Paylaş
Ancak Suriye’deki gelişmeler ve İmralı heyetinin temasları nedeniyle iki liderin görüşmesi daha da önemli hale geldi.
Ankara gazetecileri olarak son dakika vermeyi, tüm gözler bu görüşmeye kilitlenmişti demeyi çok severiz. Ama Erdoğan-Bahçeli görüşmesi tam da son dakika verilecek bir görüşmeydi. Kritik görüşme denilecek kadar önemli görüşmeydi.
İki liderin görüşmesini deneyimli bir siyasetçiye sormuştum. “İleriye dönük konuları konuşuyorlar” demişti. Cumhur İttifakı’nın iki ortağı geleceği kurguluyor.
KRONOLOJİ
Bu sürecin kilometre taşları var. Süreç Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 Ekim’de Meclisi açış konuşmasındaki, iç cepheyi tahkim etme vurgusuyla başladı. Bahçeli’nin, DEM Partililerle tokalaşmasıyla pekişti.
En kritik adım ise 3 Ekim’de atıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Ekim’de Bahçeli ile görüştükten sonra MGK toplantısına girdi. MGK’da PKK-YPG’nin Suriye’de kontrol ettiği bölgelere yönelik askeri operasyon kararı alındı.
BAHÇELİ’NİN ÇAĞRISI
22 Ekim’de ise Bahçeli’den tarihi çağrı geldi. Bahçeli, Öcalan’ın Meclis’te DEM Parti grubunda terörün bittiğini ve PKK’nın lağvedildiğini açıklaması çağrısını yaptı. Ondan sonra iklim değişti.
23 Ekim’de DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili ve Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan, İmralı’ya gitti. Bu 43 ay aradan sonra İmralı ile yapılan ilk görüşmeydi. Öcalan, terörün bitmesi ve PKK’nın lağvedilmesi konusunda inisiyatif üstleneceği mesajını verdi.
MÜJDELERİMİZ OLACAK
Bu sürecin kritik bir açıklaması ise 30 Ekim tarihinde geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güney sınırımızın güvenliğiyle ilgili müjdelerimiz olacak” dedi.
Sadece siyasi iklim değişmedi aynı zamanda tarihin tekeri daha hızlı dönmeye başladı.
Hiç beklenmedik bir şey oldu. Suriye’de 61 yıllık Baas rejimi 12 gün içinde yıkıldı. 8 Aralık’ta Esed kaçtı, Suriye yönetimi Türkiye’nin desteklediği muhaliflerin eline geçti.
GÜÇ DENGESİ DEĞİŞTİ
Suriye’de yeni bir güç dengesi oluştu. Trump’ın ifadesiyle, “Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin eline geçti”. Biz PKK-YPG’yi sınırlarımızdan 30 kilometre içeriye sürmeyi tartışırken, Suriye’nin tamamıyla ilgili bir imkân doğdu. PKK-YPG’nin altındaki zemin kayboldu.
İKİ AYAKLI GÖRÜŞME
Dikkat ederseniz bu gelişmeler 10 yılda, 50 yılda yaşanmadı. 12 günde gerçekleşti. Kısa bir kronoloji ile bunları ortaya koyduktan sonra tekrar Erdoğan-Bahçeli görüşmesine dönmek istiyorum.
İki önemli ayağı var.
1- 28 Aralık’ta İmralı’ya giden DEM heyeti, siyasi partilerle görüşmelerini tamamladı. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ı da ziyaret ettikten sonra İmralı’ya gidecekler.
Yeni sürece siyasi partilerden destek geldi. Kandil ve DEM ise direniyor. Öcalan’ın ise silah bırakma çağrısı yapmaya hazırlandığı söyleniyor.
Öcalan çağrı yapar ama PKK-YPG silah bırakmazsa ne olacak?
Kandil, Öcalan’ın çağrısına olumlu karşılık verip silah bırakma kararı alırsa ne yapılır?
Erdoğan, Bahçeli görüşmesinin gündem maddelerinden biri buydu. Devletin elindeki bilgiler ışığında değerlendirme yapıp, yeni kararlar aldıkları belli
SURİYE’DEKİ SDG VARLIĞI
2- Suriye’deki SDG ambalajlı PKK-YPG varlığı, Kandil’deki PKK varlığından daha tehlikeli hale geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir gece ansızın gelebiliriz” dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, askeri operasyondan söz etti. Türkiye, kansız bir geçiş için zaman tanıdı ama bunun istismar edilmeye çalışıldığı anlaşılıyor. O nedenle askeri harekât gündemde.
