Paylaş
2012’nin Ekim ayında İstanbul Kemerburgaz’daki Koruncuk Köyü’ne gittim. Hayatımın en anlamlı günlerinden biriydi. Müthiş insanlarla tanıştım o gün...
Vakitlerinin büyük bir bölümünü köyde geçiriyorlardı, işe gider gibi evden çıkıp onları bekleyen çocukların yanlarında oluyorlardı. Bazıları günlerce orada kalıyorlardı, bazıları tatil bile yapmıyordu.
“Adanmış hayatlar” diye bir yazı yazdım dönüşte...
Gerçekten de böylesine bir özveri, böylesine bir çalışma temposu için insanın kendini bir davaya adamış olması gerekiyordu.
Koruncuk Vakfı, 36 sene önce kurulmuştu.
Yüzlerce çocuk, bu köyde büyüyüp hayata atılmıştı.
Güzel olan hiçbir zaman bu bağın kopmamasıydı.
Eğitimleri bitse de evlenip çoluk çocuğa karışsalar da iş hayatına atılsalar da onlar köylerini unutmuyorlardı.
“Koruncuk hafızası” başka bir şeydi.
Ve diğerlerinden farklıydı.
O gün çocuklarla oynadık, sohbet ettik, beraber yemek yedik.
Ve gelecek için umutlandım.
Koruncuk Vakfı iki yıldır üzerinde çalıştığı İzmir projesi için nihayet düğmeye bastı. Barbaros Çocuk Köyü bundan böyle Koruncuk’un kanatları altında olacak adı da Urla Çocuk Köyü olacak. Şundan çok eminim.
Kısa bir süre sonra burada da mutlu, hayatlarından memnun, gelecek hayalleri kuran çocuklar burada olacak.
Tıpkı Kemerburgaz’daki kardeşleri gibi, tıpkı hayata atılmış ağabeyleri, ablaları gibi...
Ben bu projeyi yürekten destekliyorum.
İzmir’deki sivil toplum örgütlerine de destek vermeye davet ediyorum.
Ve özetle şunu söylüyorum...
Bugün yapacağımız en işi şey, çocuklarımızın yanında olmaktır.
Türkiye’nin daha önemli bir meselesi yoktur.
“Ne yapalım?” diye düşünmeyin, çocuklarımızın yanında olun.
Urla’da, Kemerburgaz’da, Soma’da ya da Türkiye’nin herhangi bir yerinde fark etmez.
Yeter ki, onların yanında olun...
Hepsini ayakta alkışlıyorum
Koruncuk Vakfı’nın Urla Çocukköyü projesine Muhteşem Yüzyıl ekibi dört yıldır destek veriyor. Bunun nedeni dizinin senaristi Meral Okay’ın bu vakfa büyük destek vermesiydi. Okay aramızdan ayrıldıktan sonra da dizi oyuncularının ilgisi azalmadı aksine her yeni projede yer aldılar. Biz de önceki gün Muhteşem Yüzyıl ekibiyle beraberdik. Urla’da yemek yedik, sohbet ettik, sonra da temel atma törenine gittik.
Törende Kanuni Sultan Süleyman’ı canlandıran Halit Ergenç, çok anlamlı bir söz söyledi.
Ve dedi ki...
“Kimsesizliği yalnızca kimsesiz olanlar bilebilir. Her çocuğun bir kalbe sahip olduğu ve hepimiz gibi bir aileye ihtiyaç duyduğu, yalnızca karnını doyurmaktan öte sevgiyle hayata tutunması gerektiği unutulmamalı.”
Şunu net gördüm Kemerburgaz’da...
O çocuklar kendilerini yalnız hissetmiyorlardı.
Kimsesiz görmüyorlardı.
Sevgiyi hissetmişlerdi, onların yanında olanlar saygıyı çoktan hak etmişlerdi.
Bu projeye destek verenleri, köyleri yaşatanları, daha büyük projeler için hayal kuranları ayakta alkışlıyorum.
Başkanlar Kurulu’na bir öneri
İl Özel İdare mallarının devriyle ilgili İzmir’deki başkanlar kurulu önce bir bildiri yayınladı ardından da İzmir Valisi Mustafa Toprak’ı ziyaret etti. Aslında sonucu belli bir toplantıydı, çünkü Vali Toprak Hazine’ye devri çoktan yapmış ve geri dönülmez bir yola girmişlerdi. Bence, Başkanlar Kurulu; Denizli, Manisa, Balıkesir valiliklerini de ziyaret etmeli. Çünkü, oralarda tersine bir karar alındı ve mallar Hazine’ye değil, belediyeleri bırakıldı. Bu nasıl bir yasadır ki, valiler farklı bir karar veriyor. Gerçekten anlamakta zorlanıyorum.
Paylaş