Korona sonrası hangi şeyleri daha az yaparız

Katılımcıların en çok “eskisinden daha az” yapacağını söylediği aktivite yüzde 61.6 ile “uçak seyahati” olmuş.
Yine katılımcıların yüzde 60.6’sının eskisine göre daha az AVM ziyareti yapacağını ifade etmiş.
Restoran, kafe ve pastaneye gitmek veya sinema, tiyatro ve maça gitmek gibi aktiviteler için katılımcıların yaklaşık yüzde 55’i eskisinden daha az yapacağını söylemiş.
Yani insanlar daha az seyahat etmeyi; AVM’lere gidip vakit geçirmeyi bir süre daha yapmayı istemiyor.
İstanbul Ekonomi Araştırma’nın dip notlarında “Sağlık ve sosyal izolasyonu koruma konusunda endişeleri olmasına ek olarak harcama ve ekonomik durum konularında da kaygıları olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir” notunu düşmüşler.
İnternet alışverişi ve kuaföre gitmek gibi aktiviteler için ise katılımcıların yaklaşık yarısı bunları eskisi kadar yapacağını belirtti. Son olarak “eskisinden daha çok” seçeneği en fazla yüzde 14.6 ile “internet alışverişi” olmuş.
Bu anket sonuçları dünyanın yeni bir döneme girdiğini gösteriyor.
İki aydır evde kalan ve her dakika pandemi travmasıyla yaşayan büyük kitlenin kısa sürede normale dönmeyeceği ortada ama bazı alışkanlıkların değişeceği de bir gerçek...
Bu arada birçok sektörde ciddi daralmalar yaşanırken; internetten satış yapan şirketlerin bu krizden fayda gördükleri de başka bir bilgi notu...
Her kriz yeni kahramanlar, yükselen şirketler, farklı başarı hikayeleri ortaya koyar.
Bu dönem de böyle...

 
Bu yaz evde kalırım

MASKESİZ sokağa çıkamayacağımız belli oldu. İstesek de istemesek de, sevsek de sevmesek de bu böyle...
Sosyal mesafe de öyle... Öyle sarılmalar, öpüşmeler de olmayacak.
Ben bu yaz daha çok evde oturmaya, daha çok çevremdekilere vakit ayırmaya, eksik bıraktıklarımı tamamlamaya çalışırım.
Maskesiz çıkamayacağımı biliyorum.
Ama maskeyle de bir yere gidip keyif alamayacağımı biliyorum.

 
Eski fotoğraflara
bakınca hatırladım

PEKİ ya uçağa binip bir yere gitmek zorunda kalırsam, ne yaparım?
Bir başka detay da hayatın devam edeceği ve bunun gereğini yapmamız gerçeği...
Sars’ı çok anlamadık, domuz gribinden çok korktuk ama kısa sürede tedavi yöntemleri geliştirildi.
Ama Kovit 19 bütün ezberlerimizi bozdu.
Bu yılın başında “Çin’in Vuhan’ındaki virüs gelip İzmir’i, bütün dünyayı etkisi altına alacak ve herkes evine kapanmak zorunda kalacak” denilseydi, herhalde kimse buna inanmaz, ciddiye almazdı.
Ama oldu...
Ama ben Sars’tan sonra uçağa bindiğimde birçok Uzakdoğulu’nun maskeli olduğunu eski fotoğraflarıma bakarken hatırladım.
Belki o günlerin alışkanlığıyla, belki o korkularla Uzakdoğulular maske takmaya devam etmişti.
O günlerde dikkatimi çekmiş ama bu kadar kafa yormamıştım.
Şimdi anlıyorum ki; aşı bulunsa bile belki de hepimiz uzun bir süre toplu yerlerde maske takmaya devam edeceğiz.
Bakalım alışabilecek miyiz?

 
İkinci sayfalar da hüzünlü

EGELİLER için ikinci sayfa haberleri hep önemlidir. Yani magazin sayfaları... Davetleri, partileri, buluşmaları ikinci sayfamızda fotoğraflarla birlikte veririz. Bana göre gazetelerin en keyifli ve en fazla takip edilen sayfalarıdır.
Korona o sayfaların da formatını değiştirdi. Herkes eve kapanınca; mekanlar da boş kaldı, kalabalık insan fotoğrafları da bitti...
İşler elbette devam eder, edecektir de...
Ama hiçbir şey dostlukların, kalabalık masaların yerini tutamaz.

 
Bizde balkon hayat demektir

İZMİRLİLER balkonsuz yapamaz.
En güzel sohbetler, en güzel vakitler balkonlarda geçirilir.
Benim için hep öyleydi.
Bir ev kiralarken, bir ev satın alırken bizde önce balkona bakılırdı. Hala da öyledir.
O yüzden İzmir’de çok katlı binalar, plazalar İstanbul’daki gibi ilgi görmedi.
İzmirli için balkon demek hayat demektir.