Usta adını koydu ‘Koronakaos’

ALGI yönetiminin duayeni Salim Kadıbeşigil’e sordum.

Haberin Devamı


“Bu bir kriz mi, kaos mu?” diye...
“Kaos” dedi.
Hem de kocaman harflerle...
Ve bir yorum daha ekledi;
“Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.”
Bu yeni duruma da ad verdi: Koronakaos...
Peki neden kriz değil de, kaos ya da koronakaos?
Ve krizi şöyle anlattı;
“Krizler yönetilebilir olgulardır. Zamanında teşhis, doğru tedavi ve hepsinden önemlisi güvenilirlik boyutları ile üstesinden gelinebilir. Plan yapılabilir. Hasar tespiti, doğru bilgiye erişim, bilginin işlenmesi, onarım süreci, radikal kararlar... Etkili bir liderlik. Açıklık, şeffaflık... Yeri geldiğinde özür dilemek... Krizin sıcak döneminden, soğumaya doğru usulca taşların yerine oturması... Bunlar doğru iletişim araçları ile bütünleştiğinde krizler yönetilir.”
Yani krizler bittiğinde hayat kaldığı yerden devam eder.
Bazı değişimler olur ama bunu telafi etmek daha kolaydır.

Haberin Devamı

Usta adını koydu ‘Koronakaos’

***
Salim Kadıbeşegil dünyanın son yaşadığı olayın kesinlikle kaosa giden bir süreç olduğunu söylüyor.
Bunu da şu örneklerle anlatıyor.
“Kaoslar kontrol edilemez. Bu nedenle sadece an yönetilir.
Ne, neden olmuştur, belli değildir. Doğru bilgiye erişim zaten yoktur. Var olana, masaya koyulana “itibar” etmek durumunda olduğumuz bir süreçle baş başayızdır. Her şey, ama her şey 3-5 saat sonra tersine dönüşebilir. Bambaşka bilgilerle karşılaşabiliriz. O an elimizde ne varsa onunla yetinmek durumundayız. Sonrası? Yani toz bulutu kalktığında... Hayat kaldığı yerden devam etmez. Edemez...”
***
Bazen fütürist hikayeler okuyorum.
Okuduktan sonra da gözlerimi kapatıp olabileceklerin hayali kuruyorum.
Yani kendi kendime bir film senaryosu yazıyorum.
Kendi bulduğum karakterlerle o filmi yönetiyorum.
Bazen bir insan, bazen bir olay ezberlerin bozulmasına neden olabiliyor.
Korona ya da Salim Kadibeşegil’in dediği gibi koronakaos yeni bir dünyayı bizlere söylüyor.

 


Bu korona dünyayı ne hale getirdi?

BİR soru daha sordum Salim Kadibeşegil üstada;
“Bu koronakaos dünyayı ne hale getirdi?” dedim.
Şöyle anlattı;
***
“Yer yüzündeki 7.5 milyar insanı mülteci statüsüne soktu.
Sınırları alt üst etti.
Günlük yaşamın tüm alışkanlıklarını terk ettirdi.
Din, dil, ya, ırk, cinsiyet ayrımına bakmadı. Camiler, kiliseler kapatıldı. Evinizden ibadet edin Allah onu da kabul eder, dediler. Kimse itiraz etmedi.
Ailelerin akşam yemek masalarında bile tedirginlik kokan bir sessizlik var. Sevginin, dostluğun içindeki dokunmayı bile çok gördüler, yasakladılar. Çocuklar babalarına mesafe koydular, cetvelle ölçüyorlar şimdi...
‘Pozitif’ sözcüğü olumlu anlamını rehinciye bıraktı.
İnsanlık bencillik karşısında dayanışma, duygular karşısında rasyonellik, zaafları karşısında irade, teslimiyet karşısında umut, panik karşısında tedbir, fırsatçılık karşısında güvenilirlik sınavından mı geçiyor acaba?
Bu maske ve kolonya meselesi kadar kolay bir şey değil.
Zenginlerin özel sığınaklarında salgını savuşturma gayretlerinin bir anlamı olmayacağı,
Açlarla, tokların virüs karşısında eşit mesafede durdukları,
Kuzey yarım küredekilerle güneydekilerin; doğu ile batının zaten, akraba, komşu veya hısım oldukları gerçekleri ile yüzleşmek için...
Bilim bir şekilde bu salgının üstesinden gelecek. Buna hiç kuşku yok. Ancak bilimin üstesinden gelemeyeceği gerçek salgının yarattığı kaosun yerine ne konulacağıdır.
Koronakaos bir insanlık dersidir. Virüsün bir sonraki versiyonuna kadar uzatmaları oynayacağımız bir öğretidir.”
***
Daha güzel bir özet olabilir mi?

Haberin Devamı


Fırsata dönüşür mü?

GOLDMAN Sachs’ın bir raporunu okudum, Çin’le ilgili...
Çin ekonomisinin ilk çeyrekte yüzde 9 küçüleceği tahmininde bulunmuşlar.
Koronanın sağlık boyutu hallolduğunda, önümüze başka bir fatura koyulacak.
Dünya daha kontrollü büyüyecek, ekonomiler uzun bir süre rölantide olacaklar.
İşte korona sonrası yeni dönem bu olacak.
Ben Türkiye’nin geçmişi geride bırakıp geleceğe dönük bakabilmesi için bu krizin bile bir fırsat olduğunu düşünenlerdenim.


Evdekaltürkiye

HATIRLATAYIM yine...
Çünkü evde kalmıyorsun Türkiyem...
Dikkat edenler var, sokaklar boş gibi gözüküyor.
Ama bazı mekanlar yine dolup taşmaya devam ediyor.
Böyle salgınlarda 1 kişinin bile virüsü alması, taşıması yüzlerce yeni vaka anlamına geliyor.
Arkadaşım biraz sabret, biraz canın sıkılsın bir şey olmaz.
Kitap okuyamıyorsan film seyret, film seyredemiyorsan, müzik dinle...
Ama evinde kal...

Yazarın Tüm Yazıları