Paylaş
Çünkü rakamlar 16 binlere geldi, bunun 5’le çarpılmasını uzmanlar öneriyor. Çünkü bazı insanlar Kovid 19’u ayakta, farkında olmadan geçiriyor. Ama bazıları yoğun bakımda kalacak kadar ağır yaşıyor.
Korkarım sonbahar tekrarlanacak.
Yaz dönüşü tablo önümüze konacak ve yeni kısıtlamalar gelecek.
Aslında bunu tersine çevirecek elimizde silahımız var.
O da aşı...
Benim etrafımda aşı karşıtı yok. En yakınımdakiler iki doz aşılarını oldu. Sinovac olanlar da üçüncü doz olarak Biontech oldular.
Ben de en başta gönüllü olup aşı olanlardan biriyim. İkinci Sinovac’ın üzerinden 9 aydan fazla bir süre geçti. Üçüncü aşım Biontech’i de hakkım çıkınca hemen gidip oldum.
Hiçbir aşıda yan etki olmadı.
Hayatıma olduğu gibi devam ettim.
Bu arada geçen bir buçuk yıllık sürede de her gün ofisime gittim.
Yani evden çalışmadım.
Hibrid bir modelle çalışıyoruz.
Kronik rahatsızlığı olanlar evden, diğer kadro da kurallara uyarak ofisten çalışıyor.
Aşı karşıtlarının söylemlerini, mesajlarını da takip ediyorum. Öylesine bilgi kirliliği var ki, bazen şaşırıyorum.
Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği “İki doz aşısı olmayan işletmelere girmesin” tavsiyesinde bulundu. Aşı olmayan çalışanların da ücretsiz izne çıkarılması teklifinde bulundu.
İş dünyasından da benzer açıklamalar geliyor.
Birkaç ayda biter denilen salgın neredeyse iki yıldır devam ediyor.
Ve ekonomilerin kapanmaya asla tahammülü yok.
“Kapanma olmasın herkes aşılansın” kampanyasına ben de destek veriyorum.
Herkese Saygın’ı
örnek gösteririm
SİYASET yapanlara Işılay Saygın’ı hep örnek gösteriyorum. Işılay hanım hayatımızın hep içindeydi. Ailemizden biri gibiydi. Arar sorar; biz ihmal ettiğimizde sitem bile etmezdi. Ama biz de arardık, isteyerek arardık hem de... Sohbetini özler bir araya gelirdik. Buluştuğumuzda da sadece siyasetten konuşmazdık. Elbette günlük meseleler, Türkiye’nin konuları tartışılır, yorumlanırdı ama sohbet siyasetten ibaret değildi. O yüzden yeni siyasetçilere herkesin saygı duyduğu, sevdiği, örnek aldığı Işılay Saygın’ı örnek gösteriyorum. İsteseydi siyasete devam edebilirdi, etmedi. Ama o hep gönlümüzdeki belediye başkanı, milletvekili, bakandı. Bizim için “Sayın vekilim, Bakanım...” değil; Işılay ablaydı. İnanın sadece benim için değil, kendisini tanıyan, tanımayan herkes için Işılay ablaydı... Aramızdan ayrılışının ikinci yılında ben de kendisini özlemle anıyorum.
Okullar açık kalmalı
ÇOCUKLARIMIZ okuma yazmayı evlerinde öğrendiler. Okul arkadaşsız, öğretmenlerinin yüzünü görmeden...
Üniversiteye giden yüz binlerce genç iki yıldır online eğitim alıyorlar ve sınıf arkadaşlarını tanımıyorlar.
Neredeyse mezun olacaklar ama bir kantin anıları bile yok.
Bu çocuklar iki yıl sonra avukat, mühendis, iktisatçı, gazeteci çıkacak.
Okulları, üniversiteleri açık tutacak formülleri bulmalıyız. Milli Eğitim Bakanlığı okulları açmalı ve açık tutmalı.
Ben uyarmış olayım
ÇEŞME’de, Alaçatı’da bayram dönüşü geç bir saatte yürüyüş yaptım. “Herkes gitti, Çeşme boşaldı” denildiği için daha rahattım. Ama anladım ki; Alaçatı’nın boşalmış hali bile çok kalabalık. Üstelik sokağa taşan müzik, iki mekan arasında birbirine karışan müzik de o kadar fazlaydı ki...
Açık yazıyorum.
Bu haliyle Alaçatı’yı, Çeşme’yi kaybederiz.
Buraları fabrika ayarlarına geri dönmezse bir süre sonra kimse gitmemeye başlar.
Ben uyarayım da...
Şu sosyal medya alem
DÜNYADA o kadar konu var, o kadar başlık, gündemi sarsacak olaylar var.
Ama sosyal medyanın ilgilendiği konular çok başka…
Yani oraya bakıp siyaset yapsanız başka şeyler konuşabilirsiniz.
Bakmadan siyaset yapsanız ofsaytta da kalabilirsiniz.
Baksanız olmuyor, bakmasanız olmuyor.
Sosyal medyasız elbette yaşanmıyor.
Benim gibi yapmanızı tavsiye ederim.
Arada detoks yapın.
Ve olayları uzaktan izleyin.
Gerçekten iyi geliyor.
Paylaş