Bir şampiyon daha

Haberin Devamı

ARTIK dokuz şampiyonumuz var.
Önce Arkas voleybolda Türkiye şampiyonu oldu.
Sonra Göztepe 1. Lig’e çıktı.
Ardından Pınar Karşıyaka baskette şampiyonluğunu ilan etti.
Konak Kadın Futbol Takımı art ada üçüncü kez kupayı kaldırırken, İzmir; Göztepe’nin hentbol, Bornova Anadolu Lisesi’nin voleybol, Buca Beledeyesi’nin tekerlekli basketbol ve İzmir Büyükşehir Belediyespor’un ampute futboldaki şampiyonluklarıyla da gururlandı.
Şimdi de Büyük Bayanlar Sutopu 1. Ligi’nde ASSK ve Galatasaray’ın önünde ligi şampiyon bitirerek İzmir’e art arda ikinci kez aynı mutluluğu yaşatan ESTİ var.
ESTİ’nin açılımı Ege Su Sporları ve Tenis İhtisas Kulübü...
Başkan Hasan Egeli’nin kulübü yoktan nasıl var ettiğini, nasıl ayakta kalma mücadelesi verdiğini çok iyi biliyorum.
Geçen yıl antrenman yapacak tesis bile bulamayan ESTİ’nin bu başarısını öncelikle ayakta alkışlıyorum.
Sonra da “İzmir sporu kent ekonomisi gibi çöktü” diyenlere sitemlerimi iletiyorum.
Şunu bilsinler ki...
İzmir’in ne ekonomisi, ne de sporu çöktü...
Rakamlar da sektörel gerçekler de İzmir ve çevresinin büyüdüğünü, Türkiye ekonomisine katkı yapmaya devam ettiğini gösteriyor.
Arkas’ın, Pınar Karşıyaka’nın ve ESTİ’nin başarıları bize, hepimize dünyada futboldan başka sporların da olduğunu hatırlatıyor.
Emin olun, İzmir’in modern statları olsaydı Göztepe de Karşıyaka da Altınordu da bugünkü yerlerinde olmaz, Altay da bu hale gelmezdi.
Geçen sezon öncesi Alsancak’ı kapatıp bütün bir yılı yiyenler, Atatürk Stadı’nın çimlerini 5 yıldır düzeltemeyenler, Karşıyaka’ya ve Göztepe’ye yapılacak statları yılan hikayesine dönüştürenler bilsinler ki, futbolda da başarı mutlaka gelecek.
Hem de kendi evlerindeki maçları deplasmanda oynamak zorunda kalacak olmalarına rağmen...


Çeşme Devlet’in ismi Alper Çizgenakat Hastanesi olmalı

GEÇENLERDE “Tatil merkezleri için özel yasa gerekir” diye yazmıştım.
Bayramı, hafta sonlarını görünce bu konuda ısrarcı olmam gerektiğini bir kez daha iyi anladım. Çünkü kışın 50 bin nüfuslu yerler, yazın bir milyonun üzerine çıktığında işler arapsaçına dönüyor.
Ne tatilini yapanlar tatillerinden bir şey anlıyor, ne de buralarda hizmet üretenler işin içinden çıkabiliyorlar.
Belediye başkanlarının elbette yapabilecekleri şeyler var, ama onlara da hak vermiyor değilim.
Ödeneklerini, bütçelerini 50, 100 bine göre alıyorlar ama 1 milyona hizmet etmek zorunda kalıyorlar.
Çeşme de o örneklerden biri...
Geçtiğimiz yıllarda Çeşme’de yaşanan sağlık sorunlarıyla ilgili çok sayıda yazı yazdım.
Biz yazdıkça birşeyler değişti, bu konuda en büyük katkıyı Emine Çizgenakat’ın önderliğindeki bir grup gönüllü yaptı. Alper Çizgenakat Hastane Gönüllüleri Derneği gönüllüleri 21 yıldır çalışıyor, hastanenin eksiklerini tamamlıyor.
Harcanan para kadar zaman var, emek var...
Ve haklı olarak Sağlık Bakanlığı’nın daha önce iki kez vermiş olduğu Alper Çizgenakat Hastanesi ismini geri istiyorlar.
Çeşme Devlet Hastanesi’nin ismi Alper Çizgenakat Hastanesi olmalı.
Dernek change.org’da bir imza kampanyası başlattı.
Ben de imzamı attım.

Haberin Devamı



Hükümet barometresi

Haberin Devamı

TÜRKİYE’nin havası böyle, sabahtan akşama değişir. Hükümet kurma çalışmaları da öyle...
7 Haziran gecesinin atmosferiyle, 8 Haziran sabahının ruh hali farklıydı. Bugün de öyle... 23 Ağustos’a kadar da hava yazdan kışa, ardından da bahara dönebilir. Barometre değişiyor. Bugün itibariyle erken seçim daha ağırlık basıyor. Kulislerden yansıyan şimdilik bu...
Seçim tarihi için de kasım değil, nisan konuşuluyor. Tabii, son dakika hükümet kurulur, koalisyon yapılırsa, buna da kimse şaşırmasın.


Olmazlar üzerine siyaset yapmak

TÜRK siyaseti “olabilecekler” yerine “olmazlar” üzerine konsantre olur. Dolayısıyla bakış açısı değişmediği sürece Türk siyasetinde hiçbir şey değişmez. Erken ya da yeniden seçimde farklı bir hükümet senaryosu çıkar mı bilemeyiz. Ama bildiğimiz bir şey var. O da Türk halkının seçim yorgunu oluşu... 1.5 yılda üç seçim geçiren bir ülkeyi yeniden sandık başına götürmeyi sadece siyasiler istiyor.

Yazarın Tüm Yazıları