğraflardan okudum.
* * *
AVRUPALILAR albümünün başında Paris'teki Picasso Müzesi müdürü Jean Clair'in fotoğrafların ardındaki felsefeyi,dünyayı ,diğer sanatlarla olan karşılıklı etkileşimini dile getiren önemli bir yazısı yer alıyor.
Proust,her sanatçının bilinmeyen bir ülkenin yerlisiddir,sözünden yola çıkarsak,fotoğrafçının insana,ülkeye ortak bakışının sırrını biraz çözebiliriz.
Kalabalıklar ,yalnızlıklar ve hele yüzler.
Elbet fotoğrafların çekildiği tarih; zamanın bütün tarihini bize anlatıyor.Ülkeleri nerden tanıyabilirim?
Yazarlardan,şairlerden,bir de fotoğrafçılardan.
Gülen yüzler çok az. Gine de insanın her şarttaki ,her hali bu fotoğraflarda var.
Avrupa deyince homojen,kendine özgü bir insan haritası,bir manzara ortaya koymak mümkün mü ?
Belki de Henri-Cartier Bresson,bu tezi,insan yaygınlığını anlaşılmazlığını,bir kıtaya hapsetmenin mümkün olmadığını savunuyor.
Balıkçılar;denizden karaya vuranların yaşamını,Boulevard Saint-Michel'deki kalkanlı polisler 1968 öğrenci hareketlerinin bütün ateşini,
Almanya'da Bremen'de tezgáhın üstünde yatıp dinlenen işçiyi,Lenin'in Mozolesi önündeki askerleri ,onların arkasındaki simetrik objeler gibi duran ağaçları,Rusya'da ,buz üstündeki balıkçıları görmeden sergiden çıkmayın.
* * *
JEAN Clair'in dediği gibi,biz bu fotoğrafları bir yazarın günlüğünü okurken duyduğumuz heyecanla okuyoruz.
Henri-Cartier Bresson'un Avrupalılar sergisini yalnız bir Avrupa kavramı açısından değil, görsel bir şölen zevkini yaşayarak gezin.
Paylaş