Paylaş
Çocuk kitapları yazarı Gülten Dayıoğlu ile çizer Mustafa Delioğlu, 2000 yılında verilecek Hans Christian Andersen Ödülü'ne aday gösterildi.
İki yılda bir verilen bu ödül, 1956 yılından beri çocuk edebiyatında kalıcı yapıtlar üreten bir yazara ve çizere veriliyor.
Şimdiye kadar bir Türk yazarı bu ödülü almadı, ancak 1956'da Eflátun Cem Güney, 1958'de de Cahit Uçuk, Şeref Listesi'ne girmeyi başarmışlardı.
Gülten Dayıoğlu'yu kitap meraklısı bütün çocuklar tanır. Onun eselerini okumuşlardır.
Döl öyküsüyle Yunus Nadi Öykü Armağanı'nı kazanarak yazı dünyasında kendini tanıtan Dayıoğlu'nun çocuk edebiyatımızda özel bir yeri var.
İstanbul Kitap Fuarı üzerine bir çok yazı yayımlanıyor, kitaplardan söz ediliyor ama çocuk kitaplarına değinene rastlamadım.
Fuar'ı ziyaret eden ana-babaların, çocukların, seçeceği, ilgileneceği kitaplar konusunda gazete ve dergilerde pek bir bilgiye rastlamadım.
Oysa Fuar'ı gezerken seçim bolluğunu göreceksiniz. Üstelik bugünün çocuğunun dünyasına seslenen, onun kendini ve çevresini tanıyıp değerlendirmesini, yarına hazırlanmasını sağlayacak nitelikte kitaplar var. Yazarların da tavsiyelerde bulunmasını beklerdim doğrusu, fuar kapanmadığına göre bu beklentim sürüyor.
Bilgisayar çağında, internetin kol gezdiği bir dünyada; çocukların kitaba, masala daha çok gereksinim duydukları inancındayım.
Eflatun Cem Güney'in masallarını bugün çocuklar eskisi kadar okuyor mu?
Cahit Uçuk için de geçerli bir soru bu.
Ben, gene, edebiyat lezzetini tatmış ana-babaların, kitabın, masalların bir çocuğun dünyasının renklenmesini, hayal gücünün gelişmesinin önemini bilen ailelerin bu kitapları okuttuklarını biliyorum.
Fuar'ı gezen çocukların, ana-babaların çocuk kitapları standlarını özellikle ziyaret etmelerini bekliyorum.
Kendileri kadar çocuklarının da kitabına önem versinler.
Okulların toplu Fuar ziyaretleri asıl alıcıları önleseler de, kitapla buluşmaları açısından yararını inkar etmiyorum.
Bir çoğunun da kitaplar hakkında soru sorduklarına, birbirlerine okudukları kitapları anlattıklarına tanık oldum. Demek ki ziyaret amacına erişiyor.
* * *
GEÇENLERDE bir okurum telefon etti.
Çocuk tiyatrolarının gündeme getirilmesini istedi. Çocuk oyunlarının baştan savmalığından, özensizliğinden yakındı.
Son seyrettikleri bir oyunda, oyuncular ayakkabılarının üstüne basarak sahneye çıkıyorlarmış ve elbiseleri de yırtıkmış.
Çocuklarımızın dünyaya, insana bakışında çocuk tiyatrolarının işlevini söylemeye gerek var mı?
Muhsin Ertuğrul'un tiyatronun eğitimdeki yerini bize iyice anlattığını bilen kuşaklar, bunu hatırlamıyorlarsa, tiyatroculara da, çocuklara da kötülük yapıyorlar.
* * *
DİLERİM Gülten Dayıoğlu ve Mustafa Delioğlu bu uluslararası ödülü alırlar.
Çocuk kitaplarının önemini bize bir kez daha bu yolla hatırlatsınlar.
Paylaş