Paylaş
Mesele öyle bir noktaya geldi ki her konuda fanatizme dönüşen taraf tutma hastalığı ülkemizin her yerine yayıldı.
Bırakın siyasi partilerin/temsilcilerinin/taraftarlarının birbirini dinlemeden ‘reddetmesini’, son dönemde tartışma konusu olan WhatsApp konusunda da aynı fanatizmi görüyoruz, Survivor’da kimi tutacağımızda da aynı fanatizmi ve agresifliği görüyoruz.
* * *
Yaşanan hiçbir şey bizi uzun süreli birliktelik konusunda motive edemiyor. Ne hukuk sistemimizi alt üst eden Ergenekon-Balyoz süreci ne FETÖ’nün hain darbe girişimi ne de pandemi...
Ayrı düşecek yer arıyoruz, tartışma ve kavga görünce dayanamıyor, alakamız olsun olmasın dalıveriyoruz.
“Neden bu hale geldik?” sorusuna elbette herkesin kendine göre yanıtı vardır. Siyaset, ekonomi, teknoloji, sosyal medya, insanların değişmesi gibi pek çok başlık sayabiliriz.
* * *
Üzerinde durulması ve düşünülmesi gereken soru ise “Her konudaki bu fanatizm halinden nasıl çıkarız?” olmalı.
Açıkçası 2019 yerel seçimleri sonrası bu kamplaşmanın bitmesi için bir fırsattı. İstanbul ve Ankara’da merkezi hükümetle Büyükşehir yönetimi ayrılmış, farklı kesimlerin temsil kabiliyeti artmıştı. Siyasi köken itibarıyla Mansur Yavaş’ın Ekrem İmamoğlu’na göre ‘şehir barışını’ sağlaması daha yüksek ihtimaldi. Çünkü şehrin siyaseti seçimle bitmeliydi ve bitmeyen siyasetin sıkıntısını çeken kentlerin başında Ankara geliyordu, ama olmadı.
* * *
Geride kalan 19 ay ve her ay yapılan belediye Meclis’lerine ‘kavgaya hazırlanır’ görüntüsünde olan iktidar ve muhalefet.
Bugün Murat Yılmaz imzalı haberimizde detaylarını okuyacağınız Meclis’teki son tartışma konusu Türkiye’nin başkentinde belediye hizmetlerini kimin yapacağı tartışması.
AK Parti Grup Başkanvekili Murat Köse, büyük çoğunluğu AK Parti’li belediyelerce yönetilen ilçelerde son kar yağışında, Büyükşehir’i yeteri kadar çalışmamakla eleştirdi. Başkan Mansur Yavaş ise, “Hiçbir belediye başkanı arkadaşım Büyükşehir’in hiçbir işine karışmasın. Ben hepsini yaparım, siyasi sonucuna da razıyım” karşılığını verdi.
* * *
Peki biz Ankaralılar bu tartışmadan ne anlamalıyız? Mesela Mamak’ta yaşayan bir vatandaş ilçede Murat Köse’ye Büyükşehir’de Mansur Yavaş’a oy verdiyse (Aynı durum diğer ilçeler için de geçerli) ne yapacak?
Uzun yıllar süren Melih Gökçek dönemlerindeki en büyük eleştiri, muhalefetteki ilçe belediyelerinin, üniversitelerin ve STK’ların yönetim süreçlerinde paydaş olmamasıydı.
Geldiğimiz nokta benzer bir tabloyu ortaya koyuyor. Büyükşehir Belediyesi’yle ilçe belediyelerinin arasında zaten zayıf olan diyalog köprüsü bu tartışmalarla kopma noktasına geliyor.
* * *
Seçimin üzerinden 2 yıl geçmiş, şehrin yöneticileri birbirinden şikâyetçi, koordinasyon yok, birlikte üretilmiş bir proje yok.
Tepeden tırnağa dijitalleşen dünyayı nasıl yakalayacağız diye düşüneceğimize hâlâ yeşil alanın, parkın, asfaltın, kaldırımın, karla mücadelenin siyasetiyle meşgul olarak bırak ortak aklı, normal aklı çalıştıramayız.
Paylaş