Paylaş
Türkiye dizi, film ihracatında Amerika’dan sonra ikinci sıraya yükseldik. Hollywood’a rakip olmak kolay değil ama Türk yapımcılarının yaptıkları ilgiyle izlenir oldu.
Bundan son derece mutluyum.
Nasıl spor ve sanat bir ülkenin tanıtımında önemliyse; filmler de bir o kadar etkili...
Yani filmlerimiz artık bir ihracat kalemi gibi dikkate alınıyor.
Üstelik bu sıradan bir ihracat da değil; içinde birçok dinamiği de barındırıyor.
Türkiye’nin tanıtımına fayda sağlayan yabancı filmler ve yerli yapım dizileri de kapsayan, yurt dışında gösterilmiş ve reyting alan dizilerin Türkiye’de yapmış oldukları harcamaların yüzde 30’una kadar olan kısmı, devlet karşılıyor.
Bu da önemli bir adımdı.
Belki de bu kapsam daha da genişletilmeli.
Ve her fırsatta yazdığım gibi...
Türkiye film endüstrisinde daha iyisini yapabilir.
Anadolu’nun her yeri doğal bir film platosu aslında...
Özellikle de Ege’nin kıyıları ve İzmir...
Aslında İtalya ve İspanya kurdukları film platolarıyla yıllardır birçok Hollywood filmine evsahipliği yapıyor.
Türkiye yeni bir adres olabilir.
Özellikle İzmir bir film köyü kurabilir.
Bu köyde platolar, sosyal tesisler de olabilir.
İzmir’in film festivali
bir enstitü gibi
İlgiyle ve yıllardır takip ettiğim bir film etkinliği var.
Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali, 22 yıldır aralıksız olarak Kasım ayında düzenleniyor. Türkiye’nin uluslararası alanda ödül veren ilk kısa film festivali aynı zamanda. Academy (Oscar) Award Qualifying festivali olarak da kabul görüyor.
Bu yıl 14-20 Kasım arasında gerçekleşecek festival...
Yirmi bini aşkın sinemasever, sinema üreticisi, sinema düşünürü yine İzmir’de buluşacak.
Her yıl yarışma filmlerinin aldığı beş farklı kategori var. Ulusal ve uluslararası panorama ve ülke sinemalarının en çarpıcı kısa film örnekleri sinemaseverlerle buluşuyor. Finalist filmler ulusal kurmaca, uluslararası kurmaca, ulusal deneysel, ulusal belgesel, ulusal animasyon kategorilerinde yarışıyor.
İzmir Film Works kapsamında kısa filmini gerçekleştirecek olan yönetmenlerin heyecanına ortak olan bir platform da bulunuyor. Benim çok önemsediğim bir de laboratuvar var. Yönetmenlerle sinema profesyonelleri atölyelere katılıyorlar. Bu sayede yeni ve genç sinemacıların yetişmesine katkı sağlıyorlar.
Festivalin direktörlüğünü Yusuf Saygı yapıyor.
Yani sadece bir film festivali değil bir enstitü gibi çalışıyorlar.
İzmir’de film endüstrisi için her şey var.
Festivali de, okulları da, doğal platoları da...
Bu konuya daha fazla eğilelim.
Enflasyon dünyayı kavuruyor
Türkiye’de de enflasyon çok yüksek... Pandemi sonrasında hammadde fiyatları çok artınca, lojistik maliyetleri yükselince bu fiyatlara da yansıdı.
Sadece Türkiye’de değil dünyada da enflasyon büyük problem…
Avrupa medyasını takip ediyorum.
AB’nin istatistik kuruluşu Eurostat’a göre euro bölgesindeki enflasyonun Ekim ayında yüzde 10.7 ile yeni bir rekor seviyeye ulaşması bekleniyor.
Enerji fiyatlarındaki artış ise yıllık 42’ye ulaştı.
Birleşik Krallık’ta enflasyon Eylül ayında yüzde 10.1’e yükseldi, bu 40 yılın en yüksek seviyesi anlamına geliyor.
Rusya olarak Avrupa’nın doğal gazının yaklaşık yüzde 40’ını sağlıyor.
Gıda dahil olmak üzere birçok emtianın fiyatları da, iki yıl önce COVID-19 pandemisine yönelik karantinaların ilk kez uygulanmasından bu yana yükseliyor, küresel tedarik zincirlerini de zorluyor.
Yani dünyada yeni dengeler kuruluyor.
İşte Türkiye’nin bütün bu süreçlerden ayrışacak avantajları var.
Bunun için yeni bir hikayeye de ihtiyaç var.
Türkiye tarımda mutlaka reform yapmalı. Öyle anlaşılıyor ki; enerji kadar gıda da stratejik olacak.
Ve Türkiye potansiyelini iyi kullanmalı.
İzmir zamanı demek için her şey var
Benim de üyesi olduğum FİJET yani Uluslararası Turizm Gazetecileri ve Yazarları Federasyonu İzmir’in tarihi ve kültürel değerlerini koruyarak turizm faaliyetlerini destekleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni Altın Elma’yla ödüllendirdi.
Bu ödül “Dünya Turizm Oscar” ı olarak da anılıyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e ödülü Dünya Turizm Gazetecileri ve Yazarları Federasyonu Başkanı Tijani Haddad verdi.
Tunç Soyer, “İzmir’in olağanüstü potansiyellerinin gün ışığına çıkarılmasında, İzmir’in olağanüstü güzelliklerinin gün yüzüne çıkartılıp insanlık tarafından daha fazla fark edilmesinde bizi yalnız bırakmayın. Eğer bize yol açarsanız ve liderlik ederseniz bilin ki koşa koşa arkanızdan geleceğiz” dedi.
Ben bu bölgenin potansiyeline çok inananlardanım.
İzmir turizmde daha iyisini yapmalı.
“İzmir zamanı” demek için elde her şey var.
Paylaş