Paylaş
GEÇEN yıl Urfa ve Gaziantep’teki çadırkentleri gezdim. Gerçekten de bir kent görünümündeydi. Tamamını gezmeye kalksanız, bir günde bitiremezsiniz. Suriye’deki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye gelenler çadırda da olsalar, kendilerine göre bir düzen kurmuşlardı. Çadırdan okullar, çadırdan sosyal tesisler, hayat bir şekilde devam ediyordu. O gecenin sonunda yatağa yattığımda, “Türkiye’nin ne kadar büyük bir ülke” olduğunu da düşünmüştüm.
Bugün Avrupa’nın çekindiği, beş, on binlerle atlatmaya çalıştığı mülteci göçüne karşılık Türkiye 2.5 milyon kişiye ev sahipliği yapıyordu.
Bunun için harcanan rakamın 7 milyar doları geçtiği biliniyor.
Aslında hepimizin bildiği o görüntülerden sonra harcanan paranın da zamanın da hiç bir önemi kalmıyor.
Minik Aylan’ın Bodrum sahillerinde çekilen o fotoğrafından sonra Avrupa biraz yumuşadı, sınırlar açıldı, başta Almanya olmak üzere birçok ülke alabileceği göçmen sayısını arttırdı.
Ancak öylesine büyük bir göç dalgası var ki, önünde, arkasında durmak mümkün değil.
İzmir’in Basmane semti bir toplanma merkezi oldu adeta... Ama anlatıyorlar, gelenler, birkaç gün sonra gözükmüyor.
Şanslı olanlar karşı kıyıya ayak basabiliyor. Şanssız olanlar Ege’nin, Akdeniz’in sularında boğulup gidiyor.
Önceki gün Yunan kıyılarında çekilen bu fotoğraf dünyanın bugün karşı karşıya kaldığı göç gerçeğinin en büyük kanıtıdır.
Dünya utansın...
Dileği bu sabah olsun
AYNI evde kalıp biri dağa giden, diğeri polis olup şehit düşen gençleri okuyoruz. Bazı şeyleri anlamakta zorlanıyorum. Evlatların gözü yaşlı, annelerin gözü yaşlı, babaların gözü yaşlı... Herkesin, hepimizin içi kan ağlıyor. Ve her zaman olduğu gibi bir gün silahsız bir döneme girilecek. Ne olacak, nasıl olacak ama olacak... Geçmişte de oldu. Bir günde, geceden sabaha silahlar susacak. Dileğim, bu sabah olsun...
Başarı nasıl gelecek
BU hafta Göztepe mağlup, Karşıyaka berabere, Altınordu berabere, Bucaspor mağlup, Altay mağlup... Başarının nasıl geleceğini zannediyorsunuz. Sadece pahalı transferler yapıp iyi takımlar kurarak mı, takımın başına dünyaca ünlü teknik direktörler getirerek mi? Nasıl? Bakın size söyleyeyim. İzmir’in statları düzelmedikçe, bizler doğru düzgün statlarda maç seyretmedikçe, kulüplerimiz kalıcı gelirler elde etmedikçe başarı gelmeyecek. Ve inanın İzmir’in siyasetçileri, İzmir’in bürokratları fena halde izleniyorsunuz. Sakın bu aralar çıkıp “stat...” ile başlayan cümleler kurmayın, kurarsanız da ciddi bir şekilde eleştirileceğinizi iyi bilin.
Pazar gününe yazdım.
Göztepe’nin stat problemi daha uzun bir süre çözülmez.
Sakın bahaneler uydurmayın, “tahsisler...” filan demeyin.
Problem daha kronik ve çözülmesi de uzun sürecek.
Göztepe tesislerinin içinde kalan 150 metrekarelik özel mülkiyet için daha önce kamulaştırma yapılmış. Tabii yıllar önce...
Ama bürokrasi işi çözüp sahibine parayı verene kadar arsa sahibi vefat etmiş.
Bizim bürokrasi de kime, ne yatırdığını sorgulamadığı için vefat eden bir kişiye ödemeyi yapmış.
Para alınmadığı için geriye gitmiş, sonrasında da üzerinden yıllar geçmiş.
Şimdi mirasçıların kararı bekleniyor.
Kamulaştırma olur bir gün, tabii mahkemeler makul bir sürede karar verir, itirazlar da istenilen sürede karara bağlanırsa inşaata başlanır.
Karşıyaka’ya da Göztepe’ye de yapılan statların kapasiteleri düşük.
Karşıyaka’ya da Göztepe’ye de yetmez.
Yetmeyeceği anlaşılacak.
Ama tutturuldu bir kere...
Bari bunu yapın.
Ortada çok net bir şey var, İzmir bu yaşadıklarını hiç ama hiç hak etmiyor.
Paylaş