MIGUEL de Cervantes’in “La Gran Sultana, Dona Catalina de Oviedo” (Büyük Sultan) adlı eseri Türkçe olarak İstanbul’da sergilendi.
İlk gösterimi 30 Haziran 2010 tarihinde, saat 21.00’de Mimar Sinan Üniversitesi Tophane Kültür Merkezi salonunda gerçekleşti. Etkinlik aynı zamanda Avrupa Birliği Dönem Başkanı olan İspanya’nın Türkiye Temsilciliği’nin kapanış seremonisine zaman açısından denk geliyordu. Eser, Türk Devlet Tiyatrosu’nun, 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Organizasyon Komitesi desteği ile gerçekleştiriliyor. Eserin yönetmenliğini, Barcelona Goya Tiyatrosu’nun ünlü aktör ve yönetmeni José María Pou üstlendi. Ayrıca, İspanya Klasik Milli Tiyatro artistik koordinatörü José Luis Masó da katkıda bulunmuş. Oyun, Tophane’deki gösteriminden sonra, 2, 3 ve 4 Temmuz günlerinde Üsküdar Sahnesi’nde sergilendi, önümüzdeki mevsim de Ankara’da sahnelenecek. * * * OYUNU daha önce 1992 yılında İspanya’da görmüş, orada yaşayan bir okurumun izlenimlerini de yazıma aktarmak istedim. “Oyunu İspanya’nın en büyük tiyatroculardan biri Adolfo Marsillach sahneye koymuştu. Ünlü tiyatro adamı öldü. Konusu şöyleydi: Osmanlı Sultanı, İspanyol bir esire âşık oluyor ve evlenmek istiyor. Kız adını, dinini ve kıyafetini değiştirmemek şartıyla evlenmeyi kabul ediyor. Sultan buna razı oluyor. Ancak Saray’daki bağnaz ve çıkarcı vezir ve haremağaları karşı çıkıyorlar. Kızın koyu Katolik babası da aynı şekilde karşı çıkıyor. Hatta İspanya’dan gelip kızı öldürmeye çalışıyor. Fakat âşıklar buna direniyorlar ve sonunda müthiş güzel bir İstanbul dekoru önünde kavuşuyorlar. Oyunun önemi, Cervantes gibi önemli bir yazarın Osmanlılara karşı savaşıp bu savaşta kolundan yaralandıktan sonra esir düştüğü halde o dönemde böyle bir eser yazmış olmasıdır. Oyun İspanya’da sahnelendiği zaman büyük ilgi gördü. Bosna’daki iç savaş ve etnik temizlik dönemiydi. İspanyollar oyunu etnik-dinsel hoşgörü ve bağnazlığa karşı çıkış açısından yorumladılar ve kamuoyuna bu şekilde sundular... Her taraftan aşırıların farklılıkların uzlaşmasına engel olduğunu ve buna karşı çıkmak gerektiğini vurguladılar. Bu yıl UNESCO’nun ‘Kültürlerin Yakınlaşması Yılı’ olduğu için bu seçim ayrıca isabetli. Ayrıca İspanya ve Türkiye ‘Medeniyetler İttifakı’ Girişimi’nin serüvenini bilen birisiyim. İspanya’daki prodüksiyon için İspanyollar Türkiye’ye özel heyet gönderip Topkapı dekorlarını, kıyafetleri bile incelemişlerdi.” * * * GELECEK mevsimin önemli oyunlarından biri olacak inancındayım.