Paylaş
Yerel seçimlerin üzerinden 8 ay geçti. Bu süreçte Ankara yerel gündeminin en merak edilen konularından biri Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in performansıydı.
Yıllardır devam eden Büyükşehir-Çankaya çekişmesi, Taşdelen’in döneminde sürecek miydi?
Taşdelen, Çankayalının yıllardır şikayet etmesine rağmen CHP’ye oy vermesi geleneğinde çağ açıp, hizmet çıtasını yükeltebilecek miydi?
En önemlisi de iki dönem belediye başkanı olan babası Doğan Taşdelen’in ismi, Alper Taşdelen’in yönetimini ne derece etkileyecekti...
Taşdelen’le Çankaya sokaklarını dolaşırken, tüm merak edilen soruları sordum:
Çankayalı uzun yıllardır CHP’yi açık ara farkla ilçede iktidar yaptı. Ancak her dönem hizmetten yana dert yandı. Seçildikten sonra ilk işiniz, icraatlarınız ne oldu?
ALPER TAŞDELEN: Çankaya’ya gelip ‘muhatap bulamıyoruz’ diyen kimse kalmasın istiyorduk. Bunun için belediyenin girişini düzenledik. Kurduğumuz ‘Hoşgeldin Masası’na vatandaş geliyor, arkadaşlarımız karşılıyor. Belediyenin tüm işlemleri burada yapılıyor. Banka işlemi gibi sırasını alıyor, bilgilendirilip işinin olduğu birime yönlendiriliyor. Bütün evrak başvuruları, kayıtlar, imar, ruhsat, mali hizmetler, dilekçe aklınıza ne gelirse.
Bekleme faslı ne kadar sürüyor?
ALPER TAŞDELEN: Gaziler, şehitler ve engelliler hiç bekletilmiyor. Vatandaşımızın ortalama bekleme süresi 1 dakika 40 saniye. Tüm işlemini tamamlayıp çıkma süresi de ortalama 4 dakika 20 saniye. Günde 750 civarında vatandaş geliyor. Günlük raporları takip ediyorum. Bir de Sakarya tarafında ayrıca bir Hoşgeldin Masamız daha var. O sadece istek, talep ve şikayetleri kabul ediyor. Kat kat dolaşıp muhatap bulamama devri Çankaya’da bitti. Artık vatandaş geldiğinde bürokrasiye takılmıyor, her şey burada çözülüyor ve çıkıyor. ’Hoşgeldin Masası’ belediye için devrim niteliğinde.
KIZILAY VE SAKARYA'NIN ÖNÜNDE BİR BÜYÜK TEHLİKE VAR
Çankaya bu kentin hatta ülkenin en önemli bölgelerinden. Çankaya’nın da en önemli ve işlek noktası aynı zamanda kentin merkezi Kızılay. Maalesef Kızılay bölgesi geçmiş günlerini arıyor. Kızılay’la ilgili düşünceleriniz neler?
ALPER TAŞDELEN: Kızılay ve Sakarya bölgesinin durumu her Ankaralı gibi beni de üzüyor. Sürekli kafa yoruyoruz Kızılay’la ilgili. Kızılay ve Sakarya’nın önünde bir büyük tehlike daha var. Dershaneler önümüzdeki yıl kapanıyor. Kızılay’da çok büyük bir bina stoğu açığa çıkacak. Bölgedeki binaların yaklaşık yüzde 25’i dershane. Çok ciddi bir rakam. Ankara ekonomisi o bina stoğunu dolduracak noktada değil. Bunu Valilik, ATO, Büyükşehir ve Çankaya belediyeleri ile diğer ilgili kurumlar hep birlikte ele almalıyız. Bu sürecin iyi yönetilmesi lazım. Kızılay’ın çökmemesi, tam tersine canlandırılması noktasında ortak bir çalışma yapılması lazım.
Boşalacak binalarla ilgili aklınızda bir proje var mı?
ALPER TAŞDELEN: Saraçoğlu Mahallesi’nin aslına uygun olarak yenilenmesi gündemde. Ortak akıl ve çalışmayla başta Kızılay olmak üzere tüm kentin ekonomisine büyük katkı sağlayabilecek bir proje. Bu projenin tüm paydaşlarının katılımıyla başarıyla hayata geçirilmesi Kızılay için de itici güç olabilir. Kızılay’ın çökmemesi lazım. Hem ekonomik hem de sosyal ve kültürel açıdan Kızılay’sız bir Ankara düşünülemez. İlgili bütün kurumlar olarak buna kafa yormamız ve ortak bir çalışma yapmamız şart. Eğer doğru bir strateji üretilmezse bu kentin merkezi hiç istemediğimiz noktaya gidiyor. Geri dönüşü zor bir tabloyla karşılaşabiliriz.