Erdoğan-Bahçeli görüşmesinin ikinci önemli gündem maddesi de PKK-YPG’ye yönelik askeri harekât konusuydu.
ABD’LİLERİN PLANI VAR
ABD ve Avrupa SDG’yi korumak için seferber olmuş durumda. ABD Dışişleri Bakanı Blinken üç aşamalı planı şöyle açıkladı.
1- SDG silah bırakarak Suriye resmi ordusuna katılacak.
2- Suriyeli olmayan SDG’liler ülkeyi terk edecek.
3- Suriye’nin petrol ve enerji kaynakları konusundaki paylaşım.
ASKERİ MÜDAHALE
Türkiye, kan akmadan, suhuletle ve sükûnetle bir çözüm için kapıyı açık tutuyor. A planı bu. Ama Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da belirttiği gibi, Türkiye’nin verdiği ültimatomlara rağmen sahada hiçbir gelişme yok. En ufak bir adım atılmıyor. Bu durumda askeri müdahale planı ağırlık kazanmaya başladı.
TRUMP’TAN ÖNCE Mİ
ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı John Bass, Suriye’deki gelişmeleri ve SDG konusunu görüşmek üzere Ankara’ya geldi.
Hem Blinken hem John Bass 10 gün sonra ABD yönetiminde olmayacaklar. O nedenle verecekleri sözün bir anlamı yok. Ankara ise Trump’tan önce mi yoksa Trump’tan sonra mı müdahale edelim seçeneğini tartışıyor.
ABD’DE İÇ SAVAŞ
Suriye’deki SDG ambalajlı PKK-YPG varlığının Kandil’den daha tehlikeli hale geldiğini söylerken, bir bildiğim var.
SDG konusunda Amerikan derin devleti içinde bir savaş yaşanıyor. Pentagon ve Centcom SDG’yi korumak için her türlü provokasyona başvuruyor. Amerika, yeni yıla nasıl girdi?
1- Teksas’tan kiraladığı araçla New Orleans’a gelen bir şahıs, yılbaşı eğlencesinden çıkan kişilerin üzerine aracını sürdü. 15 kişinin öldüğü saldırıda kullanılan araçta DEAŞ bayrağı çıktı. Kiralandığında bayrak direği olmayan araca, bayrak direği takılıp DEAŞ bayrağı çekilmişti. Saldırı ihbarı 2 ay önce alınmasına rağmen bırakın önlem alınmayı DEAŞ bayrağı çekili araç, demir bariyerleri arıza olan yoldan girip, yılbaşı eğlencesinden çıkan insanları ezmişti.
KIKIRDADILAR
15 kişinin feci şekilde can verdiği, yaralı sayının tam tespit edilemediği saatlerde açıklama yapan New Orleans’lı yetkililerin kıkırdamaları ise kameralardan kaçmamıştı. “Görev tamam adamım.”
TRUMP’IN OTELİNİN ÖNÜ
2- Eğlence merkezi olan Las Vegas’ta Trump’ın otelinin önünde Tesla patlatıldı. Binlerce kilometre öteden aracı oraya getiren kişinin direksiyon başında tek kurşunla vurulduğu tespit edildi.
Trump’ın oteli ve Trump’ın en yakın destekçisi Elon Musk’a ait Tesla’nın patlatılması kime mesajdı?
Tabii ki doğrudan Trump’a.
AMERİKAN ASKERİ
Peki iki saldırganın ortak özelliği neydi?
New Orleans saldırganı özel kuvvetlerde 10 yıl görev yapan bir yedek asker çıktı. Las Vegas saldırganı ise özel kuvvetlerde görev yapmaya devam eden muvazzaf bir asker.
TEHLİKELİ PLAN
11 Eylül’ü EL Kaide’nin yaptığına inandırmak için Muhammed Atta’yı kullanmışlardı. Yanmayan pasaportunu yıkılan ikiz kulelerin ortasına koymayı başarmışlardı. Belli ki bu sefer IŞİD’li bulmak yerine mesajlarını doğrudan Amerikan özel kuvvetlerinde görev yapan askerler üzerinden vermeyi tercih etmişler. Bu demektir ki tehlike daha büyük.
Bu demektir ki, ABD’de bir iç savaş yaşanıyor.
IŞİD HORTLATILDI
Bu iki eylemde hedef kim? Tabii ki Başkan Trump. Amaç ne? IŞİD, Amerika’nın kalbini vuracak kadar tehlikeli bir örgüt. O nedenle biz SDG’yi koruyalım. PKK-YPG’yi dağıtmayalım.
Bu ABD derin devletinin planı. Ama bir de Türkiye’nin planı var.
Paylaş