Kadınların sesi daha gür çıkmalı







Deniz SİPAHİ
Haberin Devamı

TÜRKİYE küreselleşmeyle gelenekselliğin tüm çelişkilerini yaşayan bir ülke...

Böyle bir coğrafyada kadınların konumu da ilginç bir örnek oluşturuyor.

Bugün özel sektörde kadın yöneticilerin sayısı hızla artarken; aynı gelişmeyi kamuda göremediğimizi söylememiz gerekiyor.

Meclis'teki milletvekillerinin sayısını dikkate alacak olursak, kadınların yeteri kadar temsil edildiğini de söyleyemiyoruz.

Kadının toplumdaki yeri hergün daha da düzelmesine rağmen hala eşitsizliklerden bahsediyorsak bazı yasal düzenlemelerin kaçınılmaz olduğu gerçeğini de baştan kabul etmeliyiz.

Oysa Türkiye, kadın konularını ele alan uluslararası konferansların tümüne katılmıştır.

İlki 1990'da olmak üzere dolaylı veya doğrudan birçok uluslararası anlaşmaya imza atmıştır.

1995'te Pekin'de gerçekleştirilen 4. Dünya Kadınlar Konferansı'na tümü kadınlardan oluşan geniş bir heyetle katılan Türkiye, burada kabul edilen Eylem Platformu'nu çekincesiz kabul etmiştir.

Konferansa katılan yetkililer, 2000 yılına kadar kadınların okuma - yazma oranını yüzde 100'e çıkarmayı, anne ve çocuk ölümlerini yüzde 50 oranında azaltmayı, sekiz yıllık eğitimi zorunlu hale geliştirmeyi kabul etmiştir.

Bunun yanında ‘‘Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’’ CEDAW'a konulan çekinceleri kaldırmayı da tahahhüt etmiştir.

Hatta Avrupa Konseyi'nin yön verdiği Kadın - Erkek Eşitliği'nden Sorumlu 4. Avrupa Bakanlar Kurulu Konferansı da 1997 yılının Kasım ayında İstanbul'da yapılmıştır.

Bütün bunları neden hatırlatıyorum.

*

İZMİR'de faaliyet gösteren kadın dernekleri Meclis'ten bir türlü geçmeyen Medeni Yasa'nın artık hayata geçmesini istiyor ve bunun için bir kampanya başlatmaya hazırlanıyor.

Türk Kadınlar Konseyi Derneği İzmir Şube Başkanı Nilüfer Günay, Türk Kadınlar Birliği İzmir Şube Başkanı Şermin Akman, Türk Anneler Derneği İzmir Şube Başkanı Fatma Dayıoğlu, Kadın Haklarını Koruma Derneği İzmir Şube Başkanı Engin Demir, Ege Kadın Dayanışma Vakfı Başkanı Sema Pektaş, İzmir Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Ayşen Erdoğan, Sekreterler Derneği İzmir Şube Başkanı Gülsen Özkan yaşamı paylaşmak için kadın - erkek eşitliğini isteyen bir deklerasyonla kampanyayı başlatacaklar.

Dernek Başkanları, uluslararası anlaşmalara imza atılmasına rağmen tahahhütlerin yerine getirilmemesinin Türkiye'yi zor duruma soktuğunu iddia ediyorlar.

Son derece haklılar...

17 Şubat 1926'da kabul edilen mevcut Medeni Yasa'nın üzerine hiçbir şey eklenmemiştir.

Atatürk'ün o üstün demokrasi olgunluğu içerisinde seçme ve seçilme hakkına sahip olan Türk kadını ilerleyen yıllarda maalesef birçok alanda olduğu gibi hukuksal açıdan da geriye gitmiştir.

Dünya değişiyor, Türkiye ayak uyduramıyor.

Eski hükümet giderken, yenisi izlenen kadın politikalarının tam aksine hareket ediyorsa; burada bir yanlış var demektir.

İzmirli Kadın Dernekleri'nin Başkanları işte bunları istiyor.

Medeni Yasa'nın aynen kabul edilmesini arzu ediyorlar.

Bizler de bunu destekliyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları