Almanya’da göçmen sorunu gündemdeki yerini koruyor

GERÇEĞİ, doğruyu öğrenmek istiyorsak, bir soruna, bir düşünceye değişik açılardan, kaynaklardan bakmayı öğrenmeliyiz. Çoğu zaman bir konu hakkında öznel bir anlayışla yazılmış kitabı okuyarak, o konu, o kişi üzerine düşünce yürütürsek, bir yargıya varırsak, yazarın taraftarı oluruz.

Haberin Devamı

Çoğu zaman, benimsediğimiz, savunduğumuz bir düşünceye yatkın bir kitabı okuyunca, kendimizi daha güçlü, daha gerçekten yana hissederiz.
Oysa konuya değişik açılardan bakan birkaç kitabı okumazsak, kendimizi aldatmış olmanın acısını çok sonra çekeriz.
Almanya’daki kültür, edebiyat yaşamını izleyip beni her zaman bilgilendiren Yurtdışı Yayınlar Yönetmeni Halit Çelikbudak, bana iki kitaptan söz etti.
Kitabın biri Türkiye’deki gazetelerde de haberini okuduğunuz Alman Merkez Bankası yönetim kurulu eski üyesi, Sosyal Demokrat Parti üyesi Thilo Sarrazin’in yazdığı Almanya Kendini Yok Ediyor (Deutschland schafft sich ab).
Diğer kitap da Berlin’de gençlik mahkemesi kadın yargıcı Kirsten Heisig’in kitabı. Adı: “Sabrın Sonu” (Des Ende der Geduld).
* * *
HALİT ÇELİKBUDAK’ın kitaplar hakkında ilettiği bilgi notundan bir bölümü birlikte okuyalım:
“Thilo Sarrazin’in yazdığı ‘Almanya Kendini Yok Ediyor’ adlı kitap beşinci baskısını yaptı. Genetik olarak yabancıların zekâsının Almanlara kıyasla daha düşük olduğu tezini savunan Sarrazin’in kitabı 650 binden fazla sattı. 22.95 Avro’ya satılan kitaptan Sarrazin’in 1,5 milyon Avro kazandığı öne sürülüyor. Ama o sadece ‘Berlin’deki evimin borcunu ödeyebildim’ demekle yetiniyor.
Kristen Heisig’in kitabında, Berlin’de suç işleyen yabancı / göçmen gençler anlatılıyor.
14.95 Avro’ya satılan kitabın son düzeltmelerini teslim ettiği gün ortadan kaybolan 48 yaşındaki Heisig, daha sonra Berlin yakınlarındaki bir ormanda ölü bulunuyor. Heisig’in ölüm sebebinin intihar olduğu açıklandı.
Berlin’de özellikle çok sayıda Türk, Arap ve diğer göçmenlerin yaşadığı Neukölln semtinde suç işleyen gençlerle ilgili davalara bakan Alman hakimin ünü Berlin’i aşıyordu. Alman hakim 2008 yılında ‘Neukölln Modeli’ adını verdiği bir sistem geliştirmişti. Bu sistem ile suç işleyen genç, en fazla dört hafta içinde hakim önüne çıkartılıp ceza veriliyordu. Böylece suça jet ceza ile gençlerin suç işlemekten caydırılacağını savunuyordu. 20 yılı aşkın süredir hakimlik yapan Heisig ‘Hakimlik rüya gibi bir meslek’ diyordu. Talkşovlara katılıyor, röportajları yayınlanıyordu. Gençliğin yaşadığı bu şiddet döngüsüne dur diyeceğini söylüyordu. Ama intiharı herkesi şoke etti. Şimdi, ‘bu kadar suçlu ile haşır neşir olduğu için depresyona girdiği’ yönünde fikirler öne sürülüyor. Bunun sebebi ise, hâlâ intihar sebebinin bilinmemesi.”
* * *
YUKARDAKİ yazı bizim için ilgi çekici iki kitaba değiniyor.
Sanırım bu konuda daha çok kitap okuyacağız, yazacağız.

Yazarın Tüm Yazıları