Paylaş
Bizde yerel seçimler de genel seçim havasında geçer; bu sefer de öyle oldu.
Örneğin İzmir’i, İstanbul’u, Ankara’yı konuşmak yerine siyasetin diğer dinamiklerini konuştuk.
Hizmetler, projeler, yatırımlar ortaya atıldı ama bunu hangi kaynaklarla, hangi zaman diliminde ve hangi kadrolarla yapacağımızı es geçtik.
Yatırım listelerini her kent için alt alta yazsanız bütün Türkiye’yi dolaşır olabilirsiniz.
Ama başkan adaylarının öncelik sıralamalarını da tam net öğrenemedik.
Neyse...
Bizde seçim kampanyaları böyle geçiyor.
Yine de olaysız, sorunsuz bir seçim süreci geçiriyor olmamız çok önemli bir artı...
Evet; Türkiye’de bazı eksiklerimiz var, demokrasi çarkları bazen yavaş çalışıyor ama sandık, seçim konusunda kimse bizim elimize su dökemez.
Bu başarıdır ve değerlidir, kıymetini bilelim.
Her kentin dinamikleri ayrı ama büyükşehirlerin her zaman farklıdır.
İstanbul sonuçlarını herkes gibi ben de merakla bekliyorum.
İmamoğlu ve Kurum bana göre başarılı bir kampanya yönettiler. Ama daha önceki seçimlerde ittifaklar konuşmuştu, bu sefer farklı dengelerin olduğu bir gerçek...
Yeniden Refah, İYİ Parti ve DEM’in dengeleri ne kadar değiştirebileceğini göreceğiz.
Aynı gerçekler Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Mersin gibi büyükşehirler için de geçerli…
Tabii en çok merak edilen yerlerden biri de İzmir...
Tunç Soyer’in yerine Cemil Tugay’ın aday gösterilmesi; mevcut başkanlarının çoğunun değiştirilmesi CHP’de dengeleri nasıl değiştirecek izleyeceğiz.
Hamza Dağ İzmir’de toplumun her kesimine ulaşmayı denedi.
Bu arada birçok bakan, eski bakan Dağ’ın kampanyasına destek verdi.
Bakalım İzmir sonuçları da nasıl olacak.
Altını çiziyorum.
Tansiyonun yükselmemesi, adayların daha çok kendi kampanyalarına odaklanması demokrasimiz adına sevindiricidir.
Son sözü 31 Mart’ta yine halk söyleyecek.
11 olimpik havuz kadar beton
342 adet Boeing kadar demir
DEPREM en önemli gerçeklerimizden biri...
Kentsel dönüşümü iyi ve hızlı yapmamız gerekiyor. Türkiye genç ve dinamik bir ülke; konut ihtiyacımız her zaman olacak. Son yıllarda en çok iç göç alan kentlerden biri de İzmir... Ve İzmir’de yüksek yapılar yükselmeye devam ediyor.
Onlardan birini de Rönesans Bayraklı Turan’da yapıyor.
Rönesans Konut Geliştirme Genel Müdürü Engin Yıldırım ili buluştuk.
Rönesans özellikle İzmir ve çevresinde konut projeleriyle önümüzdeki yıllarda adından daha çok bahsettirecek.
Neva Yalı de o projelerden biri...
Proje yaklaşık 20 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu... 27 ve 36 katlı iki konut bloku var. 177 odalı otel MOXY by Marriott markasıyla hizmet verecek.
Engin Yıldırım’a geçmişteki İzmir depremlerini hatırlattım.
Dedi ki; “Bu projeyi geliştirirken en önem verdiğimiz konu şüphesiz deprem güvenliğiydi. Projemiz alanında zemininin 35’inci metresinde kaya zemine ulaşıldı. Temel sistemine başlayabilmek için tüm arazi etrafını diyafram duvar olarak adlandırılan duvar ile çevreledik. Bu diyafram duvar, yerin 17 metre altına iniyor. Ayrıca bu duvarı bin 600 adet sıralı ankrajlar ile destekledik. Ardından kaya zemine 5’er metre daha girerek, toplam bin 170 adet, 40 metrelik kazık ile kayaya soketledik. Her bir 40 metrelik kazığın etrafında kazıkların sabitliğini artırıcı jet grout yani zemin sıkılaştırması olarak bilinen 7’şer metrelik kazıklar dahil ettik. Toplam proje alanımızda 1170 tanesi 40 metrelik kaya zemine sabit 6 bin 500 adet jet grout kazık bulunuyor. Sadece temel sisteminde 26 bin 500 metreküpten fazla; bu da yaklaşık 11 adet olimpik yüzme havuzunu dolduracak beton, 9 milyon 600 bin kilogram ağırlığında yani 342 adet Boeing 737 yapımına eş değer demir kullanıldı.”
Rakamlar teknik boyutları anlatıyor.
Ama özellikle bunları vermek istedim.
Çünkü dünyada en fazla deprem olan ülkelerden biri olan Japonya’da da çok katlı binalar yapılıyor. Ama oralarda yaşayanlar büyük depremlerde bile güvende olduğunu hissediyorlar.
İyi örnekleri destekliyorum.
Üniversitelerle işbirliği
şirketleri güçlendiriyor
Türk müteahhitlerinin başarısını dünya biliyor. Artık Türkiye’de de daha modern ve depreme dayanaklı şehirler inşa etmeliyiz. Rönesans Konut Geliştirme Genel Müdürü Engin Yıldırım ile üniversiteyle yaptıkları işbirliklerini de konuştuk. Ve projelerde izledikleri yolları konuştuk. İlk olarak temel sistemini anlatan bir animasyon ve 3 boyutlu bir maket hazırlamışlar. İzmir’deki Dokuz Eylül, Ege, Yüksek Teknoloji, Yaşar, İzmir Ekonomi Üniversiteleri’nin ilgili öğretim görevlileri ve öğrencileri ağırlayıp işbirliği yapmışlar.
Bu öğrencileri kendi içlerindeki Pusula programına dahil etmişler. Öğrenciler bir yıl staj yaptıktan sonra ihtiyaç olması halinde grupta devam edebiliyor,
Pusula programına katılan adayların yüzde 70'inden fazlası bünyede kariyerlerini sürdürmeye devam ediyormuş.
Hadi canım gidin işinize...
FUTBOLDAN iyice soğuttular.
Açıklamaları izliyorum; gerçekten anlamsız buluyorum.
Ve anlamıyorum.
Trabzon Başkanı; “Haklı davamız; ki haklıyız” filan diyor.
Sporun spor dışında algılandığı bir başka ülke biliyor musunuz?
Ne davası siz anladınız mı?
Hep söylüyorum.
Taraftarlıktan çıkıp fanatik olduğunuzda doğru karar veremez hale geliyorsunuz.
Benim için futbol 90 dakikadır; sonrasında hayat hep devam eder.
Ne davası?
Hadi canım gidin işinize...
Paylaş