Paylaş
Etrafımda da öyle...
Ben bile, “Bitti galiba” demeye başladım.
Ama uzmanları dinledikçe, doktor arkadaşlarımla konuştukça işin aslının öyle olmadığı anlaşılıyor.
Şu net...
Aşı bulununcaya kadar bize rahat yok. Hatta aşı bulunsa bile kontrollü bir hayat sürdürmemiz şart.
Bir de ikinci bir salgın riski de var.
Ağustosun ikinci yarısından sonra bu tehlikeye işaret ediyorlar.
Yani bu yazı öyle sere serpe, kalabalıklar içinde, plajlara yayılarak geçirmek de yok.
Peki, bu korkuyla nereye kadar yaşayacağız?
Bakın, Hong Kong örneğini daha önce de yazmıştım.
Gerçekten pandemi sürecini çok iyi yöneten ülkeler var.
Ben Türkiye’yi onlar arasında görüyorum.
Ama bizden de iyiler var.
İlk günden bu yana bu disiplini bozmadan, günlük hayatı bu tedbirlere göre dizayn ederek süreci yöneten ülkelerden biri de Hong Kong...
“Maske kullanalım mı, kullanmayalım mı?” tartışmalarını yaptığımız günlerde hiçbir Hong Kong’lu maskesiz sokağa çıkmadı.
Sosyal mesafe hep korundu, günlük hayat buna göre dizayn edildi.
Sonuçta, Hong Kong’ta işletmeler kapanmadı, mağazalar hep açıktı.
Vaka sayısı da, hayatına kaybedenlerin sayısı da bu başarıyı ortaya koyuyor.
Türkiye de başarılı olan ülkelerden...
Daha iyi sonuçlar da alabilirdik.
Ama 80 milyonluk bir ülkede bu istatistikler de iyidir.
Özetle...
Bayram sonuna kadar gevşemeyelim.
Normalleşmeyi de korona öncesindeki gibi algılamayalım.
Kiralar ne olacak?
PANDEMİNİN ilk günlerinde yazdım, sürekli de gündemde tutmaya çalıştım.
Salgın, ekonomilere büyük darbeler vurdu ve göreceksiniz vurmaya da devam edecek.
Bazı sektörler yeniden şekillenecek. Hizmet sektörü en büyük darbeyi alandır.
Restoranlar, kafeler, alışveriş merkezleri için zor günler devam edecek.
Milyonlarca insan geri dönüşü bekliyor.
Ama göreceksiniz hemen olmayacak.
Ben gittiğim işletmelere destek olmak için ilk fırsatta yine gideceğim.
Onlar yaşasın, orada çalışanlar işlerine devam etsin istiyorum çünkü...
Tabii her birinden tedbirlere uymalarını bekliyorum.
Bu işletmelerin mart, nisan, mayıs kiraları ne olacak?
Herkesin bu çarkın dönmesi adına yapabilecekleri var.
Kapalı olan bu işletmelerdeki çalışanlar için devlet bazı destekler verdi, vermeye de devam ediyor.
Ya kiralar?
Özveride bulunanlar sadece devlet, kiracılar olamaz; mülk sahiplerinin de bu döneme katkı koymaları lazım.
Nasıl olur bilemem ama ben gördüğümü yazıyor, söylüyorum.
Maskeli gelinleri bu
yaz çok göreceğiz
EGE’nin kıyıları bu aylar epey renklidir. Yaz düğünlerini sevenler, bekleyenler sadece evlenecek olanlar değil tabii...
Türkiye’nin en büyük gelinlik fuarının İzmir’de yapılıyor olması tesadüf değil. Gelinlik sektörünün bir numaralı oyuncusu İzmir’dir.
Türkiye’de üretilen gelinliğin yüzde 60’ı bu bölgede yapılıyor.
Tabii düğünlerin de adresi Ege kıyılarıdır.
Yani bir düğün turizminin olduğunu da söylemeliyiz.
Şimdi bu pandemi düğünleri de etkileyecek.
Öyle kalabalık yaz düğünlerini de unutun.
Yine mesafeli, belki de maskeli...
Maskeli gelinlikler kreasyonlarını görüyorum.
Maske ne geline, ne damada yakışmasa da; evlenmek isteyenler buna katlanacak gibi gözüküyor.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mı?
SIFIRDAN bir dünya kurulacağını düşünmüyorsunuz herhalde... Bence kaldığımız yerden devam edeceğiz. Zaten giderek dijitalleşen, yapay zekanın günlük hayatımızın içine girdiği bir dönemden geçiyoruz.
Yani bunlara uzak değiliz.
Korona günlerinde konuştuklarımızın bir çoğunu yapıyorduk.
Tüketici tercihleri küresel kurallara adapte edilecek, hepsi bu...
Spor için gelecek
sezonları düşünelim
TUTTUĞUM, sempati duyduğum takımlar var.
Sadece futbolu değil, sporun birçok dalını yakından takip ediyorum.
Spor bana bir arınma, bir eğlence gibi geliyor.
Ama bu pandemi bütün motivasyonumu bozdu.
Şimdi kimin şampiyon olacağıyla ilgilenmiyorum.
İlgilendiğim tek şey önce her sporcunun sağlığı, sonra da sistemin devam etmesi...
Çünkü bu ara bütün kulüplerin mali yapısını bozdu.
Herkes gibi ben de önümüzdeki yıllarca spor karşılaşmalarını izlemek istiyorum.
Ancak bu tedbirlerle, bu gelirlerin elde edilmesi mümkün gözükmüyor.
O yüzden verilecek kararların bugün için değil, gelecek için alınmasını bekliyorum.
Paylaş