Fabrika ayarlarımıza dönelim artık

Türkiye ilginç bir ülke...
Her gün toplumu derinden etkileyen binlerce olay oluyor. Ama nedense bu olaylar karşısında sessiz kalmayı tercih eden halkımız, bir maçta yanlış kararlar veren hakemi linç etmek ister, Federasyonun tabelalarını söküp sokağa atmayı görev bilir, tuttuğu takımın atkılarını takıp slogan atmayı taraftarlık bilir.
Sadece Trabzonluları söylemiyorum, aynı şey tüm takımlar için geçerli...
Futbolun gücünü yadsıyor değilim, ama bugün bizim çok daha büyük problemlerimiz var.
Aynı reaksiyonları, tepkileri bu olaylar için de bekliyorum.
Çünkü, bazen bu sessizlik hepimizi endişelendiriyor.
Güçlü demokrasilerde insanlar tepki verir, eleştirilerini dile getirir. Bunları elbette bazı kurallar içerisinde yapar.
Demokrasinin güzelliği de olması gerekeni de böyledir.
Trabzonluları anlıyorum, kendilerine büyük haksızlık yapıldığını söylüyorlar.
Haklı da olabilirler.
Ama kendilerine şunu hatırlatmak isterim.
Futboldan daha önemli şeyler de var.
Ve daha da önemlisi...
Tepkiler sadece haksızlık kendilerine yapıldığında değil, başkalarına da yapıldığında gösterildiğinde anlamlı ve değerlidir.
Örneğin, bu yıl Karşıyaka’nın durumunu hepimiz biliyoruz.
Karşıyaka’nın onlarca hatası var.
Yönetim boşluklarından, kendi iç organizasyonundan ve sponsor muammasından bugün gelinen noktayı görüyoruz.
Ama inanın bazı maçlarda öyle kırılma anları yaşandı ki, Karşıyaka bütün bu yanlışlarına rağmen çok daha farklı bir yerde olabilirdi.
Her şeyde, her yerde olduğu gibi Türkiye fabrika ayarlarına dönmek zorundadır.
Başka çaresi de yoktur.

Selçuk’a Meryem Ana Heykeli iyi fikir

SELÇUK’a dev Meryem Ana Heykeli fikrini çok tuttum.
Brezilya’ya Rio’ya gittiğimde aynı şeyi ben de düşünmüştüm.
“Neden bizde böyle bir şey olmaz” diye...
Bazen semboller yapmak gerekir.
Bu da Selçuk’un, Efes’in sembolü olabilir.
Başkan Zeynel Bakıcı’yı tebrik ederim.
Turizmin bu yıl yaşadığı sıkıntılar hepimize ders olsun.
Kum, deniz, güneşin ötesinde turizmi çeşitlendirmemiz gerekir.
Ben Efes’ten, Türkiye’nin birçok ören yerinden yeterince yararlanamadığını düşünüyorum.
Oysa böyle bir zenginliği dünyaya daha iyi anlatmamız gerekirdi.
Böyle dönemlerde daha soğukkanlı kalıp bunları planlamamız gerekiyor.
Önceki günkü turizm eylem planını büyük bir titizlikle izledim.
Elbette önemli adımlar atılmış.
Ancak bu bugünün yükünü biraz hafifleten detaylar, önlemler...
Bundan daha fazlasını yapmamız gerekiyor.
İşte bu sıkıntılar arasında Selçuk’a dev Meryem Ana Heykeli, o iyi projelerden biri gibi geldi bana...


Ege’de yaşadığımız için şanslıyız

DÜN Edremit’teydim. Akçay ve Güre’nin o dar sokaklarında biraz yürüdüm. Hep söylüyorum. Ege gibisi yok...
Bu coğrafyada yaşadığımız için çok şanslıyız.
Doğa deseniz doğa, gastronomi deseniz gastronomi, yani her şey var.
Ve daha da önemlisi...
Yaz, kış fark etmiyor.
Buraları her zaman çok güzel...

Karşıyaka kurtulur mu?

KURTULUR da böyle değil.
Peki nasıl?
Daha cesur olacaksın...
Kaybedecek neyin kalmış ki...
Bir kere inanacaksın, düşmeyeceğine inanacaksın.
Ve sonuç alacak hamleler yapacaksın.
Zor mu?
Zor biliyorum...
Her sezon değil, her sezonda iki takım kurarsan elbette başına bunlar gelir.
Kendi ruhundan uzaklaşırsan, aidiyet duygusunu yaratamazsan, camianı küstürürsen böyle olur.
Ama söylüyorum.
Karşıyaka kurtulur.
Çünkü bu takımın, yani son takımın yapabileceği şeyler var.
Sahadaki performans bu takımın gücünü yansıtmıyor.
Son saniyeye kadar bırakmak yok.
İşin doğrusu...
Karşıyaka kurtulmalı...