Paylaş
İHSAN YILMAZ'ın ‘‘Sanatçıların Büyük Vefası-İstanbul Festivali'ne Kriz Desteği’’ (8 Mayıs 2001, Hürriyet) haberini okudum ve şu karara vardım:
Festivale ben de bu yıl kendi paramla aldığım biletle gideceğim. Şimdiye kadar davetiye alanların da bu yargımı destekleyeceklerini umuyorum.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı yöneticilerinin, önemli konserler, gösteriler için karşılanamayacak sayıda davetiye talebi konusunda çektikleri sıkıntıyı bilirim. Davetlilere bir salon tahsis etseler, gene karşılayamazlar.
Vakıf yöneticilerinin bu yıl davetiye sayısını kısıtlamalarını öneriyorum.
Sanatçıların yaptıkları fedakárlığı, dinleyicilerin de yapmasını olağan karşılıyorum.
Konserlere gidelim, bütçemizi zorlayalım, yaşadığımız şehirde böyle bir festivale katkımızı esirgemeyelim.
Kültür başkenti olduğunu iddia eden, bu unvanı kazanmak isteyen İstanbul'u sanatla yüceltebiliriz.
Herkes bilmeli ki -yabancılar biliyor da biz farkında mıyız şüpheliyim - beş yıldızlı oteller, dev alışveriş merkezleri Türkiye'nin çağdaşlık hanesine yazılmıyor.
Türkiye, kültürel etkinlikleri ile dünyadaki yerini alabilir ancak.
* * *
ÜNLÜ İngiliz klasik müzik dergisi Gramophone, mayıs sayısının bir bölümünü yaz festivallerine ayırmış ve uzun bir liste yayınlamış.
Festivallerdeki orkestraları, solistleri inceledim. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali'nin, orada yer alan çoğu festivalden daha kaliteli, daha önemli ve tanınmış adları, toplulukları bize dinleteceği kanısına vardım.
Festivals 2001-European Festivals Association'un kitapçığına baktığımda gene aynı karşılaştırmayı yaptım. Uluslararası İstanbul Festivali'nin programı çoğundan daha iyiydi.
Ayrıca Festival'in, bugün başka festivallerdeki önemli toplulukları, solistleri de daha önce bize dinlettiklerini okur dinleyicilerime hatırlatmak gerekiyor.
Unutmayalım, bizim kendimize özgü sıkıntılarımızın çoğu diğerlerinde yoktur. Krize, ekonomik kısıtlamaya rağmen böyle bir festivalin gerçekleştirilmesi, benim gözümde yapılanları daha da önemli kılıyor.
Dünyada savaş sonrası, önce konser salonlarının, kütüphanelerin onarıldığını yazmaktan usanmıyorum.
Şakir Eczacıbaşı, film festivalinde izleyici rekoru kırıldığını söylemiş.
İnanır mısınız, bu sonuç beni ne kadar sevindirdi. Genç kuşağın bu ilgisi, yarına olan güvenimi artırdı.
Bülent Eczacıbaşı da, ‘‘Sanat, lüks tüketime yönelik bir faaliyet değildir. Sanat, bir toplumun temel gıdasıdır’’ demiş.
Bu evrensel gerçeği unutmayalım.
* * *
İSTANBULLULAR, bu festivale sahip çıkın.
Bir şehrin kültürü, festivali orada yaşayanların üzerine zimmetlidir.
Paylaş