Paylaş
İKSV’nin düzenlediği 14. İstanbul Bienali şehrin birçok yerini sanatla, sanatçıların ürünleriyle bezedi, bu yerlerin başında gelenlerden biri de Büyükada.
Bienal Büyükada’ya nasıl ulaştı? Bienalin küratörü Carolyn Christov-Bakargiev, bienal kitabında bu buluşmayı anlatıyor: “Bir gün Orhan Pamuk’u ziyaret etmek için eskiden ‘Prinkipo’ denen ve Lev Troçki’nin (1879-1940), 1929-33 arasında dört yıl sürgünde kaldığı Büyükada’ya gittim. Pamuk, bana Troçki’nin adadaki son geçici evini gösterdi. Çatısı yoktu ve deniz kenarındaydı; gerek yabani gerekse şimdiki görevlinin yetiştirdiği bitkilerle kaplıydı. Troçki’nin 1929’da Hayatım başlıklı otobiyografisini kaleme aldığı ev olabilirdi bu. Şaşırmıştım, hiç plaket yoktu, burada kaldığından söz edilmiyordu. ‘TUZLU Su: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori’yi çoğunlukla şehir merkezinden uzak ve birbirinden kopuk mekânlarda sergilenen sanat yapıtlarının uyumlu bir sunumu olarak düzenleme fikri böylece doğdu.”
Ben de Büyükada’da bienal mekânlarını, eserlerini görme gezime Troçki’nin evinden başladım. Çünkü bienalin felsefesine uygun bir yerdi.
Evin kıyısına indiğinizde, sahilde Arjantinli genç sanatçı Adrian Villar Rojas’ın birebir boyutlarda otuza yakın hayvan heykelleri çıkıyor karşınıza. Hep eve bakıyorlar, her an sahilden çıkıp eve doğru yürüyecekler gibi.
BÜYÜKADA’DA nerede neler var?
Ziyaret edecekler için bir rehber liste koydum yazıma.
Kaptan Paşa Deniz Otobüsü - İDO İskelesi;
Sanatçılar: Pınar Yoldaş, Marcos Lutyens.
Büyükada Halk Kütüphanesi - Nizam Mahallesi, 23 Nisan
Caddesi 41;
Sanatçı: Merve Kılıçer.
Splendid Palas Hotel - Nizam Mahallesi, 23 Nisan Caddesi 53;
Sanatçı: William Kentridge.
Rizzo Palas - Nizam Mahallesi, Kadıyoran
Caddesi 29;
Sanatçı: Ed Atkins.
Mizzi Köşkü - Nizam Mahallesi, Çankaya
Caddesi 31;
Sanatçı: Susan Philipsz.
Çankaya 57 - Nizam Mahallesi, Çankaya
Caddesi 57,
Sanatçı: Daria Martin.
Troçki Evi - Nizam Mahallesi, Hamlacı Sokak 4;
Sanatçı: Adrian Vilar Rojas.
* * *
ÖLDÜRÜLMELERLE, onulmaz acılarla geçen bir hafta.
Büyükada’ya giderseniz hem biraz günlük yaşamınızı değiştirirsiniz hem de sanatla dolu bir gün geçirirsiniz.
Yorulduğunuzda eşsiz bir manzara içinde, çayınızı kahvenizi içebilirsiniz.
(Pazartesi hariç her gün 10.00-18.00 arası gezebilirsiniz.)
Paylaş