Paylaş
Dolayısıyla, an itibariyle pazar gecesi önümüze çıkacak tablo üç aşağı beş yukarı belli olmuştur. Biliyorum ki hepiniz o tablonun ne olduğunu önceden kestirebilmek için yazılanları satır satır okuyup, söylenenleri can kulağı ile dinliyorsunuzdur. Hatta siyaseti yakından takip edenlere “Sen bilirsin, nedir durum” diye sormadığımız gün yoktur.
AVRUPALI DİPLOMATLARIN TAHMİNİ
Emin olun yalnız değilsiniz. Sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları değil, Türkiye ile ilgilenen yabancılar da aynısını yapıyorlar. Son iki haftada görüştüğüm bütün yabancı diplomatlar, gazeteciler, fon yöneticileri sokaktaki derin sessizlikten ve siyasi durumu öngörememekten yakınıp olası senaryoları soruyordu.
Bir Avrupa ülkesinin Ankara’daki büyükelçisi ile görüşürken, “Gazeteci olan benim, ben sorayım” deyip o bana sormadan, kendisinin gözlemlerini ve öngörüsünü sordum.
Güldü, ardından da “Sizin araştırma şirketleri bile kamuoyunun nabzını tutamamaktan yakınırken bizim sonucu tahmin etmemiz çok zor” dedi.
Ben ısrar ettim. “Bu söyleyeceklerim, sadece benim değil, düzenli görüştüğümüz AB ülkelerinin Ankara’daki diplomatlarının da tespitidir diyebilirim” kaydını düşerek şu tahminini paylaştı:
“İlk turda sonuç çıkmayacak gibi. Ancak ikinci turda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan favori. Parlamentoda ise çok bıçak sırtı bir sonuç çıkabilir. Muhalefet kanadı çok az bir farkla çoğunluğu yakalayabilir.”
Benzer bir öngörü, Metropoll araştırma şirketinin son paylaştığı verilere de yansımıştı. MAK Araştırma Şirketi’nin yöneticisi Mehmet Ali Pulat da son mesajında, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalabileceğine ve HDP’nin barajı aşması halinde AK Parti’nin milletvekili sayısının düşeceğine işaret ediyordu.
Center for American Progress isimli Amerikan düşünce kuruluşu, Metropoll’ün duyurduğu verilerin kendileriyle ortak yapılan bir araştırmanın sonucu olduğunu “Erdoğan’ın ilk turda zaferi garanti değil” başlıklı bir makale ile duyurdu. Avrupalıların da benzer araştırmalar yaptırdığını ve konuştuğum büyükelçinin “Avrupalı büyükelçilerle ortak öngörümüz” diye aktardığı tahminin o araştırmaların sonucu olduğunu düşünüyorum.
BAŞLANGIÇTA GÖRÜŞLERİ FARKLIYMIŞ
Konuştuğum yabancıların tamamına yakını, seçim kararı açıklandığı gün, mevcut tabloya bakarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti’nin kazanacağına inandıklarını saklamıyor.
Peki ne değişti de biraz önce aktardığım tahmine gelindi? Yine herkesin ortak yanıtı “CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin şaşırtıcı çıkışı” oldu.
Kurultaylarda iki kez yenilgi alan Muharrem İnce’nin CHP tabanında ve ülkenin genelinde bulduğu karşılığa şaşırmışlar. Diğer taraftan şu yorumu yapıyorlar: “AK Parti ile MHP’nin icadı olan ittifak formülü yüzde 10’luk baraj sorununu ortadan kaldırarak Saadet Partisi ile İYİ Parti’yi denkleme dahil etmiş. CHP’nin İYİ Parti ile Saadet Partisi’ni kendisiyle aynı çatı altında buluşturması ve milletvekili listelerinde sol tabanın beklentilerini karşılamaması da HDP’nin işine gelmiş. Kılıçdaroğlu bilerek ya da bilmeyerek çok stratejik adımlar atmış.”
Bazı Avrupalı diplomatlar, “ulusalcı” olarak bildikleri Muharrem İnce ile yüz yüze de görüşmüşler. İnce o görüşmelerde “Göreve gelir gelmez, hiç vakit kaybetmeden AB ülkelerinin başkentlerini gezeceğim. Masaya oturacağım. Bunu AB istiyor diye değil, halkımız hak ediyor, bizim ihtiyacımız var diye... AB’nin Türkiye’deki yargı ile ilgili söylediklerinin tamamı doğru...” demiş ve kendisine yönelik bakış açısını da büyük ölçüde değiştirmiş.
Diplomatik misyonlardan, son bir tespit olarak da şunu aktarmam gerekiyor:
Tamamına yakını, Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucu ne olursa olsun İnce’nin 2018 seçimleri sonrasında CHP’nin başına geçeceğine kesin gözle bakıyor.
Paylaş