Arvo Part’i dinlerken

BAZI müzikler emek ve bilgi ister.

Arvo Part, bu sınıfa giren bestecilerden biri.

Haberin Devamı

Önemli bir söyleşiye gittiğimden, Ömür Boyu Başarı Ödülü’nü aldığı gece yapılan töreni ve Tallinn ve İstanbul için bestelediği “Adem’in Yakarışı”nı ne yazık ki canlı izleyemedim. Özel hazırlanmış DVD kaydından dinledim/seyrettim.
Müzikle mekânın uyuşmasının herkesi etkilediğini biliyorum. Konseri kime sorsam herkes, çok görkemliydi, büyüleyiciydi, diye yanıtlıyor.
Anlaşılan biçimsel etki, içeriği ikinci plana itmiş.
Önceden de dinlediğim, Te Deum’u bir kez daha dinlerken, Evin İlyasoğlu’nun Aya İrini’de Arvo Part Gizemi (*) yazısında bestecinin söyledikleri beni etkiledi:
“Bu akşam pek çok olumlu şey bir araya geldi. Özellikle Te Deum’u sanki bu mekân için bestelemişim. Oysa ben daha önce İstanbul’a hiç gelmedim, Aya İrini’yi de hiç bilmiyordum. Mekân ve müziğin uyumu beni çok mutlu etti.”
Grammy Ödülü de alan, birçok film müziği de bestelemiş olan Arvo Part için, “21. yüzyılın Mozart”ı diyenler var, Bülent Eczacıbaşı da açılış konuşmasında onu, “Yüzyılımızın en büyük, en heyecan verici bestecisi” olarak takdim etti.
* * *
HAKKINDA bilgi edindikten sonra, onun müziğini tek başıma dinlerken, sessizliğin güzellik olduğu konusundaki ısrarını algılayabildim.
Acaba bizi saran kolajdaki başarısı mı?
Bildiğimiz tınılara yeni, duyulmamış tınıları katarak bizi modernin ötesine, yeni bir beğeniyi duyumsamaya mı çağırıyor?
İnsanlığın serüveninde din duygusunun, çağlar boyu bizi kuşatan kuralların, insan ruhunda bıraktığı izleri ustaca yansıtıyor.
Te Deum’dan sonra Tabula Rasa ve Summa CD’lerini dinledim.
Cantus in memory of Benjamin Britten, bir sanatçının ölümünden sonraki üzüntüyü, duygularını müziğe getiren bir beste.
Britten’in, 4 Aralık 1976’da ölümü onu öylesine etkilemiş ki, “Onu kendim için keşfettim, müziğinin sıradan olmayan saflığını değerlendirmeye başladım” diyor, hislerini anlatırken.
Fratres Gidon ve Elena Kremer’e adamış bu bestesini.
Bestelerinin özünü iki kelimeyle özetliyorlar:
Sükûnet ve Güzellik.
Çalışmalarında minimal bir anlayışı yeğliyor Part. İtiraf etmek gerekir ki, etkisine kapılmamak imkânsız.
Collage sur Bach’ı dinlerken, müzik tarihinin evlerini unutmadan devleşmenin yöntemini buluyor adeta.
* * *
YAŞADIĞIMIZ yüzyılın karmaşasında, Arvo Part’e çok ihtiyacımız var.
Bu akşam saat 20.00’de Aya İrini’de Cem Mansur’un yöneteceği Akbank Oda Orkestrası, Arvo Part’in 4. Senfoni’sini seslendirecek. Daha önceki konserleri kaçıranlar mutlaka dinlemeliler.

Haberin Devamı

(*) Aya İrini’de Arvo Part gizemi, Evin İlyasoğlu, Cumhuriyet, 9 Haziran 2010, Çarşamba.

Yazarın Tüm Yazıları