Yetki artık Çeşme’de

GÜZEL bir gelişme oldu.

Haberin Devamı


Çeşme Belediyesi geçen yıl “Çevresel gürültünün değerlendirilmesi ve yönetimi yönetmeliği” kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait yetkinin kendisine devredilmesini istemişti.
Bekleyen bu yazıya bakanlık geri dönüş yaptı ve olumlu buldu.
Yazıda şöyle deniliyor.
“Anılan yönetmelik ve 2872 sayılı Çevre Kanunu’nda yer alan hususlara uyulması ve 3 Nisan 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Çevre Kanunu’na göre verilecek idari para cezalarında ihlalin tespiti ve ceza verilmesi ile tahsili hakkında yönetmelik’ hükümleri çerçevesinde yapılan denetimlerinin sonuçlarının Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğü ve Bakanlığımıza üç aylık periyotlarla yılda dört kez gönderilmesi uygun görülmüştür.”
Türkiye bir turizm ülkesi ve önünde gidecek daha çok yolu var.
Öyle önemli avantajlarımız var ki...
Örneğin bizdeki tesisler Avrupa’nın birçok ülkesinde yok. Hem yeniler, hem de çok farklı alternatifler sunuyorlar.
İnsan kaynağımız ve hizmet sektöründeki deneyimimiz de bizim avantajımız...
Doğal güzelliklerimiz, gastronomimiz, kültürümüz de öyle...
Ama bütün bunları dünyaya anlatırken, tanıtırken çok dikkatli olmamız lazım.
Bu doğallığı korumalı ve değerlerimizi bilmeliyiz.
Bir süredir Ege’nin kıyılarında sıkıntılar vardı.
Özellikle gürültü konusunda ben yazılar yazdıkça o kadar çok mesaj almaya başladım ki anlatamam.
Çeşme ve Alaçatı da bu gürültüden nasibini alanlardandı.
Elbette turizmin olduğu yerde eğlence de olacak, elbette kabul edilebilir bir gürültüye ve kalabalığa da herkesin bir tahammülü var.
Ama son yıllarda müzik giderek gürültüye dönüştü.
Her gece ve gece yarılarına kadar düğün havasına dönen bir müzik herkesi rahatsız etmeye başladı.
Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran adaylığı sürecinde bu yetkinin kendisinde olması gerektiğini savundu.
Bir manifesto hazırlayarak herkesin özlem duyduğu Çeşme sözü verdi.
Şimdi o yetki Ekrem Oran’da...
Bu süreçte İzmir’in fikir önderleri konuyu savundular, takipçisi oldular, hepsine teşekkür ederim.
Daha güzel bir Türkiye yaratmak hepimizin elinde.

Haberin Devamı

Yetki artık Çeşme’de

Haberin Devamı


Daha iyi bir Çeşme
yaratma sözünü verdim

ÇEŞME Belediye Başkanı Ekrem Oran ile yetki devrinin gerçekleşmesinden sonra konuştuk, şöyle dedi.
“Çeşme Türk turizminin gözbebeğidir. Korurken geliştirmek gibi bir felsefem var. Sadece yaz aylarına sıkışmayan bir turizm politikamız bulunuyor. O yüzden süreklilik istiyoruz. Sürekli alternatifler geliştiriyoruz. İyi fikirleri destekliyor, yeniliklere açık olduğumuzu her fırsatta söylüyoruz. Müziği elbette çok seviyoruz ama müziğin gürültüye dönüşmüş halini sevmiyoruz. O yüzden bundan sonra izin vermeyeceğiz. Her işletmenin bir kimliği olmasını istiyoruz. Ama bunu yaparken büyük fotoğrafta Çeşme’nin unutulmaması gerektiğini söylüyoruz. Çeşme’yi Türkiye zaten tanıyor, bütün dünyanın tanımasını da sağlayacağız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yetki devri için teşekkür ederim. Bakan Murat Kurum’a ayrıca teşekkür ediyorum. Herkesin mutlu olacağı çözümleri yine birlikte Çeşme halkıyla birlikte yapacağız. Buna işletmelerimizi de dahil ediyorum.”
Ekrem Oran’ın bu görüşüne katılıyorum.
Her şey bir bütün ve Çeşme’yi daha iyi yapmalıyız.

 

Haberin Devamı


Gürültüsüz yaşam platformu

MÜJDE Ar Karakaş da o bu konunun Don Kişot’larından...
Bazı konularda gerçekten farkındalık yaratmak gerekir.
O yüzden toplumun gözünde sembol olmuş isimlerin alan açmaları, farkındalık yaratmaları, lider olmaları çok önemli.
Müjde Ar’ı da o isimlerden biri olarak görüyorum.
Yılın büyük bölümünü Bodrum’da geçiriyor.
Sadece yakın çevresindeki gürültü için değil, herkesin ortak sorunu olan bu konuya dikkat çekmek istiyor.
Göreceksiniz kurdukları Gürültüsüz Yaşam Platformu çok önemli bir görev üstlenecek.
Bu platform bir şikayet yeri olmaktan daha çok ilkeler bütününü oluşturacak.
Ben de platformu destekliyor, herkesin de destek olmasını bekliyorum.

Haberin Devamı


Bu salgının üstesinden gelebiliriz

BU yıl ilginç bir yıl oldu. Pandemi herkesin hayatına farklı bir bakış açısı getirdi. Çoğu zaman evde kaldık. Şahsen yaz boyunca hep bildiğim yerlere, bildiğim insanlarla gittim. Hayatımı kısıtlamadım ama kurallara tam uyarak hareket ettim. Ama görüyorum ki, çoğu insan “Bana bir şey olmaz” dedi. Yanıldıklarını şimdi anlıyorlardır. Kovid-19 salgını bitmedi ve bu haliyle de bitmeyecek. Öyle anlaşılıyor ki; zor bir sonbahara giriyoruz. Yine de iyimser olalım. İki ayı tedbirlere uyarak geçirirsek bu salgının üstesinden gelebiliriz. Gelmeliyiz de...


Biz niye yapamıyoruz

ŞU gürültü meselesinde söylemem gereken birkaç detay daha var. O da şu;
Turizmde marka olmuş yerler var.
Örneğin İbiza, örneğin Mikanos...
Gittiğinizde eğleniyorsunuz, dinleniyorsunuz.
Mekanlar bizdekilerden daha iyi değil ama kimseyi rahatsız etmiyorlar.
Çünkü ses perdelerini yatırım aşamasında kuruyorlar.
Zaten kurmazlarsa açamıyorlar.
Bunu da herkes biliyor.
Sabaha kadar eğlence sürse de sızan müzik olmuyor.
Bunu biz niye yapamıyoruz?
Turizmde işletmelere ihtiyacımız var.
Ben örnek birçok işletme biliyorum.
Ve hepsini destekliyorum.
Ama bizi rahatsız edenlerin de elenip gitmesi gerektiğini düşünüyorum.
İşletmecilik öyle kolay bir iş değildir.
Bir gusto işidir ve hak eden ayakta kalmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları