Paylaş
Dostum, sinema eleştirmeni Atilla Dorsay'ın Uluslararası İzmir Film Festivali'nde Altın Artemis Onur Ödülü'ne değer görülmesi beni çok mutlu etti. Gerçek sahibini bulan bir ödül. Ben, yıllarını bir mesleğe adayan insanlara karşı en azından manevi borçlarımızı ödemekten sevinç duyarım.
Atilla Dorsay, sadece bir sinema eleştirmeni değildir. Kent sorunlarından kültür sorunlarına, yaşama biçimine kadar değişik konuların da yazarıdır, geniş ve renkli bir yelpazesi vardır.
Çünkü sadece sinemayı seyretmekle yetinmez, sinemayı okur ve onun dışında edebiyatın da iyi bir izleyicisidir.
Hiç kuşkusuz bu niteliklerinden dolayı da, iyi bir sinema eleştirmeni, sinema tarihçisi ve denemecidir. Kültür birikiminin izdüşümü sinema yazılarını boyutlandırır.
Ödül konuşmasında belirttiği gibi, sinema eleştirmenliği insanı abad edecek bir meslek değil. Zaten Sevgili Atilla bilir ki, yazıyla zengin olunmaz.
Ancak insanoğlu, bir ömür verdiği işten o kadar haz duyar ki, bunun parasal karşılığı biçilemez.
Atilla Dorsay, sinema eleştirmenliğini bir meslek haline getirdi. O, sinema seyircisinin mutlaka başvurduğu, yargısına güvenilen bir konum kazandı. ‘‘Atilla Dorsay ne yazmış?’’ sözü, bütün sinemaseverlerin dilindedir.
Benim Atilla gibi çok sevdiğim dostlarımla münasebetlerim, her zaman günlük güneşlik olmamıştır. Onlar da bana kızar, ben de onlara. Sitemler dostluğun baharatıdır. Çok sevdiğim bir sözü kullanayım:
‘‘Sitem aşinalardan gelir, biganelerden gelmez.’’
***
SON kitabı Hayatımızı Değiştiren Filmler'in imza cümlesini yazıma aldım:
‘‘Kızsak da dost kalmaya mahkumuz birbirimize. Ne dersin?’’
Sevgili Atilla, özgürlüğe kavuşmayı arzulamadığım tek mahkumiyet bu olabilir yaşamımda. Çünkü bu mahkumiyet bizim gibi dostlar arasında, müebbed bir mahkumiyettir. Dostluğun affı olur mu Atilla.
Bazen yaptığım ihmalkarlıkların onu çileden çıkardığını bilirim. Çünkü o yağmurlu bir günde, sırılsıklam, söz verdiği kitabı imzalayıp getirir.
Ben ise bu işi savsaklayabilirim, bu yüzden de Atilla'nın şimşekleri hep benim üstümde çakar, çakacaktır da.
Sinema tarihi ile ilgili kitapları çekirdek kütüphanemdedir. Sinemalarda, festivallerde, televizyonda oynayan filmleri onu okumadan seyretmem.
Gerçekten de Hayatımızı Değiştiren Filmler, çok çağrışımlı bir isim. Çünkü bence öyle filmler vardır ki, hayatımızı değiştirir, dünyaya, sevgilimize, işimize bakışımız birdenbire gözümüzde sıfırlanır. Değerler skalası değişir, yenilenir.
Seyredip de hayat belleğimizde iz bırakmış, bir gün hatırladığımızda ayrıntılarının peşine düştüğümüz nice filmler bu kitapata var.
Carrington'u, Dünyanın Tüm Sabahları'nı Tehlikeli İlişkiler'i bana hatırlattığı için bu kitabı sevdim.
***
BUGÜN bilinçli, bilgili, neyi neden seyrettiğini bilen bir bir sinema seyircisi varsa, film festivallerinde salonlar doluyorsa, Türk filmleri kapalı gişe oynayabiliyorsa, biz bunları Atilla Dorsay'a borçluyuz.
Sevgili ve ebedi dostumu kutlarım.
Paylaş