Paylaş
Geçtiğimiz hafta South Summit’te derin teknoloji ve ölçeklenebilirlik (scalability) üzerine konuşmak, değerli girişimcilerle tanışmak için Madrid’deydim. 650’den fazla yatırımcı 3500’den fazla girişimin katıldığı South Summit, ekosistem içinde büyük ve etkili bir etkinlik. 3 yıl önce gittiğim Madrid, girişimcilik anlamında İstanbul’dan çok da farklı değildi ancak sanırım makas biraz açılmış.
İspanya pazarına dikkatle bakarsak, geçtiğimiz yıl girişim sermayesi yatırım miktarı yaklaşık 800 milyon avro, Türkiye’de bu rakam geçtiğimiz yıl yaklaşık 150 milyon avroydu. Gayri safi milli hasılası bizden sadece yüzde kırk fazla olan İspanya’nın yatırım miktarı bizden yüzde dört yüz daha fazla. Çok acil bunu çözmemiz gerekiyor. 2013 krizinde İspanya’da finansal krizden sonra birçok girişimin kurulmasıyla ivmelenmeye başlıyor. Özellikle yaşam masrafları ve yüksek kalitede mühendis maliyetleri çok düşüyor. Örneğin iyi bir mühendis İspanya’da 30 bin avro, Londra’da 63 bin avro ve Türkiye’de 20-25 bin avro ile işe alınabiliyor. İspanya maliyet avantajını ve yetenek havuzunu kullanarak geçtiğimiz dönemde önemli ilerleme kaydetmiş ve Londra, Berlin, Stockholm ve Paris ardından en önemli merkezlerden biri olmuş. Ancak henüz gelişmekte olan birçok girişimcilik ekosistemi gibi İspanya’nın da problemi global bir marka çıkarma konusunda yaşadığı sıkıntısı.
Peki neden çoğu girişimler başarı yakalasa bile ölçeklenmede sıkıntı yaşıyor
Konuştuğum iki panelden birinin konusu tamamen ölçekleme üzerineydi -hatta en çok ilgi gören konuşma diyebilirim. İlk aşamada başarılı olmuş girişimcinin şirketini büyütme sancıları en büyük dert. Sattığımız ürünün pazarda başarılı olduğunu ve müşterilerden ilgi gördüğünü kabul edelim. Bu noktada genelde inanış; daha fazla insan, daha fazla kaynağım olursa uçar ve çok başarılı olurum deniyor, ancak işler aslında gittikçe çok daha zorlaşıyor.
Şöyle bir örnek ile açıklamaya çalışacağım; ilk başta ufak bir sandalda yan yana ve az kişisiniz. Gitmek istediğiniz yer, kürek çekişiniz, birbiriniz ile konuşup aksiyon almanız çok hızlı ve basit. Hepiniz birlikte kürek çekiyorsunuz. Şimdi bunu büyütelim, kocaman geminiz olsun (eski gemileri düşünün) bu sefer, işleri büyüttük. Daha büyük gemi daha çok insan demek. Şimdi, kürekçiler, yelkenciler, dürbünle gözlemleyen, güverte mürettebatı var ve en önemlisi iyi bir kaptan gerekiyor. Hepsinin yan yana olmasa da birbirleri ile senkronize olması ve birlikte yol alması çok daha zorlaşıyor. Özellikle kurucuların en büyük zorluğu kendileri kürek çeker konumundan güvertede insanları yöneten insana dönüşmesi gerekiyor. Bu çok farklı konuları aynı anda değerlendirip basitleştirmesi şart. Tam olarak da bu noktada asıl zorluklar başlıyor.
İşler kompleksleştikçe ölçeklenme yavaşlar. Girişimci CEO’nun asıl işi bunları sürekli sadeleştirip insanları yönlendirebilmesi.
Ölçeklenmenin insanı şaşırtan matematiğini anlamak istiyorsanız; Geoffry West’in “Scale” kitabını da okuyabilirsiniz. Aslında ünlü bir fizikçi olan West, kompleks teoriler üzerine çalışıyor ama bu sizi yanıltmasın. Bulduğu şey, insan, şehir, biyolojik veya şirket olarak büyümemizin altında basit bir matematik formülü olduğu üzerine.
İkinci konuşma Derin-teknoloji trendleri
Diğer panel ise derin-teknoloji girişimleri ve trendler üzerineydi. Panelde özellikle en az 15 yıllık fonlar ile olmak ayrı bir keyifti. Kısaca özeti; teknoloji dalgalar halinde geliyor. Geçtiğimiz on yılı mobil ve bulut teknolojileri değiştirdi. Önümüzdeki 10 yılı değiştirecek teknolojileri bulmak ve yatırım yapmak yatrıımcı için önemli ve bunlar zor mühendislik problemleri. Hepimizin ilgisini çeken alanlar, Yapay zekâ, blok zinciri, robotlar ve genetik.
Benim için South Summit büyük keyifti. Özellikle Avruapa’nın her yerinden gelen yatırımcılar ve girişimciler ile tanışmak, ilişkiler çok faydalıydı. Umarım bu paylaşımlar sizin için de faydalı olmuştur.
Paylaş