Dönüş tarihi belli olan biletler

Paris’te kalabilir miyim, Paris’te yaşayabilir miyim diye epeyce kendimi zorladım. Ama her seferinde dönmek fikri ağır bastı.
İnsan sevdiklerinden çok ayrı kalamıyor, alıştığı yerleri görmeden edemiyor. Bir süre sonra Paris de New York da gözümde sıradalanlaşıyor.
Ne Paris’in Champs-Élysées’si, ne New York’un Times Square’i...
Üç beş gün geçince ben, Karşıyaka’yı özlüyorum, Kordon’u özlüyorum, Çeşme’yi özlüyorum.
Ege’nin o mis gibi havasını solumayı seviyorum.
Beni ben yapan bütün her şeyi özlüyorum.
Hayat ne kadar renkli olsa da sunulan imkanlar belki de mevcutların çok üstünde de olsa fark etmiyor.
İnsan alıştığı yerde olmalı...
Tabii, bu benim görüşüm, kişisel fikrim... Tam tersini düşünenler de var biliyorum.
O yüzden ne zaman gurbet ellere gitsem, orada yaşayan bir Türk bulsam aynı şeyi soruyorum.
“Zor olmuyor mu, Türkiye’yi özlemiyor musunuz, ne zaman döneceksiniz?”
Çünkü, benim aklımda hep dönmek var.
Dönmek ve bir an önce kavuşmak....
Dönüş tarihi belli olan seyahatler benim içimi rahatlatıyor.
Açık bilet almıyorum.
İlle de bir tarih olacak.

Bakın hangi Türk firmaları Teksas’ta iş yapıyormuş

Konsolosumuz Cemalettin Aydın’la epeyce sohbet edip kendisinden bilgiler aldım.
Aydın’ın notlarında Teksas’ta iş yapan şu Türk şirketleri vardı.
Demir çelik sektöründe Seba International, boru hatları malzemeleri satışı ve petrol arama çalışmaları yapan Gemini, Özkan Steel USA, Borusan Mannesmann US Inc., Mitaş USA; sağlık sektöründe faaliyet gösteren Bienville Dialysis Center, Houston Women’s Specialists, METCO Inc.; bilgisayar yazılımı alanında faaliyet gösteren MBS Design, DATACERT, HELIX, Tristar Web Solutions, Promax Design and Web Development...
İnşaat sektöründe ise TDM Construction, VEGA Connect, Atlas Texas C&T Inc., mühendislik alanında Tolunay&Wong, mobilya sektöründe İstikbal, soğutma ekipmanları sektöründe Sevel USA, paketleme sektöründe İSBİR Inc., tekstil sektöründe SARAR USA, mermercilik sektöründe Keystonetiles, CMS USA...
Kimya sektöründe ise ARKEM Chemicals Inc. şirketi...
Ayrıca, restoran, market, mobilya, oto galeri, tur operatörlüğü işi yapan çok sayıda Türk vatandaşı bulunuyor.
Konsolosumuz Cemalettin Aydın’a, “Türk şirketlerinin Teksas’ta yaptığı ciro ne kadardır” diye sordum.
Aydın, “Henüz 1 milyar doların biraz üzerinde, ama her yıl geometrik olarak artıyor” dedi.
“1.3 trilyon doların konuşulduğu bir yerde 1 milyar doların lafı bile olmaz” diye düşünebilirsiniz.
Ama Teksas ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin 4.1 milyar dolar olduğu ve bunun eyalet bazında birinci sıraya oturduğu yerde dikkate alınacak bir rakam gibi görünüyor.
Dediğim gibi ben bardağın hep dolu tarafına bakan biri olarak bunları yazıyorum.
Boş tarafından bakanlara da bunu tavsiye ediyorum.

