Yaralar sarılmış anılar hala taze

Oğlum Atlas çocukluğundan beri Söğüt’ü, Selimiye’yi çok sever. Doğası, sakinliği, denizi; her şeyi bambaşkadır aslında Marmaris ve çevresinin...
Tam hazırlanırken yangınlar başladı.
Atlas’a durumu anlattım, Selimiye tatilini eylülde yapacağımızı söyledim.
Hiç unutmuyorum; 29 Temmuz’du.
Armutalan’dan İçmeler’e sonra Hisörönü’ne, Osmaniye’ye, Turunç’a, Turgut’a, Yeşilbelde’ye sıçradı. Bir hafta sonra yangın kontrol altına alındığında 13 bin 600 metrekare ormanlık alan yanmıştı.
O günlerden sonra ilk defa Marmaris’e gittim.
Belediye Başkanı Mehmet Oktay ile yanan alanları gezdik.
İnanır mısınız hala o is kokusu geçmemişti.
İçmeler’den Selimiye’ye kadar olan o geniş alan yanmıştı.
İnsan gerçekten üzülüyor.
Orman Bakanlığı burasıyla ilgili çalışmaları ilk günden başlatmış.
Zarar gören vatandaşlara destek olunmuş, olmaya da devam ediliyor.
Bir yandan da bölgenin yeniden orman haline dönüştürülmesi için uzmanlar çalışıyor.
Tabii bakanlık dışında yerel yönetimler de kolları sıvamış.
Başkan Mehmet Oktay’dan bilgiler aldım.
Yangın sonrası hasar gören yapıların sıva, boya, çatı tamiratları tamamlanmış.
Osmaniye Mahallesi’nde Yılmaz ailesinin tamamen yanan evi gönüllülerin de desteğiyle 5 günde yapılarak teslim edilmiş.
Yüzlerce ailenin ev eşyaları alınmış, teslim edilmiş.
Ahbap Derneği’yle işbirliği protokolü yapılmış.
Büyük ve küçükbaş hayvanlar için saman ve yem desteği sağlanmış.
Bahçe malzemeleri kullanılmaz hale gelen üreticiye su motoru, hortum, el arabası, ilaç pompası gibi malzemeler dağıtılmış.
Bu arada merkezi hükümetle koordinasyon en üst düzeye çıkarılmış.
Yoğun yağışlarda olası su taşkınları ve sel tehlikesi için dere yataklarının temizlenmesi, genişletilmesi için işbirliği yapılmış.
Yanan bölgede gezerken Orman Genel Müdürlüğü ekiplerinin çalışmalarını da izledim. Yanan ağaçların kesimi devam ediyor. Bugüne kadar bin 500 hektar alanda 710 bin metreküp ağaç kesilmiş.
Marmaris’te hayat normale dönmüş ama o kötü anılar hala konuşuluyor.

 
Marmaris turizmin yanında
tarımla da anılmak istiyor

BATI Anadolu müthiş bir coğrafya... Çanakkale’den Antalya’ya kadar uzanan bu kıyı dünyanın neresinde var.
Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay ile sahilde yürürken karşımızda müthiş bir manzara vardı. Yola çıkarken İzmir soğuktu; Marmaris’te yağan yağmurdan sonra mis gibi bir toprak kokusu; sakin, çarşaf gibi bir deniz vardı. Marmaris yazın ayrı, kışın ayrı güzel...
Başkan Oktay; turizmdeki artılarını farklı konularla bütünleştirip Marmaris’in daha çok akıllarda kalmasını istiyor.
Diyor ki;
“Marmaris, Türkiye’nin en önemli turizm kenti olmasının yanı sıra endemik bitkileri, yer fıstığı, sığla ağacı kendine özgü ürünleri, coğrafi işaret alan çam balı ile aslında çok önemli tarım merkezlerinden de biri. İlçenin tarımsal potansiyelini ortaya çıkarmak ve köylüleri üretime teşvik etmek için girişimlerde bulunuyoruz. Ana hedefimiz ata topraklarının satılmasını önleyerek üretimi teşvik etmek ve yeni neslin tarımla uğraşmasını sağlamak. Marmaris Tarım Kooperatifi’nin kurulmasına öncülük ettik. Bu kooperatif kanalıyla hem tarımsal üretim teşvik etmeyi, hem de Marmaris’e has ürünler dünyaya tanıtmayı amaçlıyoruz.”
İlk olarak Turgut köyünde bölgeye özgü ürünlerden biri olan yer fıstığı üretimini teşvik etmek amacıyla belediyenin tarlasına yer fıstığı ekilmiş. Ve hasat da başlamış.
Hisarönü ve Turgut’ta da zeytine ağırlık verilmiş.
Ve bir diğer önemli ürün de defne...
Defne üretiminin merkezi Marmaris’tir. Dünya piyasalarına yüzde 80 ihracat buradan yapılıyor. Piyasadan daha yüksek rakamda satın alınan defne yaprağı firmalara kooperatif kanalıyla satılıyor.
Özetle...
Marmaris sadece turizmle değil; tarımla da öne çıkmaya hazırlanıyor.

 
Hala çok güzel
muhteşem doğa var

MARMARİS koronavirüsten en çok etkilenen turizm yerlerinden... Aslında dünyanın en büyük seyahat firmalarından biri olan Thomas Cook’un iflasıyla başlayan sonra pandemiyle deva eden sıkıntılı bir süreç yaşanıyor.
Üstüne bir de yangın olunca turizmciler olumsuz etkilendi.
Şimdi yaraları sarma zamanı...
O yüzden aşıları çok önemsiyorum.
Sadece kendimiz için değil; dünyadaki çarkların dönmesi için de aşılanmaya destek vermemiz gerekir.
Marmaris gibi turizmle yaşayan, büyüyen yerlerin bir daha kapanmaması için bu sağduyuyu göstermemiz gerekiyor.
Bir de olumsuz haberleri tersine çevirmeliyiz.
Yangın sürecinde Marmaris’teki turistlerin yüzde 90’ı ilçeyi terk etmiş. “Marmaris tamamen yandı” algısını tersine çevirmek lazım.
Gidip gördüm.
Gerçekten de büyük bir alan yandı.
Ama Marmaris hala çok güzel ve müthiş bir doğası var.

 
12 ay turizmi hedefleyelim

TAİL bölgeleri zaten temmuz, ağustosta dolu... Sorun bu iki ay dışında turizmi canlı tutabilmek. 12 ay turizmi başaran yerler var. Onların ne yaptıklarını iyi incelemek gerekir. Sanatı, sporu, gastronomiyi unutmayalım. Tematik turizmin yükseldiği bir döneme giriyoruz. Ve bu açıdan Türkiye’yi çok şanslı buluyorum. Marmaris gibi turizmde parlayan yerleri korumayı bilelim. Yangınlar hepimize bir ders osun. Bu gerçeklerle yaşamayı öğrenelim. Ama çirkin yapılaşmanın da önüne geçelim.