Son viraja girildi sürprizler olur mu?

Cumhur İttifakı için görüşmeler tamamlanmak üzere...
AK Parti ve MHP uyumlu bir şekilde temaslarını sürdürüyor.
28 önemli şehirde uzlaşma sağlandı; ikisi MHP’nin olmak üzere, 26 şehirde AK Parti adaylarının desteklenmesi kararı çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul’a ayrı bir önem veriyor.
Partinin önemli isimleriyle konuşuyorum; İstanbul’a özel çalışmalar da tamamlanmak üzere...
Geriye kimin aday olacağı kaldı.
İstanbul için Murat Kurum ve Tevfik Göksu isimleri ön planda gözüküyor.
Ankara ve İzmir için de anketler, yoklamalar devam ediyor.
İzmir için düne kadar en çok Hamza Dağ ismi konuşuluyordu.
Hala da öyle...
Ama İstanbul’a ayrı bir önem veren AK Parti’nin; Dağ’a özel bir görev vereceği, kampanyanın yürütülmesinde kendisine ihtiyaç olduğu da konuşuluyor.
Siyasette denklemlerin her an değişebileceğini unutmamak gerekir.
Bu özel görevlerden biri Hamza Dağ’a verilecekse; İzmir için konuşulan üç isim öne çıkıyor.
Tarım eski Bakanı Bekir Pakdemirli, Ekonomi eski Bakanı ve İzmir Büyükşehir adayı Nihat Zeybekçi, AK Parti Genel Başkanı Hamza Dağ ve İzmir milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı...
Zeybekçi isminin yeniden gündeme gelmesinde bir önceki dönem kentle ilgili kurduğu diyaloğun etkisi olduğu söyleniyor.
Aslında AK Parti siyaset dışından ve özellik iş dünyasından bir ismi İzmir’e aday göstermek istiyordu.
Ancak kampanya sürecinin az olması, dışarıdan gelecek bu ismin teşkilatla uyumu düşünüldüğü için parti tabanının tanıdığı bir ismin seçilmesinde önemli bir rol oynadığı ifade ediliyor.
CHP için de bu denklemler geçerli...
Özgür Özel’in Genel Başkan olmasıyla kartlar yeniden karılıyor.
İzmir için memnuniyet anketi tamamlandı.
Mevcut başkanlar her zaman avantajlıdır, bunu unutmamak gerekir.
Tunç Soyer dışında büyükşehre aday olan isimler şöyle; Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay adaylıklarını açıkladı. Eski İzmir milletvekilleri Atila Sertel, Musa Çam, Tacettin Bayır da aday adayı olan isimler arasında yer aldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce görevinden ayrıldı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı için başvuru yaptı.
Eski Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila ile SHP ve CHP’de yöneticilik görevleri yapan Ayhan Baltacı da aday adayı oldu.
Bu isimlerin dışında İzmir eski milletvekili Alaaddin Yüksel’in de adaylık için ismi geçiyor.
CHP’nin İzmir adayını 15 Ocak’a doğru belirlemesi bekleniyor.

Sadece kiracılar mağdur değil

SON dönemin en çok konuşulan konusu da ev sahibi kiracı ilişkisi...
Bir kere en baştan söyleyeyim.
Bu konuda tuttuğum bir taraf yok.
Çünkü ev sahipleri de kiracılar kadar mağdur...
İnsanlar hayat tercihlerini değiştirebilir ve yeni bir başlangıç yapmak isteyebilir.
O yüzden kirada olan evlerini satıp oturabilecekleri başka bir ev almak isteyebilir.
Bundan daha normal ne olabilir ki...
Gel de bunu Türkiye’de yap.
Bu konuda birçok hikaye dinledim, şahit oldum.
Bence yargının emsal kararlara imza atması gereken alanlardan biri de ev sahibi kiracı ilişkilerine yönelik...
Öyle anlaşılıyor ki; arabulucular sayesinde azalması beklenen dosya yükü istenen sonucu vermedi, yargının yükü daha da arttı.
Şimdi 1 Temmuz 2022 tarihinde yürürlüğe giren yüzde 25 zam sınırı bir sonraki dönem uygulanmayacak.
Bunu bizzat Bakan Şimşek “Konut kiralarında uygulanan yüzde 25 zam sınırı, yeni dönemde uzatılmayacaktır” diyerek açıkladı.
Kira zam sınırının kaldırılmasının, kiralar üzerindeki etkisini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Ama eski kiracılarla ilgili bir güncelleme de yapılması şart...
Çünkü enflasyonist ortamda tek bir tarafın mağdur olması diye bir şey sözkonusu değil.
Bu arada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi 2023/845 esas sayılı dosyasında, kira ilişkileri konusunda önemli emsal bir karara imza attı. Bu karar ev sahiplerine beş yıl beklemeden “uyarlama davası” yoluyla kira bedellerini değiştirebilme şansı veriyor.
Ama bu da ek bir dosya yükü getiriyor.
Yüzde 25 sınırı ilk başta uygulanabilir gibi gözüktü ancak dediğim gibi başka mağduriyetler yarattı.
Her şeyin normale dönmesi için zamana ihtiyacımız olacak.

Devlet vatandaşını affedebilir
vatandaş devleti kandırmamalı

EVSAHİBİ kiracı ilişkisinde yargının yapması gerekenler var.
Örneğin evsahipleri kiracılarından bir taahhütname alıyor. Gayet normal...
Hele Türkiye’de birçok kişi aldığı evi bir yatırım aracı olarak görüyor. Ya da dediğim gibi Türkiye gibi ülkelerde yaşam koşulları ve tercihleri hızlı değişebiliyor. O yüzden evden çıkışla ilgili taahhütnameleri çok doğal görüyorum.
Şimdi yine duyuyorum.
İmzaya itiraz ediliyor.
Yani eve girerken o taahhütnameye imza atan kiracı konu mahkemeye taşındığında “O imza benim değil” diyor.
İmzaya itirazın ardından İcra Mahkemesi’nde duruşmalı olarak inceleme yapılıyor. İcra Mahkemesi icra takibi borçlusunun bir takım imzalı evraklarına erişebilmek için belli kurumlara müzekkere yazıyor. Bu kurumlardan gelecek evraklardaki borçlu imzaları ile senette bulunan imza, bilirkişi tarafından inceleniyor. Ve mahkeme bir karar veriyor.
Yargı bu konuya nokta koymalı.
Nasıl imar affında devlet vatandaşıyla barışmak istedi ama vatandaş imalatlara devam edip devletini kandırmaya çalıştı.
Burada da zaman kazanmak için imzaya itirazlar yapılıyor.
Eğer imza o kişiye aitse bence yargı noktayı koymalı.
Devletin vatandaşını affetme hakkı var ama vatandaşın mahkemeyi, devleti kandırma hakkı olmamalı.