Meğer ne çok yemeğe nane katıyormuşuz biz!

Yurtdışında hiçbir yerde kuru nane bulamayınca dolmadan çorbaya pişirdiğim çeşit çeşit yemeği çocuklara bir türlü beğendiremedim gitti. Ama elimdeki taze naneleri kurutmayı beklerken de boş durmadım; bol otlu bir baklagil ve peynirli pancar salatalarını, limonlu kısırı, buzlu yeşil çayı taze naneyle tatlandırdım...

Haberin Devamı

Yazın yarısını ABD’de geçirdim. İlk haftalar Batı’nın değişik malzemeleri, özlediğim peynirler, burada bulmakta zorlandığım basit ama süper lezzetli Uzakdoğu tabaklarıyla keyfim yerindeydi. Sonrasında canım yavaş yavaş bize ait yemekleri çeker oldu. Çocuklar da burger, pizza, makarna üçgeninde “Sulu yemek yap lütfen” diye söylenmeye başlayınca yolumu bir çiftçi pazarına düşürdüm.

Meğer ne çok yemeğe nane katıyormuşuz biz

Muhteşem domateslerin, çiftlik yapımı keçi peynirlerinin, çileğin, böğürtlenin, mis gibi portakalların, taze sıkılmış greyfurt sularının arasından otçuya uzandım. Baktım köşede bir-iki demet, kimsenin yüzüne bakmadığı semizotu, rokalar, rezeneler, ıspanaklar, tarhun, dereotu, kişniş ve adını bildiğimiz bilmediğimiz birçok kokulu ot... Aralarından maydanoz ve naneye uzandım alışkanlıkla; taze soğan, dereotu ve köşede kalmış semizotlarını aldım. Girişteki amcadan fosforlu kalemle boyanmış gibi durmayan mis gibi kırmızı mercimek edindim. Evladiyelik tohumlardan koca domateslerin en ağırından seçtim. Yumurta tezgâhından bir düzine yumurtayı da bez çantama atıp evin yolunu tuttum.

Haberin Devamı

Meğer ne çok yemeğe nane katıyormuşuz biz

Bol yoğurtla yenecek sıcak bir semizotu yemeği ve taze domatesli bir ezogelin hayal etmiştim. Semizotunu pişirdim. Kırmızı mercimeği soğan, defne yaprağı, havuç ve karabiberle tıkırdatmaya başladım. Pişen mercimeği ve sebzeleri kuvvetli bir blender’da çektim. Küçük bir tencerede tereyağını kızdırdım ve kiraladığımız evin baharat gözünü kendimden çok emin bir tavırla açtım. Paprika, kuru tarhun, kuru biberiye, kuru dereotu, tarçın, zerdeçal var. Hızlıca arka kavanozlara doğru yöneldim. Nasıl olmazdı canım! Muskat, taco baharatı, tavuk marine tuzu, tane karabiber, vanilya, var da var... Allahım, olmaması mümkün mü? Nane ya! Aradım, taradım yok. Hızlıca ocağın altını kapadım. Geçirdim terliklerimi ayağıma, 10 blok aşağıdaki markete doğru hızlıca yola koyuldum. İçeri girip baharat çeşitlerine doğru yöneldim ama ne reyon! Dünyadaki her tür baharat ve ot kurusu toplanmış gelmiş, alfabetik dizilmiş, kimileri yeni lezzetler yakalamak için harmanlanmış. Bazıları o kadar karışık olmuş ki içindekiler yerine neye iyi geleceğini yazmışlar üzerine. Ama nane yok! Baktım olmadı, mağaza görevlisine sordum; yok, yok, yok! Sanal markete girdim var, şükür... Ama ne olacak benim çorba?