NEW YORK'TA GÖRDÜĞÜMÜ ÇANKAYA'DA UYGULADIK
Ankara’nın merkezi olmasına rağmen kaldırım ve yol kalitesinden de insanlar şikayetçi. Kızılay, Bahçelievler gibi işlek bölgelerde kırmızı kaldırımlar görmeye başladık. Yaygınlaşacak mı?
ALPER TAŞDELEN: Ankara’da ilk kez asfalt kaldırım uygulamasına başladık. İnkılap ve Bayındır’ı 4 günde bitirdik. Bu ince asfalt gerçekten çok iyi. Bakımı kolay, hatta ömürlük. Ankara gibi gece gündüz sıcaklık farkı olan, kışı çok sert, yazı kuru geçen yerlerde kaldırım taşı çatlar. New York’ta master yaptığım dönemde kentin belediye başkanından ders almıştık. Orada gördüğümü Çankaya’da uyguladık. Asfalt kaldırımlar ömürlük oluyor. Bir avantajı da üstünün boyanabilmesi. Çankaya’daki kaldırımların tamamını bu yöntemle yapacağız. Artık Çankaya’nın kaldırım sorunu bitti.
Kaldırımların rengini neye göre belirlediniz. Vatandaştan geri dönüşler nasıl?
ALPER TAŞDELEN: Kırmızı rengi vatandaşa sorarak belirledik. Bir yeri kalkındırmak istiyorsanız oranın esnafıyla ve vatandaşıyla işbirliği yapmalısınız.
HAYATIM BOYUNCA KARARLARIMI KENDİM ALDIM
Çankaya’yla ilgili en büyük projeniz nedir?
ALPER TAŞDELEN: Çankaya için en büyük hedefim şu: Hizmet noktasında gurur duyulacak bir belediye yaratmak. Çöp, temizlik, asfalt, kaldırım gibi alt yapı sorunlarını çözmüş, insanların sokaklarda özgürce gezebildiği, parklarında dünyanın en son oyun gruplarının olduğu, hizmetiyle projesiyle en kaliteliyi ortaya koyacak bir ilçe olsun istiyorum. Şehir dışından birisi Çankaya’ya gelip memleketine döndüğünde, onu imrendirecek bir Çankaya yaratmak istiyorum. Demokrasi çok güzel bir şey. 5 yılın sonunda vatandaş size bir karne veriyor. Eğer hizmeti güzel yaparsanız 5 yılın sonunda mükafatını alıyorsunuz. Onun için birbiriyle çatışan değil hizmet yaklaşımı olan bir tavır sergilemek lazım. Çankayalının hizmet almasını engelleyecek bir yaklaşım içinde asla olmam.
Konu ‘çatışma’ya gelmişken... Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’le ilişkileriniz ne düzeyde. Bir Ankara klasiği haline dönüşmüş olan Büyükşehir-Çankaya çatışması bu dönem de yaşanır mı?
ALPER TAŞDELEN: Yasa çerçeveyi çizmiş. Büyükşehir’in yetkisinde olan konular var, bizim sorumluluğumuzda olan konular var. Şu ana kadar büyük bir problem yaşamadık. Bundan sonra da yaşamamayı dilerim.
En merak edilen konuyu sona bıraktım. Adaylığınız ardından o dönem çok konuşuldu. Babanız Doğan Taşdelen Çankaya’da 10 yıl başkanlık yaptı. ‘Yönetime müdahil oluyor’ iddiaları ortaya atıldı. Bu iddiaların aslı var mı. Son günlerde Şişli’de yaşanan gerilimin benzeri Çankaya’da yaşanır mı?
ALPER TAŞDELEN:Ben babamın Çankaya’ya verdiği hizmetlerden gurur duyuyorum. Ama ben geçtiğimiz seçimde göreve gelmiş olan bir belediye başkanıyım. Tüm hayatım boyunca her zaman kararlarımı kendim aldım, kendim uyguladım. İşime kimseyi karıştırmam. Belediye başkanlığım öncesinde de 18 milyar TL cirosu olan büyük bir şirketin genel müdür yardımcısıydım. Ondan önce genç yaşta başbakan müşavirliği yaptım. Eğitimimle, kariyerimle, bilgi birikimimle buraya geldim. İşime kimseyi karıştırmam. Babamla ilgili kısma gelecek olursak: Kendisine buradan da teşekkür etmek isterim. Yönetimime karışmak gibi en ufak bir eğilimi olmadı. Bana her zaman güvenmiştir. Çankaya ile işi olanı ben belediyemize beklerim. Babama gittikleri zaman hiçbir etki olmayacağını herkesin bilmesini isterim. Yüzde 65 oyla geldik, 5 yıl sonra hesabı verecek olan benim. O yüzden siyasette, belediyecilikte hiç kimsenin gölgesinin bu yönetimin üzerine düşmesini istemem. Bunu babam da çok iyi bilir. Babamın da gurur duyacağı bir dönem geçirmek istiyorum.
Paylaş