Paylaş
Mimarlık tarihçisi, restoratör, koleksiyoner olan Ayverdi hakkında serginin küratörü Prof. Dr. Baha Tanman şunları yazmış:
“Ekrem Hakkı Bey çok verimli bir ömür sürdürdükten sonra geriye Osmanlı mimarisi araştırmalarına çok büyük katkıda bulunan bir külliyat ile hat sanatı başta olmak üzere, Osmanlı el sanatlarının en seçkin örneklerini içeren muhteşem bir koleksiyon bıraktı.”
Ölümünün 30. yılında açılan bu serginin kataloğunun ilk yazısı Sinan Uluant’ın. Takdim Niyetine’de; Ayverdi’nin hayatı, çevresini öğrenebilirsiniz.
Kardeşi Sâmiha Ayverdi için, “Ben onun ağabeyiyim, ama o da benim anamdır” diyor Ekrem Hakkı.
Sâmiha Ayverdi, Rahmet Kapısı adlı eserinde ağabeyini yazdı.
Katalogdaki Tanıdığım Ekrem Hakkı Ayverdi yazısında M. Baha Tanman, onu tanıyan bir sanat tarihçisi olarak, üç kimliği de bir arada bulunduran Ayverdi’yi tanıtıyor.
Katalogdaki üçüncü yazı, M. Uğur Derman’ın, “Ekrem Hakkı Ayverdi’nin Koleksiyonerliği ve ‘Encümen-i Dâniş’ Toplantıları” başlıklı yazısı.
Eskiden entelektüel isimlerin bir araya geldiği ev toplantılarının, fikir teatisinde önemli bir yeri vardı. Ayverdi’nin evindeki toplantılar da bu geleneği sürdürüyordu.
İbnülemin Mahmut Kemal’in, Sabahattin Eyuboğlu’nun ev toplantılarını da burada anmak gerekiyor.
*
İ. AYDIN YÜKSEL’in Türk Mimarlık Tarihinde Ekrem Hakkı Ayverdi yazısında, onun mimarlık açısından önemini değerlendirirken, yaptığı binaların yanı sıra onun birçok mimari eserimizi büyük bir titizlikle restore etmiş olmasının çok daha anlamlı olduğunu belirtir.
Eski eserlerimiz hakkında şöyle düşündüğünü bu yazıdan aktarabiliriz:
“Âbidelerin tarihî şuur ve san’at anlayışıyla mücehhez ve bu iş için kurulmuş bir müessese elinde olması kurtuluşlarının yegâne çıkar yolu olduğu anlaşılmıştır.” Şebnem Eryavuz’un Ekrem Hakkı Ayverdi Koleksiyonu yazısını okursanız, koleksiyondaki parçaların niteliğini daha iyi anlarsınız: “Ekrem Hakkı Ayverdi’nin, yalnızca bir koleksiyon oluşturmak amacı ile değil, bir kültüre sahip çıkma duygusu ile toplamaya başladığı eşsiz koleksiyonunun büyük bir bölümü 14. yüzyıldan 20. yüzyılın başına değin geniş bir zaman dilimine tarihlenen Osmanlı dönemine ait eserlerden oluşur.”
Bu yazıdan sergilenen objelerin önemini, değerini, niteliğini öğrenebiliriz.
Kitabın ikinci bölümünde sergilenen eserler, fotoğraflar, hatlar yer almaktadır, hepsinin de yanında açıklamalar bulunuyor.
Bu sergi ve katalogdan daha çok özelliği barındıran kitap, üzerinde düşünmemiz gereken birçok konuyu içermektedir.
Restorasyon nasıl yapılmalıdır? Hangi özelliklere dikkat edilmelidir? Restorasyonu yapılacak eser hakkında genel bilginin yanı sıra özel bilgi de gerekir mi?
Ekrem Hakkı Ayverdi eserlerinde ve yazılarında bunların cevabını uygulamalı olarak veren bir isim...
Yapılan binaların kimliği de mimari tarihimiz üzerine düşünmemizi zorunlu kılmaktadır.
Hiç kuşkusuz Ekrem Hakkı Ayverdi, yalnızca mimar, mimarlık tarihçisi, restoratör, koleksiyoner olarak tanımlanamaz. O alanının ilgilendirdiği her konuyu derinlemesine bilen kişilik olarak da gerçek bir İstanbul beyefendisiydi. Çalışmalarından ev hayatına, gündelik yaşamına dair her şey kaybolan bir uygarlığın temsilcisi olduğunu ispatlamaktadır.
*
SERGİYİ gezin, çok yönlü bir kişiyi yakından tanıyın ve onun koleksiyonunu görün. Her zaman denk gelemeyecek bir birikim.
Paylaş