25 yıl önce İstanbul bile hayal edemezdi

Turizm Bakanlığı’nda müsteşarlık görevlerinde bulundu ve yurtdışında ataşelik yaptı.
Kızıltan; Hilton, Sheraton, Divan, Tarabya ve Maçka dışında birkaç tane daha beş yıldızlı otel olduğu dönemlerde ortaya çıkıp, “İstanbul gibi bir yerde yüzlerce beş yıldızlı otele ihtiyaç olacak. O günlere hazırlanmalıyız” dediğinde kimse bugünkü durumu hayal bile edememişti.
Yine Antalya’daki gelişmeleri de...
Bugün Antalya’da yatak sayısı 500 bini çoktan geçmiş durumda…
“Mas turizm” eleştiriliyor; ama turizmin Türkiye’deki lokomotifliğini de, kabul edelim ki, Antalya yapıyor.
Güman Kızıltan; dönemin bakanı Mükerrem Taşçıoğlu’nun teşvikiyle yaptığı bu konuşmadan yıllar geçtikten sonra şunları söylüyor:
“O tarihte büyük otellerin sayısının artması konusunda farklı fikirler vardı. Beş yıldızlı otel sayısının artması halinde İstanbul turizminin gelişebileceğini savundum. Hatta rakamlar verdim, bir hedef de koydum. Bu sözler üzerine salonda konuşmalar başladı. İnsanların yüz ifadelerinden ‘Bu bürokrat ne demek istiyor, bu kadar otele lüzum var mı’ dediklerini anladım...”
Yatırımcının çekindiği, bakanlığın “aman sayı vermeyelim” dediği o günlerden bakın ne günlere gelindi.
2011’de İstanbul genelindeki beş yıldızlı otel sayısının 70’e, Avrupa yakasındaki sayının 32’ye ulaşması bekleniyor.
* * *
Güman Kızıltan, 43 yeni beş yıldızlı otel yatırımının da önümüzdeki yıl ve yakın bir gelecekte biteceğini hatırlatıyor.
Demek ki; potansiyel artıyor.
Doluluk oranları da bu gerçeği doğruluyor.
Yıl genelinde otellerin doluluk oranları yüzde 80’nin altına düşmüyor.
25 yıl önce o konuşmayı yapan Güman Kızıltan, bugün de bakın neler diyor:
“Turizmde en önemli iki öz ana damar ve kural vardır. Bir tanesi ulaşım, diğeri ise konaklama imkanlarının oranı… Bu oranın yüzdeleri ne kadar yüksekse o merkez ve ülkeler turizmlerini geliştirir ve ulaşımlarını ucuzlatır. Artık İstanbul yolunu bulmuş; gelişim ve turizm aktivitelerini geliştirerek ve çeşitlendirerek hedefine varmak üzeredir. Ancak yatırımcıların unutmaması gereken bir husus da, yatırımlarını zincirler haline getirmesi ve Anadolu destinasyonuyla Ege, Orta Anadolu ve Doğu Anadolu’daki şehirlerimizi de önem sıralarına ve önceliklerine göre değerlendirerek oradaki kültür, turizm çeşidi, termal kaynakları, dağ turizmi ve kış turizmi gibi birçok kolun gelişmesini sağlayacak, oradaki görgü ve yaşam tarzını geliştirecek otel yatırımlarına el atmalarıdır...”
Kızıltan’a katılıyorum.
* * *
Benim de uzun yıllardır iddiam şu...
İzmir ve çevresi “yaşanılacak şehir” temasını işleyerek; tatil, eğlence, alışveriş alt temalarıyla; turizmini çeşitlendirmelidir. Bir türlü kullanamadığı termal kaynaklarını öne çıkarmalıdır.
Ve otel sayısını hızla artırmalıdır.
“Bugünküler bile dolmuyor” demek; yanlıştır.
Bir kentin öne çıkması, özellikle yurtdışı tur operatörleri arasında bir destinasyon olarak kabul edilmesi için İzmir’in yatak sayısı çok azdır.
Ancak yatak sayısı atarsa; kongre de gelir, fuarlar da...
Turist de...

Vestel’de 100 milyonuncu televizyon üretildi

Geçenlerde Vestel tesislerinde 100 milyonuncu televizyon üretildi.
100 milyonuncu...
Vestel bugün dünyanın en önemli üreticilerinden biri haline geldi.
Diğer Türk üreticileri de Avrupa pazarını neredeyse ele geçirmiş durumda…
Elektrik, elektronikte Türk markalarının yükselişi bundan sonra da devam edecek gibi gözüküyor.
Vestel’in o zor günlerini dün gibi hatırlıyorum. Fabrika durmuş, işçiler ne yapacaklarını bilemiyorlardı.
Tekstil sektöründe öne çıkmış bir isim olan Ahmet Nazif Zorlu, bu sektöre yabancıydı ve doğal olarak başlangıçta tereddütleri vardı.
Ama Zorlu, iddialı bir insandı.
Borç batağındaki şirketi alıp bugün Türkiye’nin en önemli markalarından biri haline getirdi.
Kendi adıma böyle Türk şirketleri arttıkça çok mutlu oluyorum.
Ahmet Nazif Zorlu’yu da bütün kalbimle kutluyorum. Hedeflerini, hayallerini gerçeğe dönüştürdüğü için...
Şirketi Türkiye sınırlarından çıkarıp dünyaya açtığı için...