Paylaş
Çeşme de o yerlerden biri...
Geçen gün Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki İzmir’deydi.
Önce körfezin ÇED raporunu imzaladığı müjdesini verdi, sonra da kentsel dönüşümle ilgili önemli değerlendirmeler yaptı.
Bu gelişmeleri olumlu buluyorum.
Çünkü İzmir’in birikmiş sorunları var ve bunların çözümünde merkezi hükümetin mutlaka desteğinin alınması gerekiyor.
Ildır Körfezi’nin özel korumu alanı ilan edilmesi de örnek olacak projelerden biri...
Aslında bu projeyi uzun yıllardır gazeteci Erol Yaraş’tan dinliyorum.
Yaraş, bölgede balık neslinin tükendiğini her fırsatta dile getiriyordu ve çocuklarımızın geleceği için bir sosyal sorumluluk projesine ihtiyaç olduğunu yazıyordu.
Geçen üç yılda üniversitelere raporlar hazırlatılmış, deniz bilimcilerin görüşleri alınmış, dünyada yapılan benzer örneklerden yola çıkılarak bir model yaratılmış.
Bence bölge için gerçekten önemli bir adım...
Şimdi gerekli yasal izinler alınarak, bilimsel raporlar ışığında, belirlenen noktalara balık gibi su canlılarının yaşamasına imkan sağlayacak yapay resifler batırılacak. Bölge trol ve benzeri su altına zarar verici ticari avcılığa kapatılacak. Amatör olta balıkçılığı ve su altı sporları teşvik edilecek.
Erol Yaraş diyor ki...
“Denizlerimizde balıklar tükeniyor. Hoyratça ve yasal olmayan avlanma yöntemleri ile balık türleri ve sayıları giderek azalıyor. Ildır Körfezi gibi güzel bir bölge koruma altına alınırsa mercan, sinarit gibi balık türlerine daha çok yaşam hakkı tanınacak. Bu proje için 22 bilim insanı çalışma yaptı. Ege Üniversitesi’nden aralarında çok değerli profesörlerimizin de olduğu 22 değerli bilim insanı bilimsel rapor hazırladı. Unutmayalım; bu denizler hepimizin...”
Şimdi vakit bulamıyorum ama bir zamanlar denize çıkıp günlük hayatın temposundan uzaklaşmak bana çok iyi geliyordu.
Denizlerimizin değerini iyi bilmeli ve çocuklarımızın da bizim aldığımız bu keyifleri yaşamalarını istemeliyiz.
Bu projenin sponsorluğunu da Folkart üstleniyor.
Batık uçak çok ilgi çekti
Geçtiğimiz ay Kuşadası’nda Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile konuşuyorduk.
Adanın açıklarında batırılan Boeing uçağının kötü giden turizm sezonuna rağmen büyük ilgi çektiğini söyledi.
Çok ilginçtir; uçağın batırıldığı gün sosyal medyada bazı fotoğraflar ve video paylaştım.
O günden bu yana hala bana dünyanın birçok yerinden mesajlar geliyor ve bilgi soruluyor.
Bu örneği Çerçioğlu’na anlattım.
Gerçekten yerel bir olay bir anda dünyanın gündemine oturabiliyor.
Bir kez daha anladım ki; her sektörde tematik gittiğinizde, doğru bir kitleye mesajınızı ilettiğinizde geri dönüşü çok fazla oluyor.
Türkiye’nin her bölgesi gerçekten birçok fırsat sunuyor.
Bizim denizlerimiz gibi deniz hiçbir yerde yok.
Gidin Miami’ye denize giremezsiniz.
Belki okyanus başlangıçta çok cazip geliyor ama yüzemiyorsunuz.
Bizde öyle mi?
İster denize girersiniz, ister su altı turizmi yaparsınız.
Kuşadası’ndaki batık çok ilgi çekti.
Çeşme’ye de yapmak lazım.
Belki bu projelerle turizm birkaç aya hapsolmaz.
Konuşmadan tartışmadan
Konuşalım, tartışalım...
Her konuda hem de...
Konuşalım ve tartışalım derken; altını çiziyorum.
Çünkü biz bunu yapmıyoruz.
“Biz böyle düşünüyoruz” deyip; kestirip atıyoruz.
Karşı tarafın ne dediğine kapalıyız.
Ve...
Üstün körü, ağızdan ağıza dolaşan, bilimsel alt yapısı olmayan birçok şeyin arkasına takılıp gidiyoruz.
Şimdi moda oldu ya; imzalar toplanıyor, uzun uzun yazılar yazılıyor.
Bakıyoruz; tanıdık birkaç kişi imza atmışsa “ben de atarım” deyip ayrıntıya bakmıyoruz.
Test ettiğim için söylüyorum.
Genellikle aldığım cevaplar “Farkında değildim, ben bunu böyle bilmiyordum” oluyor.
Tekrar ediyorum.
Konuşmadan, tartışmadan, ne olduğunu tam bilmeden imzanı atma arkadaş...
Kruvaziyer gemileri
İzmir’e çok yakışıyordu
Ekrem Demirtaş kruvaziyer için çırpınıyor.
Zaten eğer geçmişte İzmir’e kruvaziyer gemiler geldiyse bunun en önemli nedeni Demirtaş’ın kurduğu bağlantılardır.
Sizi bilmem ama ben körfezden geçen gemileri çok özledim.
İzmir’e çok yakıştıklarını düşünüyorum.
Öyle ya da böyle kent ekonomisine büyük bir katkı sağladığını görüyorum.
2017’de gemiler geri gelir mi bilemem ama bunun için ısrar etmenin ve işi takip etmenin şart olduğunu biliyorum.
Teşekkürler Ekrem Demirtaş...
Paylaş