Çok doğru iş yaptın Ekrem Demirtaş

GEÇEN gün İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ile sohbet ederken şu örneği verdi:

Haberin Devamı

“Kruvaziyer turizmiyle ilgili Barselona’yı incelemeye gittim. 3 milyona yakın kişi sadece gemi yoluyla bugün Barselona’ya gidiyor. Bu çok iyi bir rakam... Ancak, bu başarının geçmişi öyle sanıldığı gibi çok da eskiye dayanmıyor. 1992’de Barselona olimpiyatlara hazırlanırken, kentteki otel sayısı yeterli olmayınca kent limanına dev gemiler getiriliyor. Organizasyon bittikten sonra da bunun iyi bir fikir olduğu ve kruvaziyer turizminin geliştirilmesine karar veriliyor. Liman düzenleniyor, büyütülüyor, bugünkü haline getiriliyor. Alışveriş merkezleri, restoranlar yapılıyor. Bu bölge Barselona’nın yeni cazibe merkezi haline dönüşüyor...”
1992...
Bütün bu başarı hikayesi 20 yılda yapılmış.
Elbette Barselona’nın bir turizm merkezi olmasının arkasında başka faktörler de var.
Demirtaş, onları da sıraladı.
Sosyal alanlar yani müzeler, eğlence alanları, restoranlar ve insanların vakit geçirebilecekleri mekanlar...
Kongreler ve uluslararası organizasyonlar...
Barca... Yani Barselona futbol takımı...
Yıllardır söylüyorum, sporun çok önemli bir itici etkisi var.
Aksini savunanlar lütfen bir uçak bileti alıp Barselona’ya gitsinler.
Ve görsünler ki, spor ekonomisi bir kenti nasıl canlı tutuyor.
Takımın başarıları sayesinde de dünyanın her yerinde Barselona’ya karşı sempati giderek yükseliyor.
Bir de bunun artısı var.
Tuttuğunuz, sempati duyduğunuz takımın maçına gitmek, o kentin nefesini içinize çekmek istiyorsunuz.
Ekrem Bey, çok önemli bir iş yaptı.
Kim ne derse desin, bugün İzmir’e 600 bin kişi kruvaziyer gemileriyle geliyorsa, yakın bir gelecekte kruvaziyer limanı ihalesine çıkılacak ve bu bölge İzmir için yeni bir cazibe merkezi olacaksa bu projede en fazla teşekkür etmemiz gereken kişi Ekrem Demirtaş’tır.
Vizyon zaten böyle bir şeydir.
Geleceği görebilmektir.
Bir iddiayı öne sürüp, onun peşinden koşmaktır.
Bunu şundan söylüyorum.
Ekrem Demirtaş ve o günkü İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri, ayakbastı parasını üstlenmeyip işi oluruna bıraksalardı, İzmir’de 600 binli rakamları görmek bir hayal olurdu.
Ben Demirtaş gibi düşünüyorum.
Barselona, İzmir’e pek çok yönden benzeyen bir kent ve başarılı bir model olarak karşımızda duruyor.
Doğru modeller incelendiğinde eksiklerimiz de ortaya çıkar.
Geriye organize olmak, iyi bir strateji kurmak ve yeni hayaller kurmak kalıyor.

Çok önemli telekonferans

Haberin Devamı

EGE Serbest Bölgesi’nin Özel Projelerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ayhan İzmirli geçenlerde bir telekonferansa katıldı. Kimlerle mi?
GOCA yani Global Offset and Countertrade Assosisation’ın, Küresel Offset ve Dolaylı Ticaret Derneği’nin çok önemli üyeleriyle...
Bazı şirketlerin isimleri şöyleydi.
Boeing, Airbus, Lockheed Martin, Raytheon, General Electric, United Technologies, Patt Whitney, Sikorsky...
Söylememe gerek yok, hepsi dünya devi...
Her birinin geliştirdiği teknolojiler bugünün en iyileri...
Zaten Ayhan İzmirli, bu gruplara çok da yabancı değil. Hayatının büyük bir bölümü Amerika’da bu şirketlerde çalışarak, danışmanlık yaparak geçmiş.
“Telekonferansta neler konuşuldu?” diye sordum.
Şöyle cevap verdi:
“21 – 22 Mayıs 2012’de İzmir’de yapılacak Küresel Endüstriyel İşbirliği Konferansı’yla ilgili son kararlar alındı. Katılım iyi ve en üst düzeyde olacak. Bunun anlamı şöyledir. Karar veren insanlar İzmir’e geliyor. Bu insanların bir kısmıyla zaten temas halindeyiz, ama diğerlerini de ikna edersek, bazı yatırımlar bu bölgeye çekilebilir. Daha da güzel olan, telekonferanstaki ilgi ve bu yöneticilerin isteklerini çok açık ortaya koymaları... Çok çalıştık, ama havacılık kümelenmesi adına önemli adımlar attık.”
Ayhan İzmirli’nin ESBAŞ’ın Pazarlama ve Tanıtımdan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ertuğrul Işıksoy’un ve Başkan Yardımcısı Nimet Egeli’nin bu çabalarına New York’ta tanıklık ettim.
Başarı da ancak böyle geliyor.

Haberin Devamı


“Biz yaparız demek” yetmiyor

Hürriyet Ege yazarı Cemal Tükel, Ege Genç İşadamları Derneği’ndeki birçok kişi gibi Urla’da yapılması planlanan teknokent projesiyle ilgili yoğun çaba sarfetti. Ama proje tam bir yılan hikayesine döndü. Karşılıklı görüşmeler, protokoller uzadı da uzadı. Sonuçta olup olmayacağı yine belli olmayan bir sürece girildi. CİCOM’la yapılan ön protokol feshedildi mi, edilmedi mi, bundan sonraki yol haritası nasıl olacak belli değil. Bunlar ayrıca tartışılması gereken konular...
Ama benim bildiğim bir şey var ki, dünyadaki ilişkilerin bu kadar iç içe geçtiği bir dönemde tek başınıza bir proje yürütmeniz, tek başınıza teknoloji geliştirmeniz mümkün değil.
Tıkananlar, ne yapacağını bilemeyenler, tereddüt yaşayanlar bir Ege Serbest Bölgesi’ne gitsinler.
Örneğin; 2012 Mayıs’ında İzmir’e gelecek bine yakın yabancı konuğa kulak versinler.
Çünkü, öyle insanlar gelecek ki, Türkiye bütçesinin birkaç katı şirketlere yön veriyorlar ve birlikte iş yapma kültürünü temsil ediyorlar.
Bu işler öyle kolay olmuyor “Biz yaparız demek” yetmiyor.

Yazarın Tüm Yazıları