Neyse ki son yıllarda farkındalığı artan bir güne dönüştü. Şehrin dört bir yanı bayraklarla donatıldı... Siyasetin her kesimi güçlü bir şekilde kutladı... Ankara Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri de düzenledikleri etkinliklerle bu mühim günü yad etti.
(Bu arada, Hürriyet Ankara olarak geçmiş yıllardan bu yana tarihi bir o kadar da hayati günle ilgili farkındalığı artırmak için yaptığımız yayınları da hatırlatmadan geçersem, ekip arkadaşlarıma haksızlık etmiş olurum.)
* * *
Türkiye’nin kaderini değiştiren, Ankara’nın başkent olarak belirlenmesinin temellerinin atıldığı 102 yıl öncesindeki o tarihi günü, ilk kez bu kadar güçlü kutlayacaktık ki yine bir şeyler oldu ve gündem değişti.
İktidar ve muhalefet arasındaki ‘İstanbul kavgası’, Ankara’yı bir anda perdeledi. Her zaman olduğu gibi konu İstanbul olunca, Ankara unutuldu. Siyasetin başkenti, Ata’sının geldiği yılın 102’nci yıldönümünde yine ikinci planda kaldı.
* * *
Biz maalesef buna alışığız. Düşünsenize, en son resmi bir milli futbol müsabakası, Türkiye’nin başkentinde 1992 yılında oynanmış. O gün doğan çocuklar bugün 30 yaşında. Bugün istense de oynanamaz, çünkü stadyum yok.
Spor müsabakalarının tadı yok, sanatçılar ‘taraf’ seçiyor...
Özetle iktidarı savunanlar da muhalefeti haklı bulanlar da ‘bizi biz yapan özellikleri hiçe sayarak’ faaliyetlerini sürdürüyor.
* * *
Tüm bu gerginliklere ek olarak, kentlerin geleceğinin konuşulması gereken belediye meclisleri bile gergin. Son olarak Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin bütçe görüşmelerinde yer alan görüntüler ulusal gündemin ön sıralarındaydı, bugün de Murat Yılmaz imzalı haberde detaylarını okuyabilirsiniz.
Saat 15.00’te başlayan oturum gece yarısı 01.00’e kadar sürdü. Maalesef Türkiye’ye örnek olması gereken başkentin yerel parlamentosundaki üslup sorunları, bağırış-çağırışlar, birbirlerinin üstüne yürüyen üyeler haberlere konu oldu.
* * *
Ülke zaten gergin. ‘Karışıklık olmaması’ ise hepimizin ortak temennisi. Burada yerelden ulusala toplumun önde gelen insanlarının dikkatli olması gerekiyor. Ve gerekmeli de.
Hatırlayacak olursak 1993’te Ankara Belediye Başkanlığı’ndan ayrılan Karayalçın, SHP Genel Başkanı seçilmiş, Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı da yapmıştı.
Akabinde 1994 seçimlerinde belediye başkanlığına seçilen Melih Gökçek bu görevi, istifa ettirildiği 2017 tarihine kadar 5 seçim kazanarak sürdürmüştü. Belediye başkanlığı boyunca icraatlarından daha çok sözleri, makamından daha çok kendisi tartışılan Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’yla ilgili değerlendirmesi özetle şöyleydi: “Türkiye Cumhuriyeti’ndeki en önemli 4’üncü koltuk. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı.”
Gökçek ismi ne zaman Ankara’dan başka bir yer için geçse, bu düşünceyle yerini korumaya çalışırdı.
Nitekim Karayalçın’ın, ulusal siyasete geçiş uğruna bıraktığı koltuğu 1999, 2004 ve 2009 seçimlerinde geri alabilmek için aday olması da makamın önemini ortaya koyuyor.
* * *
Bugüne gelindiğinde... Ankara, yine ismi makamının önüne geçmiş bir belediye başkanını ağırlıyor. Hatta Mansur Yavaş ismi diğerlerinin çok ötesinde ulusal siyasetin gündeminde.
Öyle boyutta ki CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı programların hemen tamamında, ‘Belediye meclislerinde çoğunluk AKP’de olduğu için Yavaş ya da İmamoğlu’ndan birisi aday olursa başkanı olduğu şehri kaybederiz’ benzeri gerekçelerle açıklama yapmak durumunda kalıyor.
İstanbul’la şimdilik yarışamayız, ama hissedilen o ki giderek yaklaşıyoruz.
Hızla artan araç sayısı, pandeminin etkisi, toplu taşımanın yetersizliği derken gelinen noktada Başkent’in pek çok noktasında sabah-akşam trafiği çekilmez hale geldi.
