Paylaş
Hiç kuşkusuz bunların başında Âşık Veysel gelir. Onu kendi icrasının yanında başka solistlerden de dinlemeyi severim, yorum farkı besteyi zenginleştirir.
Yeni bir kaydını dinlerken yazdıklarım, okuduklarım, düşündüklerim yeniden belleğimde tazelendi.
Dinlediğim LP:
Âşık Veysel/ Arşiv Serisi
Yapım: Kalan Müzik/ Hasan Saltık
Yayımı Hazırlayan: Melih Duygulu
LP’nin iç kapağında yaşamı ve sanatı üzerine bir yazı yer alıyor.
Oradan birkaç cümleyi yazıma aldım:
Âşık Veysel (Şatıroğlu) 1894 (H.1310) yılının Mayıs ayında Sivas’ın Şarkışla İlçesi’nin Sivrialan-Sivralan (Söbalan) Köyü’nde dünyaya geldi. Annesi Gülizer Hatun, babası Ahmet Ağa’ydı.
Veysel’i Veysel yapan, onu köyünün dışında tanınmasını sağlayan kimdi?
Onun öyküsünü mutlaka okumanızı isterim. Cumhuriyet döneminin öğretmenlerinin, okul müdürlerinin yaratıcı, araştırıcı kimliğini de öğrenmenizi sağlayacaktır bu yazı.
Veysel, 1931 yılına kadar köyünde yaşadı.
Sonradan kaderi bakın nasıl değişti?
Ahmet Kutsi Tecer’in Sivas Maarif Müdürü iken birkaç yakın arkadaşıyla kurduğu Halk Şairlerini Koruma Derneği (1931) ilk faaliyet olarak Sivas’ta bir ‘Halk Şairleri Bayramı‘ düzenlemişti. Bayram süresince çalıp söyleyecek yerel müzikçileri ve âşıkları davet etmek için köylerine gidiyorlardı. Halk Şairi Bayramı’nı düzenleme komitesi. Şarkışla’nın Sivrialan Köyü’ne de uğradı; iyi çalıp söyleyenleri tespit edip bayrama katılmalarını sağlamak için...
Heyet, Veysel’in evine geldiğinde, Veysel karısına evde olmadığını söyletir, zira çekinmektedir, hatta biraz da korkusu vardır, bu yüzden katılmak istemez etkinliklere... Ne var ki Tecer’in ısrarları karşısında dayanamaz ve bayrama katılır.
Bu bayram Veysel’i ‘âşık’ yapacak, O’nu ilk önce kendi vilayetine, sonradan tüm yurda tanıtacaktır.
‘Sivrialanlı Kör Veysel’ olarak köyünden dışarıya çıkar ve ‘Âşık Veysel’ olarak tüm dünyanın tanıdığı bir halk sanatçısı olur. Plaklar doldurur, hayatı filme alınır, şiirleri kitaplaştırılır.
Köy Enstitüleri’nde belletmen olarak çalışır, çeşitli bilimsel çalışmaya veri tabanı olacak yüzlerce ezgiye kaynaklık yapar.
1950’den itibaren köyünde yaşamaya başlar.
21 Mart 1973 günü Âşık Veysel Şatıroğlu olarak yaşamını yitirir.
Veysel 22 Mart günü sadık yâri olan kara toprakla buluşmuştur.“
İÇİNDEKİLER:
A yüzü
B yüzü
TECER’İ TANIDIM
AHMET HAMDİ TANPINAR’ın isteğiyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde Ahmet Kutsi Tecer’in (1901-1967) folklor derslerini dinledim.
Salık vereceğim bir kitap:
‘Ahmet Kutsi Tecer’e Armağan’
Yayına Hazırlayan: Turgut Çeviker
V Yayınevi
DİSKOTEĞİMDEN
‘AZERBAIJAN lov songs’
Ozan Sarıboğa, Utku Barış Andaç
Albümde 20 şarkı yer alıyor.
“Biz bu albümde size müzik yapmak istemedik, müziğin kendi olmaya karar verdik. Keman çalarken kemanı, piyano tuşlarına dokunurken piyanoyu unutuyorsanız, keman da sizsiniz, piyano da, müzik de. Sözlü müziğin çokça rağbet gördüğü bir ortamda enstrümantal müzik yapmak doğrusu cesaret istiyor.
Ama biz inanıyoruz ki müzik zaten her dilde konuşur.
Derinine indikçe kelimeler küçülür, sevda ve mana büyür.”
(Ahenk Müzik)
Paylaş