Paylaş
ALIŞKANLIKTAN mıdır, geleneksel bir görev bilinci midir, ne derseniz deyin, yılın son gününde bir yılın sanat/edebiyat bilánçosunu çıkarırım.
İstatistikler değildir yol göstericim, benimkisi öznel bir yolculuk.
Bir yılın bendeki izleridir, geçen yıldan kalan, gelecek yılda sürecek ya da uçacak olan.
Bestseller listeleriyle hepimiz dalga geçtik, kim seçmiş bunları diye, orada yer alan kitapları küçümsedik, görmezden geldik.
Ne var ki artık bizim de bestsellerimiz oluştu, yerleşti, ona göre kitap alanlar çoğaldı.
Bestseller kelimesi yerine çoksatanlar da diyebilirsiniz, ille de Türkçesini kullanmadığım için beni kınamayın. Herkes bunu anlıyor.
Çoksatanlar'ı okuyanların bu yılki favorileri sultanlar'dı, tarihi roman türüne bunca düşkünlüğümüze şaşırdım kaldım. Firavunların láneti olsa gerek!
* * *
Türkiye'de yayınlanan kitap adedi ve türünde artış var.
Okuma zevkini çoksatanlar listesine bağlayanların dışında, kendi seçimini, birikimi doğrultusunda yapan bir okur kimliğinin de varlığını kabul edelim.
Yalnız roman, öykü, şiir değil, onun dışındaki tür kitapların (nonfiction) okur sayısındaki yükselme beni sevindiriyor.
Mazoşizme dönüşen az okuyoruz teranelerinden de artık bıktım, okumayanların uydurduğu bu masalı ben yutmuyorum.
İyi hazırlanmış bir serginin, retrospektif özelliğin yüzlerle ifade edilen sergi ziyaretçilerini nasıl artırdığını örnekleriyle yaşadık.
Birincisi Komet'in esin kaynaklarının yer aldığı sergi, diğeri de Erol Akyavaş Retrospektif Sergisi.
İkisi de, resmin ziyaretçisi yoktur önyargısını silip attı.
Neyyire Özkan'ın Hürriyet'in haftasonu ekinde dediği gibi, gelenlerin sayısı, Oskar'lı filmlerin seyirci sayısını aştı.
İyi sunulan bir sanat hareketinin, serginin seyircisi bulunuyor.
İki sergi de bu kara ibreyi biraz pembeleştirdi.
* * *
TÜRK sineması dünyayı dolaştı.
Türk sineması salonları doldurdu.
Kendi sineması olmayan bir ülkenin, kültürel bütünlükte bıraktığı eksiklik onarılmaz.
Özellikle bu fimler, bizim insanımız'ı veren başarılarıyla daha da önemli bir yerde.
Duygunun, dayanışmanın bizim coğrafyamızdaki insanlara özgü dünyası başarıyla aktarıldı gümüş ekrana.
Hem yönetmenler gelişti hem de seyirci.
* * *
BİR yılın müzik olaylarını derleyen yazılarda Batı müziği ile Türk müziğine ayrılan yer az gibi geldi.
Fazıl Say, yurtdışındaki bütün müzik dergilerinde vardı.
Türk müziği CD'leri de birbiri ardına çıkıyor, kulaklarımıza unuttuklarımızın sesini ulaştırıyor. Türk müziğinin büyük piyanisti Feyzi Arslangil'in CD'sini özellikle anmalıyım.
Türkünün yükselişi sürüyor. Belli müzik türlerine kısılıp kalmıyoruz artık.
* * *
TİYATROLARIN dolu salonlara oynadığını görmek ve bilmek yılın güzel olaylarından biri.
Özel tiyatroların yaşayabilmesi için hepimizin daha yoğun çaba göstermemiz gerekiyor. Zorluklara rağmen bu başarıları, sanırım zaman zaman mucize sözünü anımsatıyor.
* * *
BİR yılın benim sanat çizelgemdeki kurşun kalem notları.
Gelecek yıl için umutluyum.
Çünkü sanat daima içinde umudu barındırır.
Paylaş