Paylaş
CHP İzmir yönetimi beklendiği gibi Kurultay’da Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerini açıkladı. Kulis bilgilerini yazmıştım, bir sürpriz olmaz, CHP’de Genel Başkan değişmez. Peki o zaman CHP’de neyi, nasıl yapmak gerekir?
Çok şey yazılabilir.
Herkesin cevabı, yöntemi, stratejisi farklı olabilir.
Ama bunun için konuşmak lazım.
Şöyle diyebilirsiniz.
“CHP’deki konuşma, yorum hangi partide var?”
Doğru; CHP’de konuşan çok, ama çoğu midesinden konuşuyor.
Çıkıp konuşmak, net olmak, sahici olmak, samimi olmak lazım.
Bu Kurultay’da hiçbir şey yapılamasa bile sadece Selahattin Demirtaş’ın kısa bir sürede özellikle büyükşehirlerde oyunu nasıl artırdığı bile konuşulsa kardır.
HDP’yle BDP’nin eksilerini, yanlışlarını silmek isteyen bir parti var artık...
Ve bugünün Türkiye’sinde “daha fazla özgürlük talebi” bile prim yaparken; CHP’nin bundan ders çıkarmamış olması büyük bir zafiyet olur.
İnsanlar da, şirketler de, kurumlar da her zaman yeni başlangıçlar yapabilir.
Ama asıl yapması gereken Türkiye’de siyasi partilerimizdir.
Kurultay buna bir fırsat olur mu, göreceğiz.
Ama toplumun istekleri, beklentileri, talepleri karmaşık gibi gözükse de CHP için giderek netleşiyor.
Bu ayıp hepimizin
Yazmaktan yoruldum. Ama ne yapalım; çözüm buluncaya kadar yazmaya devam edeceğim. İzmir’in sporda atılım yapması isteniyorsa, işe statlardan başlamak gerekiyor ve de salonlardan... Düşünebiliyor musunuz; Altay’ın, Göztepe’nin, Karşıyaka’nın kendine ait statları yok. Hepsi yüz yıllık kulüpler... İstanbul takımlarından eskiler... Geçmişleri çok daha başarılarla dolu... Ama gelin görün ki; bu takımlarımızın kısa sure sonra başlayacak ligde oynayabilecekleri statları yok.
Çünkü Alsancak yıkılıyor. Evet; Alsancak Stadı boşaltılıyor. İtirazım yok, depreme dayanıklı değilse “Yıkılmasın” demek yanlış olur. İyi ama alternatifi olmadan, ufukta yeni bir stat projesi yokken, bu karar lige 10 puan eksiyle başlamak demektir.
Bu ayıp hepimizin...
Başta siyasilerin, futbol camiasının, kulüplerimizin, hepimizin...
İzmir Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Ali Osman Tatlısu, “Hem açık tribün, hem de kapalı tribün için gelen raporlar korkunç. Kapalı tribünün altında temel bile olmadığı ortaya çıktı. Bu şartlarda burada tek maç dahi oynanamaz” demiş. Tatlısu’ya teşekkür; gelmiş, geçmiş bütün il müdürlerine de sitem ediyorum.
Tek bir maç dahi oynanmazsa, iyi de bugüne kadar siz niye o koltukta oturdunuz?
Tek şey odaklanmak farklılığı anlatabilmek
Urla’daki bağbozumu şenliklerinde önemli bir panel vardı. Paneli Hürriyet Ege yazarı Selim Türsen yönetti. Konuşmacılardan Can Ortabaş, “Urla Bağcılık’ı bu yıl ziyaret edenlerin sayısı 20 bini geçti” demiş. Bu sayı geçen yıl 5 - 6 binlerde imiş. Biraz daha ilgi gösterilse, biraz daha iyi tanıtım yapılsa, biraz daha uzun vadeli stratejiler geliştirilse sadece Urla değil; bölgenin tamamı Toscana gibi olacak. Müthiş bağlar dikildi, artık konuşulan şaraplar üretiliyor, Ege mutfağı sağlıklı beslenmenin en güzel yolu olarak gösteriliyor. Turizmde çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Ortabaş’ın sadece kendi bağları için verdiği örnek bile bunu net gösteriyor.
Yani herşey var.
Un var, şeker var.
Aslında güzel helva yapanlar da var.
İşte...
Biraz daha ilgi, biraz daha konsantrasyon, biraz daha odaklanma...
Ve elbette farklılıkları anlatabilme becerisi...
Olacak, hepsi olacak...
Paylaş