Paylaş
Sanatçının kozmopolit kimliği onun beni çeken yanlarındandır. Diğer taraftan hem dönemi için hem de kendinden sonra gelen bugünün birçok büyük sanatçısına alan yaratmıştır...
Onun sanatında her kentin izdüşümü var. Dedesi Osmanlı Sarayı’nda çevirmenlik yapmış. Sanatçının demiryolu mühendisi babası Evaristo da İstanbul’da dünyaya gelmiş. Babası İstanbul-Edirne demiryolunun yapımında idareci olarak çalışmış. Türkiye, Yunanistan, İtalya, Almanya sanatçının köklerinde ve sanatında yer alan coğrafyalar...
Paolo Picozza, sanatçının kişiliğini şöyle tanımlıyor:
“Resimden heykele, yazıdan şiire bütün sanat biçimlerinde usta olan sanatçın çeşitlilik içeren gizemli yapıtları, kuşaklar boyunca, kendi çağdaşlarından bugüne, sanatçılara esin kaynağı olmuş, dolayısıyla modern sanatın seyrini etkilemiştir.”
Onun gibi sanatçılar, sanat tarihinin önemli akımlarını ya doruğa çıkarmışlardır ya da yeni akım yaratmışlardır.
‘Otoportresi’ndeki yazı: “Muammayı değilse neyi seveyim?” onun yaklaşımını da gözler önüne serer.
Sanatçı dostlukları etkileşime dayanır. Chirico ile Apollinaire’in dostluğu gibi. Bu dostluk sanatçıya Guillaume Apollinaire Portresi’ni yaptırır.
Sanatının değişik evrelerini yansıtan resimlerini daha iyi kavrayabilmek için, bence kataloğunu alıp okumak daha doğru bir yöntem sayılmalı.
Değişik dönemlerinin yapıtlarını katalog bilgisiyle birlikte yürütmelisiniz.
Sanat tarihinin bazı köşe taşlarını bilmek gerekiyor, bu adların içinde Giorgio de Chirico’nun da yeri var.
PERA MÜZESİ’ndeki diğer sergi, Huma Kabakçı Koleksiyonu’ndan Bir Seçki.
Adı: Anı ve Süreklilik. Bu koleksiyon vesilesiyle rahmetli Nahit Kabakçı, TÜYAP Sanat Fuarı’nın Koleksiyoner Ödülü’nü almıştı. Şimdi kızı devam ettiriyor ve genişletiyor... Bu koleksiyonu sadece sanat açısından önemli bulmuyorum. Bilerek koleksiyon yapmanın sonucunda toplanan eserlerin niteliği açısından da gezilmesini, kataloğun okunmasını salık veriyorum.
Koleksiyonu başlatan Nahit Kabakçı’nın kızı Huma Kabakcı’nın kataloğun başındaki yazısında, kuşaklar arası beğeni farklılığı dünya ölçeğinde inceleniyor.
Koleksiyoncu kimdir? Kendi seçim ölçütleri ne kadar önemlidir, kimlere danışır? Koleksiyonu yenilemek nedir? Koleksiyon uluslararası niteliği nasıl kazanır? Katalogdaki yazılarda bu soruların yanıtını da bulacaksınız.
Koleksiyon nasıl başladı?
Serginin bölümlemesi koleksiyonun oluşum ve değişim biçimini de ortaya koyuyor:
Hafıza, Anılar İnşa Etmek, Anı Odası, Ölümü Anımsa, Formları Şekillendirmek, Göçebe Gövde, Biçimlenen İdeolojiler, Akışkan Kimlikler, Bir Kimlik Yaratmak, Melez Kimlikler, Modernite, Moderni İnşa Etmek, Moderni Yeniden Biçimlendirmek.
FARKLI iki sergi. 8 Mayıs’a kadar sürecek sergileri hâlâ görmediyseniz, mutlaka gezmelisiniz.
Paylaş