Paylaş
Bir insan gazetecilik tozu yuttu mu; vazgeçilmez bir yola girdi demektir.
Gazetecilik virüsü vücuda girmiş, hatta bütün bedeni teslim almıştır.
Başka bir mesleğe kolay kolay geçemezsiniz, geçseniz bile geri dönüşün yollarını ararsınız, dönemeseniz de habercilikten kopamazsınız.
Hayata bakışınız, olayları yorumlamanız, ayrıntılar üzerindeki hassasiyetiniz hep gazeteci gözlüğündendir.
Gazeteci duyarlılığı çok farklıdır.
Nurgül Uçar da onlardan biri...
Gazetecilik virüsü içine girmiş olanlardan...
Seyrek’in belediye başkanıydı, dikkat çeken işler yaptı.
Ama başkanlık yaptığı günlerde de gazetecilikten kopmadı.
Seyrek artık belediye değil; ama Uçar ne siyasetten, ne de gazetecilikten kopmuş değil.
Dün haberini verdik; çok çarpıcı bir araştırmanın içine girmiş, aylardır bu dosyayla uğraşıyor.
Cumhuriyet tarihindeki kadın belediye başkanlarının listesini tek tek çıkarmış; çoğuna ulaşmış, görüşlerini almış ve eylül ayında Foça’da hepsini toplamaya karar vermiş.
Eminim; Foça’da demokrasi tarihimizin çok önemli anılarını, olaylarını birinci ağızlardan dinleyeceğiz.
Haberi okumuşsunuzdur; okumayanlar için bir hatırlatma olsun diye yazıyorum.
83 yılın özeti şöyle...
* 1930’dan bugüne 17 yerel seçim yapılmış. Toplam 30 bin belediye başkanı seçilmiş, kadın başkan sayısı sadece 79 olmuş.
BENİM NOTUM: Aslında başka söze gerek yok değil mi? Demokrasimizin neden güçlenemediğini, siyasette kadınlarla ilgili kararları neden erkeklerin aldığını çok güzel özetleyen bir tablo...
* 83 yıldaki 79 kadın başkanın 68’i hayatta ve büyük çoğunluğu eylül ayında Foça’da bir araya gelecek.
BENİM NOTUM: Bahsettiğim gazeteci duyarlılığı, gazeteci hassasiyeti, gazeteci farklılığı işte böyle bir şey... Türkiye’de siyasetçiler günlük yaşıyorlar. Daha çok da gelecekle ilgileniyorlar, bugünü yaşıyorlar. Ne araştırma yapmaya vakitleri var, ne de vefa gösterecek nezaketli davranışlara... Çünkü vakitleri yok. Bugünü kurtarmak zorundalar.
* Şu anda ülke genelinde görev yapan 26 kadın belediye başkanının 16’sı BDP’li.
BENİM NOTUM: Daha çok kadın belediye başkanı göstermesi gereken sosyal demokratlar değil mi? CHP’nin kadın belediye başkanları konusunda öncü olması gerekmez mi? Nurgül Uçar’ın 83 yılda CHP’nin İzmir’deki tek kadın başkanı olması bir çelişki, bir zafiyet, bir siyasi hata değil mi?
* Muğla ve Manisa birer, Denizli, Uşak ve Çanakkale ikişer, Aydın toplam dört belediye başkanına sahip olmuş. Balıkesir ise hiç kadın başkan tanımamış. Bugün itibariyle mevcut tabloda ise İzmir, Manisa, Çanakkale, Uşak, Denizli ve Balıkesir’deki ilçe ve beldelerde kadın başkan yok. Muğla’nın tek kadın başkanı Milas’a bağlı Bafa’da CHP’li Zühre Dönmez... Aydın’da ise CHP’li Özlem Çerçioğlu ve İncirliova’da Fadime Orbay var.
BENİM NOTUM: Bu ayıp Ege’ye yeter... Egeli siyasetçilerin yüzlerinin kızarması gerekir.
BİR BAŞKA NOTUM DAHA: Nurgül Uçar’a bu çalışmasından dolayı teşekkür ediyorum. Durumun vahim olduğunu biliyordum ama bu boyutta olduğunu bizlere hatırlatmış oldu. Siyasette kadının adı yok... Olmadığı için de demokrasimiz sürekli sıkıntılar, dalgalanmalar, çalkantılar yaşıyor.
Ve...
Son olarak...
Bu seçimlerde daha çok kadın aday görmek istiyoruz. Bütün partilerde, bütün kentlerde...
İzmir’in istisnası olacak artık
CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, “Yerel seçimler için aday adayı olmak isteyenler 2 Eylül tarihine kadar başvuru yapmak zorunda. Buna mevcut başkanlar, Aziz Kocaoğlu da dahil... İstisna yok...” diyor.
Kocaoğlu; bir önceki seçimde altı ay önce kendi kararını açıklamış, aday olduğunu ilan etmişti.
Bu açıklamayı yaparken de kimseyi beklememiş, Genel Merkez’in olurunu da almamıştı.
Öyle anlaşılıyor ki; bu sefer böyle bir niyeti yok, yani altı ay öncesinden adaylığıyla ilgili kamuoyuna açıklama yapması beklenmiyor.
Hatta Kocaoğlu’nun; önce 31 Temmuz olarak bildirilen, daha sonra 2 Eylül’e uzatılan başvuru süresinde aday adaylığı dosyasını vereceğini de düşünmüyorum.
Aslında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı CHP’nin kamudaki en üst makamı, koltuğu...
Ve Başkan Aziz Kocaoğlu da, “Genel Merkez beni aday gösterecekse o zaman dosyamı isteyebilir” diye düşünüyor olabilir.
Dediğim gibi bu benim kişisel görüşüm; Kocaoğlu’yla bu konuyu konuşmuşluğum yok.
Ancak CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’in “Kimseye istisna yok...” sözü, herhalde yeni bir tartışma konusu olacaktır.
Çünkü başvuru süresinin uzatıldığı gün, Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil’in imzasıyla gönderilen genelgede özel ve istisnai durumlardan da bahsedilmişti.
Genelgede “Görülen lüzum üzerine, özel ve istisnai durumlarını gerekçe gösterenlerin, aday adaylık başvurularını doğrudan Genel Merkez’e yapabilmeleri uygun görülmüştür. Özel ve istisnai durumların değerlendirilmesi, MYK içinde oluşturulan Yerel Yönetimler ve Seçim Komisyonu tarafından yapılacaktır. Genel Merkez’e yapılacak başvuruların zamanlaması, YSK’nın açıklayacağı Seçim takvimine paralel olacaktır” ifadelerine yer verilmişti.
Aziz Kocaoğlu aday olur ya da olmaz; ama İzmir’in diğer kentlerden bir istisnası ve özel bir durumu olduğu çok net...
Paylaş