Paylaş
Faruk Şüyün’ün hazırladığı kitapta, Kuçuradi’nin yaşamı ve çalışmaları üzerine bilgiler, belgeler veriliyor.
Soru/yanıt biçimindeki kitabın başlığı şöyle: “İnatla ve Umutla-İnsan Değerleri Peşinde-İonna Kuçuradi”.
Felsefenin özü, işlevi konusunu yapıtlarında irdeleyen Kuçuradi, felsefenin insanı insan yapan özellikleri üzerinde durdu, bu alanda kitaplar yazdı, dernekler kurdu, konferanslar verdi.
Üniversite çağlarından tanıdığımız felsefeci, edebiyatla olan ilişkisini hep sürdürmüş, yaşamımızda kapladığı yeri her zaman yazmıştır.
Eğer felsefe hayatla örtüşmezse, onu soyut bir bilgi olarak öğrenmek okuyana bir şey katmaz.
Kuçuradi, yaşamı boyunca felsefenin insan için uygulanabilirlik yanını vurgulamıştır.
Yalnız felsefi çalışmalarıyla değil, sosyal çalışmaları ile de aydın kimliğini kanıtlamıştır.
Kitaptan, biyografisini, aile çevresini, toplumsal ve siyasal olaylar karşısındaki akılcı tepkilerini öğrendikten sonra, çalışmalarını daha iyi anlarsınız.
6-7 Eylül olaylarından darbelere kadar yaşadıklarının onda hangi yankıları uyandırdığını okuyunca, felsefi açıdan bakışın ne olduğunu da algılayabilirsiniz.
Üniversiteden mezun oluşundan profesörlüğe kadar yaşadıklarını, zihinsel çalışmanın nasıl zorlukların üstesinden gelinerek gerçekleştirildiğini çok üzülüp az şaşırarak okudum. Bildiklerimi başkalarının anılarında da okumuştum.
Aldığı ödülleri, yurtdışında yaptığı çalışmalar, onu ne kadar az tanıdığımızı gösteriyor. Bu ödüllerin tanıtma açısından da yararı olduğu kanısındayım.
Kitabın önemli bir yanı da felsefe eğitiminin bize ne kazandırdığı ya da kazandırması için nasıl bir eğitim verilmesi gerektiği konusundaki düşünceleri.
* * *
FELSEFE’Yİ seçme gerekçesini şöyle anlatıyor:
“Üniversitede neden felsefe okumayı seçtim? Birçok söyleşide söylediğim gibi, arkadan baktığımda, beni felsefe okumaya götüren, herhalde her gün karşılaştığımız bir olgudur. Aynı kişiler, kişilerin aynı eylemleri, aynı durumlar, aynı olaylar, aynı eserler vb farklı kişiler tarafından farklı değerlendiriliyor, buna da çoğulculuk deniyor. Eskiden beri olan ve postmodernizm ve kültürcülükle de 20. yüzyıl sonlarında yeniden yaygınlaşan bu görüş ‘çoğulçuluk’ denilenin nerede söz konusu olabileceği nerede de söz konusu olamayacağının farkında değil.
İşte yaşamda karşılaştığımız aynı şeylerin farklı değerlendirilmesi olgusunu açıklamaya çalıştım, başka bir deyişle bunun teorisini yaptım. Açtığım yolda daha çok felsefi bilgi üretilebilir.”
İstanbul-Erzurum-Ankara üçgeninde gerçekleştirilen çalışmalar, kurulan dostluklar.
Emre Kongar’ın annesi Mesude Hanım da öğretmenliğini yapmış, onu övgüyle anıyor.
Ankara anılarında, Ülker ve Özdemir İnce, Bilge Karasu dostluklarını dile getiriyor.
Nice güzel, nitelikli kitaplarını okuduğumuz Yankı Yayınları’nı, Kemal Demirel’i okuduğumda, anılarım tazeleniyor.
Faruk Şüyün, dikkatle, özenle, araştırmayla sorular hazırlamış.
O zamanki Kuçuradi’nin bir sözünü anımsatıyor bize.
Demirel’e bakın ne demiş:
“Öyle bir yayınevi kuralım ki, çıkaracağımız her kitapta insan kokusu bulunsun”.
Bugün bazı sorunları derinlemesine anlamak için Kuçuradi’nin çok önemli bir kitabını salık vereceğim: İnsan Hakları: Kavramları ve Sorunları*.
Bu kitaptan özellikle üç ana başlığın acilen okunması gerekli:
- İnsan Haklarının Çok Etnik Kökenli ve Çok Dinli Toplumlar İçin Farklı Gerektirdikleri.
- Günümüzün Devletlerinde İnsan Hakları Işığında ‘Azınlık Hakları’: Kavramı ve Sorunları.
- İnsan Hakları Açısından ‘Dünya Problemleri’.
Kurucusu olduğu Türkiye Felsefe Kurumu Derneği, bugün 42 yaşında.
Sivil toplum kuruluşlarında da önemli görevler üstlendi.
Maltepe Üniversitesi İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin de müdürlüğü görevini sürdürüyor.
* * *
İONNA KUÇURADİ’nin kitaplarını okumakla kalmayın, hayatını da örnek alın.
Bir felsefecinin ışığında eşit ve özgür bir dünyaya ancak bu şekilde ulaşabilirsiniz.
(*) Türkiye Felsefe Kurumu Yayınları
Tel: (0312) 440 74 08
Faks: (0312) 441 02 97
Web: www.tfk.org.tr
E-mail: turkiyefelsefekurumu@gmail.com
Paylaş