Önümüzdeki yıllar ise büyük krizlere gebe. Sadece kentin arterleri Eskişehir ve İstanbul Yolu'ndan bahsetmiyorum. Önceki gün Murat Yılmaz imzalı “Şimdiden İmdat” manşetimizde duyurduk. Yakın zamanda açılacak Etlik Şehir Hastanesi çevresi alarm veriyor.
Bir milyon nüfuslu Keçiören ile 700 bin nüfuslu Yenimahalle’nin ortasındaki dev hastanenin açılmasıyla birlikte neredeyse günlük 100 bin kişilik hareketli bir nüfus bölgeye eklenecek.
Konuyla ilgili Keçiören ve Yenimahalle belediye başkanlarıyla konuştum. İki deneyimli başkanın da endişeleri aynı.
* Önlem alınmazsa Ankara kilitlenir.
* Ambulanslar yolda kalır. İnsanımızı hastane yolunda kaybedebiliriz.
Türkiye’de de rakamlar hâlâ çok yüksek. Aşı yokken, olmaması haklı olarak eleştiriliyordu, şimdi fazlaca var, bu kez de aşılama oranı istenilen düzeyde değil.
Okulların açılmasının vaka sayılarına etkisi tartışılan bir konuydu. Neredeyse bir buçuk yıldır kapalı olan okulların, eylül ayıyla birlikte açılmasının üzerinden iki ay geçti. Özellikle velilerde kafa karışıklığına neden olan konuyu Ankara Valisi Vasip Şahin’e sordum.
Başkent’teki okullarda ilk aya göre ikinci ayda düşüş olduğunu söyleyen Vali Şahin şu bilgileri verdi:
* “Okullarımızdaki vaka sayısında ikinci ay(ekim) ortalaması, ilk ayki(eylül) rakamların yüzde 30 altında.
Başarının kriteri, dünyanın kabul ettiği ortak değerlerden uzaklaştı. Kutuplaşma sözcüğünün bile cılkını çıkardık. Taraflarını seçenler objektiflikten uzaklaştı, bizi biz yapan, bir yapan değerlerden giderek uzaklaşmaya başladık.
Makamlar değersizleşti. Karşıtlıklar üzerinden herkes her makama kolaylıkla layık görülebiliyor.
Ülke olarak en önemli derdimiz koltuklar oldu.
* * *
Hiç bitmeyen tartışmalarımızı özetle bir sıralayalım ne demek istediğimi daha kolay anlayacaksınız.
• Cumhurbaşkanı kim olacak?
• Kemal Kılıçdaroğlu gerçekten aday mı?
Dünkü yazımı “Kızılay ve diğer kent merkezleri için neler yapılmalı?” sorusuyla bitirmiştim. Bu soruya yanıt arayanlardan biri de Ankara Kent Konseyi Başkan Yardımcısı ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Şahin.
Özellikle de kent dışına taşınacak olan askeri alanlarla ilgili ilginç bir istatistik veren Prof. Dr. Zafer Şahin, şu bilgileri paylaştı:
YEŞİL ALAN KADAR RESMİ KURUM ALANI
Her birinin değerini kaybetme nedenleri farklı ama kaderine terk edilme nedenleri aynı.
Üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının haklı ama idareler tarafından dikkate alınmayan, bazen de alınıyormuş gibi yapılan çağrıları tozlu raflarda...
***
15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin ardından askeri alanların şehir dışına taşınacağı açıklanmıştı. Elbette taşınma zor ve zahmetli bir süreç. Sevindirici tarafı kent içerisinde kalan askeri alanların yeşil alan olarak değerlendirileceğinin açıklanmış olmasıydı. Bu da kent içerisinde 50 milyon metrekare civarı(Çayyolu kadar) alanın yeşil alan olarak değerlendirilmesi anlamına geliyordu.
***
30 Ağustos Pazartesi günü tüm kuvvet komutanlıklarını ve Milli Savunma Bakanlığı’nı(MSB) bir araya getirecek olan Ay Yıldız Yerleşkesi Projesi’nin temeli Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla atıldı. MSB’nin ve kuvvet komutanlıklarının yerleşkelerinin kent merkezinden Etimesgut’a 2023 yılında taşınması planlanıyor.
***
Taşınacak askeri yerleşkelerin yerine düzgün planlamalar yapılması ve Kızılay’ın yeniden canlanması, Ankara’nın kentler arası yarışta var olması, şehircilik açısından örnek bir kent merkezine sahip olması için son şansı.