Haberin Devamı

Meğer ne çok yemeğe nane katıyormuşuz biz
Taze naneli pancar salatası

 

İSTER DOMATESLE, İSTER NARLA

Kös kös eve döndüm ve taze naneleri ince ince doğradım, yağda çevirdim. Üzerine ev yapımı domates ezmemden koyup pişirdim ve çorbaya ekledim. Bir yudum tadına baktım: Ehh... Çocuklarla sofraya oturdum. Birer kepçe koyduktan sonra suratlarındaki gıcık ifadeyle irkildim. “Hiç senin çorban olmamış” dediler, “Evet” dedim, “kuru nane yok”... Ezogelin çorbası girişimimden iki-üç gün sonra bol yağlı tavuk suyuna şehriyeli yayla yapmayı kafaya koydum ki
yine o tereyağındaki yeşili yakalayamadım. Ardından “Bari bir kabak dolması yapayım çocuklara, severler” dedim. Dolmada hiç fena olmadı ama çocuk bu, hep aynı tadı yakalamak istiyor. Bizim dolma yine nanede takıldı. Cacık yaptım bir gün, ayy onu da kuru naneli severlermiş! Ülkemizde ne çok yemeğe nane koyduğumuza şaştım kaldım.

Haberin Devamı

Sonra baktım elimdeki nanelerin kurumasına en az bir hafta var, dedim bol otlu bir baklagil salatası yapayım. İşte bu noktada taze nane tüm hüneri ve tazeliğiyle şahane bir lezzet kattı baklagile. Maydanoz, taze nane, taze soğan üçlüsü, mercimek, buğday gibi salatalara -ister domatesle, ister narla hazırlayın- çok yakışıyor. Sonra bir gün pancarları fırınladım. Türkiye’de olsam üzerine Erzincan tulumu veya Ezine kırıklardım ama orada yumuşak bir keçi peyniri ufaladım. Portakaldan dilimler kestim; biraz fındık kırığı, biraz taze naneyle şahane bir salata hazırladım. Pancarın tatlılığını, portakalın asidi, peynirin kuvvetli tadı ve yağlı dokusu, fındığın topraksılığı ve nanenin tazeliği tamamladı.

Haberin Devamı

Yeşil çayın fazlasından buzlu çay hazırlarken evdeki meyveleri içine atıp taze nane ve zencefil ekledim. Oğlum Alp’i güneş çarptığında nane limon kaynattım. Bir gün az bulgurla bol otlu, bol limonlu yaptığım kısıra ekledim tazesini. Avokado salatası hazırladım nane, kırmızı biber, ceviz ve bol bol zeytinyağıyla..

Kurusu yok diye vazgeçeceğimi düşünmediniz herhalde naneden; zaten biraz gölgede, esintide bekletince de kurudu, oldu bitti...

ŞEHRİYELİ YAYLA ÇORBASI

Meğer ne çok yemeğe nane katıyormuşuz biz

(4 kişilik)

NE LAZIM?

1.5 lt yağlı tavuk suyu (Tavuğu, kereviz, havuç, soğan, defne yaprağı ve tane karanfilli suda pişirerek yapabilirsiniz)

100 gr arpa şehriye

200 gr yoğurt

1 yumurtanın sarısı

Haberin Devamı

1 çorba kaşığı un

1 tepeleme çorba kaşığı kuru nane

50 gr tereyağı

Tuz

NASIL YAPARIM?

Tavuk suyunu bir tencerede kaynatın, içine arpa şehriyeleri ve tuzu ekleyin.

Şehriyelerin yumuşamasına yakın ayrı bir kapta yoğurt, un ve yumurta sarısını çırpın.

Tenceredeki tavuk suyundan bir kepçe alıp yavaş yavaş bu karışıma ekleyin. Isısını dengeleyin ki yumurtalar hızlı pişmesin.

Sonra bu karışımı tamamen tavuk suyuna katıp ikisini birlikte tıkırdatın.

Ayrı bir tavada naneyi tereyağında yakın. İyice yanmış tereyağı ve naneye bir kepçe çorbadan dökün. Sonra hepsini tencerede pişen çorbanıza katın. Dilerseniz pul biber veya toz biber de ekleyebilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları