Paylaş
Bizim yetişme dönemimizde sadece göz önünde olan ünlüler yaptırdıkları estetik operasyonlarla televizyon ve gazetelerin gündeminde olurdu. O nedenle estetik operasyonlar lüks ve ulaşılmaz gibi görünürdü. Ancak son yıllarda hem ameliyatlı hem de ameliyatsız müdahalelere olan ilginin arttığını söylemek mümkün.
Fizyolojik gereklilikleri bir tarafa bıraktığımızda, sosyal medya kullanımının hayatın merkezinde yer almasıyla birlikte, çevresel faktörlerin dayattığı güzellik normlarının insanları estetik olmaya yönelttiğini görüyoruz.
Estetik dayatmalar, daha zayıf olma, daha fit görünme, daha belirgin yüz hatlarına ve kusursuz bir cilde sahip olma isteğini ortaya koyarken; beğenilme arzusu, daha iyi görünme ya da ünlülere benzeme isteği yaş ve cinsiyet fark etmeden insanları arayışa sevk ediyor.
Oysa biz doktorlar için “yerinde ve olması gerektiği kadar müdahaleler” en makul olanı. Tabii burada gereklilikleri bir tarafa koyuyoruz.
HERKESİN KENDİ
ALTIN ORANI VAR
Estetik akımlar... Yine özellikle sosyal medyanın itici gücüyle bazı zamanlarda kimi operasyon ve uygulamalar daha çok talep edilir oluyor.
Yakın dönemde badem göz, çukur yanak gibi operasyonlar sıkça soruluyordu.
Pandemi ile birlikte özellikle göz çevresi müdahaleleri artmıştı. Çünkü maske kullanımı nedeniyle sadece göz bölgemiz açıkta kaldığı için göz çevresine yapılan uygulamalar daha çok talep edilir olmuştu.
Estetiği daha önceki yazılarımda da anlattığım gibi bir bütün olarak düşünmeliyiz.
Herkesin kendi altın oranı vardır. O altın oran içinde değerlendirmeli ve kişiye özel müdahaleler, soruna yönelik işlemler sunmalıyız. Sadece danışan istediği için yapılan müdahaleler uzun vadede onu mutlu etmeyecektir.
Hastayı yönlendirmek ilk başta doktora karşı bir önyargı oluştursa da bizlerin görevi, hastalarımız için doğru ve gerekli müdahalelerde bulunmaktır.
Estetik müdahalelerin insanın ruhuna pozitif etkisi olduğu bir gerçek. Ancak estetiği salt görsellik olarak algılamamalıyız. Estetik operasyonlar çoğu zaman özgüveni onaran, hayatta dik duruşu sağlayan müdahalelerdir.
Bu müdahaleler kişinin sosyal yaşantısına, statüsüne göre olmalı ve kişiyi kendine yabancılaştırmamalıdır. Bize elinde bir ünlünün fotoğrafıyla gelen ya da “Böyle olmak istiyorum” diyen danışanlarımıza/hastalarımıza kendileri için uygun olanı gösterip ikna etmeye çalışırız.
ESTETİK MÜDAHALE, SİHİRLİ
DEĞNEK ETKİSİ YARATMAZ
Estetik müdahaleleri başarıya ulaştıran ve uzun soluklu kılan en önemli etkenlerin, yaşam tarzı ve alışkanlıklar olduğunu söyleyebilirim.
Bir seans cilt bakımı ya da vitamin aşısından mucize sonuçlar bekleyen, uygulama sonucunun çok uzun süreceğini düşünen danışanlarıma hep şunu söylerim; “Estetik müdahaleler ve bakımlar sihirli değnek etkisi yaratmaz.”
Uygulamalardan etkin sonuç almada en önemli faktör, size önerilen seansları aksatmamak ve zamanında gelmektir.
Bunun yanı sıra özel hayatı buna göre düzenleyip, yaşayarak uygulama sonucunu daha uzun soluklu kılmak gerekmektedir.
Hayatınızı düzenlerken şeker, tuz, un tüketiminize dikkat edip, çöp gıdalardan uzak bir beslenme şekli oluşturmanızı özellikle öneririm.
Hareketi ve egzersizi hayatınızın merkezine alan bir yaşam biçimini seçin derim.
Özellikle cilt ve göz çevresi için yapılan uygulamalardan etkin sonuç almak için uyku saatlerinize mümkün olduğu kadar dikkat etmelisiniz.
YAŞAM ESTETİĞİ
İnsanı güzel gösteren bir konu var ki, estetik kadar önemli: İyi insan olmak. Enerjinizi tamamlayacak, size ışık olacak en önemli konu bu. Lütfen estetiği salt aynada gördüğünüz ya da göreceğiniz size odaklamayın. Estetiği hayatınızın odak noktası yapın. Buradaki estetikten kastım, yaşam biçimi. Önümüzdeki yazılarda yaşam estetiğine de değineceğim.
Paylaş