Gençler ne güzelsiniz

iEda Gönen, çok sevgili dostum Nafiz Gönen’in kızı...

Müthiş işler yapıyor, sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor.
Geçen gün bana özel bir projesinden bahsetti.
Fikri çok sevdim, sizin de haberiniz olsun istedim.
Eda, kalpten adımlar defilesi düzenliyor.
“Farkında olmak, çözüm üretmenin ilk adımıdır” sloganını kullanıyor.
Defile 16 Haziran’da yapılacak.
Aldıkları özel eğitimlerle yaşam kalitesi yükselen, yaşama bağlılıkları artan otizmli bu özel insanlar podyuma İzmirli tanınmış ailelerin çocuklarıyla çıkacak.
Defileyi NLY TASARIM üstlenmiş, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ege Üniversitesi başta olmak üzere İzmir’deki birçok kurum organizasyona destek veriyor.
Geceye bin 500 kişinin katılması bekleniyor.
Eda Gönen diyor ki...
“150 gönüllü lise ve üniversite öğrencisi ile 150 özel eğitim gören özel insanlar birlikte el ele podyuma çıkacak. Davetiye satışı ve özellikle sponsorların desteğiyle oluşturacağımız fonu İzmir Ege Artı Engelli Bireyleri Eğitim ve Geliştirme Derneği’ne bağışlayacağız. Bu bağış aldıkları farklı eğitimlerle, farklı gelişimler gösteren özel insanlarımız için kullanılacak.”
Otizm toplumu ilgilendiren önemli bir konu...
Bu tür sosyal projelere ben hep destek veriyorum.
Hele bu organizasyonları gençlerimiz yapıyorsa, çok daha mutlu oluyorum.
Haydi gelin, gençlerimizi yalnız bırakmayın, onlara destek olalım.

Halk çözüm yolunu bulur

FRANSA’daki seçimleri çok yakından takip ettim.
Macron partisiz ve yeni bir siyasetçi...
İşi kolay değil, arkasında bir parti teşkilatı yok, öyle ağdalı bir geçmişi de bulunmuyor.
Finans dünyasının yakından tanıdığı bir isim, ama siyaset başka bir şey...
Onun yapacaklarını, halkı ikna etmek için izleyeceği yöntemleri ben de merak ediyorum.
Türkiye’yi düşününce Macron gibi birinin çıkıp siyasete girmesi, üstelik seçim kazanması, gerçekten zor gibi gözükebilir.
Ama dünya değişiyor, Türkiye de değişiyor.
Fransa’da yaşanan bu değişim mevcut partilerin halkın beklentilerini karşılayamadığını gösteriyor.
Fransızların yeni bir arayış içine girmesinde bunun büyük etkisi var.
Bazen siyasetçilerin yapamadığını halk kendi içinde gösterdiği bir konsensus ile yapabiliyor.
Önemli olan demokrasiyi işletmekte.
Dediğim gibi halk mutlaka bir çözüm yolu buluyor.

Uzatılmış hafta sonları için ideal

CUMA günü “İzmir’i Keşfet” başlıklı özel bir gazete yayınladık.
Türkiye’nin birçok yerinden dostlarım aradı.
Dediler ki...
“Son dönemde İzmir yeniden yükselen bir değer... İzmir’e gelmekten, burada vakit geçirmekten çok keyif alıyoruz. Aslında Çeşme’ye, Foça’ya, Gümüldür’e yazları geliyoruz. Galiba son dönemde kışları da gelmeye başladık. Kışın birkaç gün İzmir’de olmak insana çok iyi geliyor. Gazeteyle yeni yerler keşfettik. İzmir’e gelmek için çok neden olduğunu daha iyi gördük...”
Bu çok önemli bir tespit...
Artık kışın, uzatılmış hafta sonu tatilleri için İzmir gerçekten iyi bir alternatif...
Ve sevinerek görüyorum ki, otellerdeki doluluk oranı bu algının gerçek olduğunu gösteriyor.

Haydi Altay

BUGÜN Altaylıyız.
Ve Altay’ın yanındayız.
Final maçları zordur ve ne yazık ki, Altay’ın kaybettiği çok önemli finaller oldu geçmişte...
Bu sefer şans bizden yana olsun.
Altay eski günlerine dönsün.
Haydi büyük Altay...

Alternatif de lazım

ARAYAN bazı dostların şöyle bir eleştirisi var İzmir ile ilgili...
Balık restoranlarını çok seviyorlar, en iyi balığı İzmirli restoranların pişirdiğini söylüyorlar.
Mezelere bayılıyorlar.
Her seferinde İstanbul’da, Ankara’da aradıklarını söylüyorlar.
Zaten balık restoranlarının hep dolu olduğundan ve yenilerinin açıldığından bu anlaşılıyor.
Eleştiri balık dışındaki alternatif restoranlarının azlığından...
Benim de tespitim bu yönde...
Alternatifleri İzmir’in geliştirmesi lazım.