Paylaş
Bu açıdan bakılınca Melih Duygulu’nun kitabı ‘Cumhuriyet ve Müzik’ büyük önem taşıyor.
Kitapların ithafı benim dikkatimi çeker: “Cumhuriyet’in ilk yıllarında doğup Cumhuriyet çocuğu olmakla kıvanç duyan annem Sabahat Duygulu ve babam Adil Duygulu’nun aziz hatıralarına...”
Yazar Önsöz’de özetle şunları söylüyor: “Cumhuriyet döneminin siyasal, ekonomik, hukuksal, kurumsal tarihleri üzerine hayli çalışma yapıldıysa da ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür’ özdeyişinin içini dolduracak kültür tarihi çalışmaları yeteri kadar yapılamadı. Kültür tarihi içinde müzik ise sınırlı çalışmalarla ve büyük bir kısmı kapsamlı değerlendirmelerden uzak ideolojik yönelimler etrafında şekillenmiş görüşlerle sınırlı kaldı. Cumhuriyet dönemi müzik yaşamı üzerine yapılan çalışmaların önemli bir kısmında üzerinde durulan asıl husus yasaklar, elitlerin politik tutumları, eğitimin sorunları gibi konular oldu. Halbuki iki büyük dünya savaşını yaşamış bir halkın sosyal, siyasal ve kültürel dönüşümü hakkında pek düşünülmedi ve çağın getirdiği zorunlu değişimin izleri üzerinde pek durulmadı. Her kişi ve grup kendi ideolojisini esas aldı, diğer yapılanları göz ardı etti.
Cumhuriyet’in kuruluşunun hemen ardından Mustafa Kemal’in ‘Yeni vatan, yeni devlet, yeni toplum’ söylemi, yeni Türk devletinin kuruluş felsefesini tarif etmenin ötesine geçip reformlarla sağlanan bir dönüşüm serüveninin dille ifadesi halini aldı. ‘Kuruluş Dönemi’ndeki ‘Kültür Devrimi’ hamleleri de Türk devletinin kuruluş felsefesini destekler nitelikte kurgulandı. Devrim veya reformlar zamanla sanatın çeşitli alanlarında daha çok kendini gösterdiyse de bunların arasında müzik, Cumhuriyet’in en çok tartışılan ve spekülasyon olan konusu olmaktan kurtulamadı. Cumhuriyet’in yüzüncü yılında hâlâ yaşanan sancıların temelinde bu dönüşümü yeteri kadar içselleştirememek ve irdeleyememek yatıyor.
CUMHURİYET DÖNEMİNİ MÜZİK ÜZERİNDEN ANLAMAK
Bu çalışma, bir tartışma ortamının paydaşları arasına katılmadan tüm ideolojik ve duygusal etmenlerden olabildiğince uzak kalarak Cumhuriyet dönemini müzik üzerinden anlama çabası sonucunda kaleme alındı.
Kitap üç bölüm halinde kurgulanıp yazılmıştır. İlk bölümde yer alan ve hazırlayıcı bir giriş niteliği taşıyan kısımda Cumhuriyet ve müzik ilişkisinin ideolojik ve politik arka planı, müzik reformları, müziğin kültürel kodları ve müzikal dönemler ele alındı. Özellikle dönemler yepyeni bir kronolojik perspektifle verildi.
Çalışmanın ikinci bölümünde yer alan kurumlar, kadrolar, topluluklar, müzik türleri ve derlemeler Cumhuriyet felsefesinin temel niteliklerini ortaya koyacak şekilde ve yorumlar yaparak yazıldı. Bu bölümde bir kurumlar tarihi veya kurumların monografisi ile karşı karşıya olunmadığını peşinen belirtmem gerekir.
Üçüncü bölüm ise onar yıllık periyotlarla Cumhuriyet’in yüz yıllık müzik serencamını ortaya koyacak anlayışla hazırlanmıştır. Her on yıllık periyotta yaşanan önemli olaylar, Birinci ve İkinci bölümlerde ele alınan kavram, bilgi ve fikirlerle donanmış haldedir. Ayrıca kronolojik bir bütünselliği içermektedir. Bu bölüm, dönemlerin içinde olayların nasıl yaşandığına dair de yoğun veri ve tartışmalarla doludur. Cumhuriyet döneminde yetişen sanatçılar, ekoller, devletin ve piyasanın müzik tutumları elden geldiğince kapsamlı bir şekilde bu bölümde verilmeye çalışılmıştır.”
KİTABIN İÇERİĞİNE DAİR BİRKAÇ SÖZ
Bu kitap en genel hatlarıyla Cumhuriyet döneminde yaşanan olayları konu ediniyor. Cumhuriyet öncesinde başlayan modernleşme hareketlerinin içinde müziğin önemine vurgu yaptıktan sonra, müzikteki yenileşme çabalarının politik, sosyolojik, estetik yönlerini öne çıkarıyor. Özellikle politik süreçte karşımıza çıkan Doğu-Batı, Geleneksel-Modern, Şehirli-Taşralı gibi karşıtlıkları anlamaya çalışarak, memleket müziğinin daha ileri hamlelerle kalkınması için önerilerde bulunuyor. Son bölümde Cumhuriyet döneminin onar yıllık periyotlarla nereden nereye evrildiğine dair tespitler, yapıcı eleştirilerle okuyucuya sunuluyor.
(Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)
Paylaş