Bugün ne yapmalı

ELBETTE benden "Oyunuzu mutlaka kullanın" gibi klasik bir yanıt beklemiyorsunuz.

"Bütün günü evde nasıl geçireceksiniz?" sorusuna cevaplar verip, önerilerde, hatırlatmalarda bulunacağım.

Zaten sen başkasını bilmezsin, deseniz de, müzik dinleyin, kitap okuyun diyeceğim.

Bir seçim gününün gerginliği -çok kimse için öyledir sanırım- yaşanırken okunacak kitaplar için öncelikle "hangi tür?" sorusunun yanıtını vermeliyim.

Bir siyaset bilgesi İsmet İnönü’nün seçim sonuçlarını beklerken yayınlanan fotoğrafını örnek gösterirsem, önerilerim daha inandırıcı, daha uygulanabilir bir nitelik kazanır.

İnönü hangi kitabı okuyordu, biliyor musunuz?

Ülkü Tamer’in dilimize çevirdiği Edith Hamilton’un Mitoloji’sini. Koltuğa oturmuş, ayaklarını tabureye uzatmış, sanki her günkü yaşamından bir kesit. Ünlü devlet adamı, o kahramanları kim bilir çevresinden kimlere benzetti?

Ağır, kafanızı yoracak, siyasal ve sosyal konulu kitaplardan kaçının. Sonuçlar açıklanıncaya kadar, memleketi değil kendinizi düşünün. Nasıl olsa, sonuçlar açıklandıktan sonra kendinizi bu işe adayacaksınız.

Şiddetle, ısrarla polisiye okumanızda sonsuz yarar görüyorum. Günün dertlerinden, geleceğe dair düşüncelerden sıyrılıp, dedektifle birlikte katilin peşine düşün. Böylece ileride kuracağınız komplo ve çözüm teorileri için de bir deneyim kazanırsınız. Gerçeklerden soyutlanıp, aklınızı yedeğe alırsınız.

Çok iyi polisiye çeviriler, çok iyi yerli polisiye yazarlarımız var. Kitaplığınızda bu tür kitaplar yoksa hemen sağlamaya çalışın. En yakın kitapçıda zengin bir listeye rastlayabilirsiniz.

Ataol Behramoğlu’nun "Uçur diye ey aşk ..." başlıklı Türk ve Dünya Edebiyatından Tematik Aşk Şiirleri Seçkisi’ndeki aşk şiirlerini okuyarak dünü tamamladım, bugün de devam edeceğim.

Aşk en ortak ve en zararsız konu bugün.

* * *

İKİ tür film sizin heyecanınızı normal düzeye indirir, böylece akşama serinkanlı biri olarak girersiniz.

James Bond’lardan biri tercihimdir. Son filmi Casino Royal’i seyredebilirsiniz, DVD’si satılıyor.

Pekálá bir western de, alışılmış deyimiyle bir kovboy filmi de iyi gelir. Ben John Ford diyeceğim ama şimdi mağaza mağaza dolaşmanızı istemem. Spagetti western’e bile itirazım yok. İki tür film de benim bireyselliğimi güçlendirir, takım halindeki çalışmalar yerine, bir kurtarıcı (!) yeter diye düşünürüm.

Hafif bir yemek yiyin. Müzik olarak da ben valsler ve tangolar uygun bir seçim, diyorum.

Shakespeare’i anımsayarak, bu dünya sahnesinde hepimiz oyuncuyuz, diye düşünün. Ezberlediğimiz, ezberletilen rolleri şöyle bir gözünüzün önünden geçirin, gülüp geçin.

İçki konusunda bir şey diyemem.

Tuttuğunuz parti, kişi kazanırsa Ekrem Reşit-Cemal Reşit Rey kardeşlerin Lüküs Hayatı’ndan bir bölümü anımsayıp, "Kır şampanya kadehleri" mi diyeceksiniz, yoksa Yahya Kemal Beyatlı’nın "Álemde ehl-i dert ile derd-áşina içer" dizeleri mi durumunuza uygun gelecek bilemem.

* * *

DÜNYANIN sonu değil ya, sözündeki sorumsuzluk, vurdumduymazlık, aldırmazlık, bazen geçici de olsa en geçerli teselli.

Yarın sabah kalkacak Recaizade Ekrem’e hak vereceksiniz:

"Álem gene ol álem, devran gene ol devran."
Yazarın Tüm Yazıları