Paylaş
FIBA Erkekler Avrupa Kupası’nda adını finale yazdırdı.
Geriye iki maç kaldı. Bahçeşehir’in Türkiye’ye kupayı getireceğine inanıyorum.
Bahçeşehir Kolejleri’nin kurucusu Enver Yücel ile arada buluşup sohbet ediyoruz.
65 ilde 143 kampüsü olan büyük bir organizasyon artık Bahçeşehir; yıl sonuna kadar 6 okul daha gelecek.
Yücel’in bir hayali vardı; o da Yüksekova’ya bir okul açmaktı.
Geçenlerde Enver bey oradaydı, ilk temeller atıldı, bu hayal de gerçeğe dönüşüyor.
Eğitimde fırsat eşitliğini hep savunuyoruz.
O yüzden Enver Yücel’in Hakkari’ye okul açma isteğini çok önemsiyorum.
Yücel, o gün şöyle demişti:
“Hayalimi gerçekleştirmek için buradayız ve çok heyecanlıyız. Şu an kurumlarımızla Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde varız. Vatanımızın her karış toprağında kurumlarımızın bayrağını dalgalandırmak ve ülkemize bu şekilde hizmet vermek istiyoruz. Benim için Hakkari ve Yüksekova’nın anlamı daha da farklı. Ülkemizin en uç noktasına bir eğitim kurumumuzu kazandırmak ve buradaki çocuklarımızın eğitim adına bizden istifade edebilmelerini istiyoruz.”
Aslında bazı adımlar, girişimler aynı zamanda bir sosyal sorumluluktur.
Ben Bahçeşehir’in Hakkari’ye gitmesini böyle yoruluyorum.
Enver Yücel, aynı zamanda Uğur Okulları’nın da, Bahçeşehir Üniversitesi’nin de Mütevelli Heyeti Başkanı.
Üniversitesi adına da Enver Yücel, “Buradaki çocuklarımızdan her yıl onlarcası, hem akademik hem de sanat, spor gibi farklı branşlardaki başarılarıyla ön plana çıkıyor. Bu çocukları ülkemize kazandırmak için ne gerekiyorsa elimizden geleni yapmaya hazırız. Bahçeşehir Üniversitemizin desteğini de bu topraklarda hissettireceğiz” diyor.
Bu açıklamasını da değerli buluyorum.
O yüzden hep söylüyorum.
Her şey hayal etmekle başlıyor.
Eminim Enver Yücel, Bahçeşehir Koleji Basketbol Takımı’nı da kurarken takımını Avrupa Şampiyonu olarak hayal etmiştir.
İklim krizi sağlık krizidir
Dünya Sağlık Örgütü’nün bir açıklaması var.
Diyor ki...
“İklim krizi aynı zamanda bir sağlık krizidir.”
O kadar doğru ki...
Biz iklim krizini yüzyıllar sonra başımıza gelecek bir değişim olarak algıladık.
Ve sanki biz hiç yaşamayacakmış, hiç hissetmeyecekmişiz gibi davrandık.
Olmadığı ortaya çıktı.
“Mevsimler değişti, aylar kaydı” dedik.
Ama mesele bu kadar basit değildi.
Ve görüyoruz ki önümüzdeki yıllarda iklim krizi hayatımızı çok değiştirecek.
Son dönemde bir gıda krizinden de bahsediliyor.
Tabii bu tez de bazı insanlar için gelecek yüzyıllarda karşımıza çıkacak bir konu gibi algılanabiliyor olabilir.
Oysa tarım, kendine yetebilmek, su gibi konular artık sadece Türkiye’nin değil hepimizin, dünyanın meselesi.
Tarımı yeniden konuşmalıyız
Alışverişi ben yaparım. O yüzden fiyatlara hakimim. Pazarlar özellikle benim en keyif aldığım yerler. Ama söyleyeyim; sebze, meyve fiyatları geçen yıllara göre kıyaslanmayacak kadar arttı. Türkiye’nin tarımda mutlaka yeni stratejiler geliştirmesi gerekir. Hal yayası değişti ama belki yeniden düzenlenmeye ihtiyacı var. Türkiye’nin her yerinin ekilmesi, biçilmesi de gerekir. Bu kadar verimli topraklara sahip bir ülkenin tarımda çok daha iyi olması lazım.
Evet...
Tarımı yeniden konuşmalıyız, tarımsal kalkınmanın önemli olduğunu bir kez daha hatırlamalıyız.
Sporda dernekler
dönemi artık bitti
Bazı kulüpler, özellikle de futbolda dernek statüsüyle devam edebileceklerini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Artık o dönem bitti. Aslında çok önce bitmişti de anlatmakta zorlandık. Artık spor önemli bir endüstri ve profesyonelce yönetilmesi gereken bir alan. Konu sadece ekonomi de değil; markayı yönetmek de ayrı bir beceri. O yüzden bütün kulüplerin şirketleşmeye gitmeleri lazım. En azından profesyonelce yarıştıkları alanlarda bunu yapmalarını öneriyorum.
İzmir’de Göztepe bunu yaptı ve ne kadar yol aldığını görüyoruz. Altay da, Karşıyaka da, diğer kulüplerimiz de bunu yapmak zorundalar.
Paylaş