İlk Kalpaklıoğlu dile getirmişti

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, balın içine başka maddeler karıştırdıkları tespit edilen iki firmayı bakanlığın internet sitesinden deşifre etti. 11 bin 800 TL de para cezası uyguladı. Reklam Kurulu, televizyondan yanıltıcı tanıtımla satış yapan bu iki firmaya 155 bin lira ceza kesti. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu da bakanlığın tespitleri üzerine üç bal markasının reklamlarını durdurdu.
Konuya dikkat çeken, gündeme taşıyan isimlerden biri de Ege NKM Yönetim Kurulu Başkanı Nedim Kalpaklıoğlu oldu. Daha doğrusu bunu dile getiren ve şikayet eden ilk kişi oldu. Aynı zamanda Bal Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (BALBİR) Başkanı da olan Kalpaklıoğlu, geçen şubatta Hürriyet Ege’de, Yazıişleri Müdürümüz Adnan Kaya’nın “1 Firma, 1 Sektör” köşesine konuk olmuş, son zamanlarda bazı televizyon kanallarında ve radyolarda dönen bal reklamlarına dikkat çekmişti. Kalpaklıoğlu, “BALBİR olarak herkesin iş yapmasını saygıyla karşılıyoruz. Ama burada haksız rekabet, tüketiciyi yanlış bilgilendirme, bakanlığın kontrolünün ve gıda güvenliğinin dışına çıkma söz konusu. Birlik olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile RTÜK’e şikayette bulunduk” demişti.
Sonuç ortada...
Herkes tatlı balın acı yüzünü konuşuyor.
Biz de bu sorunun çözümünde bir katkıda bulunmuş olduk.

Herşey büyük olunca

Texas’ta, Houston’da birçok Türk işadamıyla tanıştım. Gerçekten samimi, iyi insanlardı. Ve her biri kendi adına alkışlanacak başarı öyküleri yazmışlardı. Bir çoğu okumak için Amerika’ya gelmişti, ancak dönmemişlerdi. Hem okumuş, hem de çalışmışlardı. Sonra da kurdukları şirketleri büyüterek, Teksas’ın en iyileri arasına sokmuşlardı. Hepsiyle gurur duydum, gözlerim doldu. Onlar anlattıkça ben gaza geldim. Kendi adıma, hepimiz, hepiniz adına onlara teşekkür ettim.
Tabii, Amerika’da büyükler farklı... Zaten herşey büyük...
Binalar büyük, arabalar büyük, evler büyük, kurumlar büyük, ekonomiler büyük, konuşulan rakamlar büyük... Mesafeler ise, çok ama çok uzak...
İstanbul bile gözümde daha kolay geldi. Bir randevudan diğerine yetişmek için en az 50–60 mil yapmak zorundasınız. Bu makul olanı... “Yolumuz biraz var” diye bir cevap alırsanız, bilin ki, en az 150 mil yapmanız gerekiyor.
Teksas dediğiniz yer, Türkiye’nin yüzölçümüyle aynı, Türkiye ekonomisinden de büyük... Hem de çok büyük...
Size birkaç örnek vereyim.
Fortune 500’de yer alan 51 şirketin yönetim merkezi Teksas Eyaleti’nde...
Teksas, tek başına dünyanın 14’üncü ekonomisi, 2011 yılı gayri safi hasılası 1.34 trilyon dolar...
Yazabileceğim daha çok rakam var, ama bunları sıralamayım, moralinizi de bozmayayım.
Bizim için iyi olan yanlarından bahsedeyim.
ABD Temsilciler Meclisi’nde Teksas’ı temsil eden 32 milletvekilinin neredeyse yarısı (15) Türkiye Dostluk Grubu üyesi...
2011 yılı itibariyle Teksas, 4.1 milyar dolarlık ticaret hacmiyle eyalet bazında ülkemizin ABD’deki bir numaralı ticaret ortağı...
Teksas genelindeki vatandaş sayımızın 25-30 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.
Sosyal, kültürel, ticari, eğitsel ve akademik alanda faaliyet gösteren toplam 22 Türk derneği bulunuyor. Yüksek öğretim kurumlarında ülkemizin tanıtımı amacıyla faaliyet gösteren Türk öğrenci derneklerinin sayısı ise 25...