Doğan Hızlan: Anıların sisi içinde Tülay German






Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

‘‘Benim için şarkı söylemek: Sevincimi, kederimi, öfkemi, sevgimi, tüm duygularımı dinleyicinin önüne sermek...

Bin çeşit renkle nakış işlemek... Yiğitliğin alıyla, kederin karasıyla, acının sarısıyla, umudun mavisiyle... Bir çeşit haykırış, ağlatı, özgürlük, coşkunluk... Sonu, sınırı olmayan bir zevk. Sesim ise, beni güzel'e, mut'a götüren bir araç, bir armağan.’’

Tülay German, ‘‘Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu’’ kitabında böyle yazmış. Şarkı nedir, neden söylenir, sözlüklere girecek bir yürekten tanım.

Bir insanın anıları, içten yazılırsa okuyanı alıp götürür.

Anılar, yalanların aklanması için kaleme alınmışsa, kütüphanemde öyle bir kitabı bulundurmak bile azap verir bana.

İlk gençlik anılarım/anılarımız içinde onun parlak sesinin tınısının, siyah süveterli doğal giyiminin terk edilmez bir yeri vardır.

Demir Özlü, Sina Akşin, Önay Sözer ve ben, çoğu günler As Kulüp'e gidip, onu dinlerdik.

Türkünün bozulmadan, yeniden yaratılışının çekiciliğine kim dayanabilir ki?

Antonio Pedro Vargas diye bir İspanyol devrimcisinin şarkısını söylemeye başladığında, düzene isyanımızı, yarın değiştireceklerimizin umudunu o seste bulurduk.

‘‘Burçak tarlası’’, yıllarca söylenen bir türkü değil, Anadolu'nun acısını büyük kentlere taşıyan, isyanı, teselliyi bir arada barındıran, anlatamadığımız duygularımızı bir araya getiren bir Anadolu aryasıydı sanki.

* * *

TÜLAY GERMAN'ın Burçak Tarlası CD'sini dinleyerek yazıyorum bu satırları.

Ne güzel bir bütünlük.

Bir kitaba yazarının sesinin eşlik etmesi, duygu şiddetini artırması.

Jacques Brell için, alçakgönüllüydü, diyor. Aynı onun gibi.

Genç bir müzikçiyi ona götürdüğümde, gece yarısı yorgunluğundan sonra bile onu dinlemiş, saatlerce müzikten konuşmuştu.

Savaşların en zor kazanılanı, Türkiye'de bireyliğini ilan etmenin mücadelesi. Bir ömrü; güvence köprülerinden geçerek tüketmemek. Sanatçıya yakışan çözüm. Zoru seçmek.

Düşmemiş Bir Uçağın Kara Kutusu'nda, onun serüveni, hayatını kendi açtığı yoldan giderek kurmak isteyenlere örnek olabilir.

Ailenize, paraya direnmek.

Erdemli Yıllar'ı da okuduğumda aynı heyecanı duydum. Bildiklerinizi yazılı olarak görmenin etkileyiciliği başka. Yaşama takviminizi birine göre düzenlemek, işte kutsal kitaplar böyle çıkar ortaya.

* * *

Hem okuyun Tülay German'ı, hem de dinleyin.

İhmale gelmez, yoksa sizi Türk müzik tarihi bağışlamaz.

Yazarın Tüm Yazıları