Perşembe günü başta ABD olmak üzere dünya piyasalarının önemli bir gündem maddesi vardı. 70'in üzerindeki yaşına rağmen iki dönemdir ABD ekonomisinin dümeninde olan, Federal Reserve Başkanı Alan Greenspan'in Senato'da yapacağı konuşma tüm piyasalar için birinci gündem maddesi olarak tanımlanıyordu. Çünkü Greenspan ABD ekonomisi hakkındaki son durumu Senato üyelerine anlatacaktı.
Greenspan'in gündemin ilk sırasına oturması alışılmadık bir şey değil. Dünyanın en güçlü merkez bankası başkanının neredeyse her konuşması dünya piyasaları için birinci gündem maddesi haline geliyor. 2001 yılı boyunca sık sık gördüğümüz faiz indirimi açıklamaları bunun en iyi örneği.
Faiz indirimi sürecinde çok ilginç bir gelişme yaşanmıştı. Greenspan asla resmi açıklama öncesinde faizin yönü konusunda kesin bilgi vermedi ama kendisine bağlı bürokratların ya da bağımsız analistlerin faizin yönü konusundaki "tahmini" açıklamalarının önünü de kesmedi. Yani piyasayı önceden merkez bankasının yapacağı değişikliğe hazırladı.
Asya krizi sırasındaki ünlü Hedge Fon, Long Term Credit Management (LTCM), iflası ve kurtarılma süreci de oldukça ilginçti. Tüm süreç gayet açık bir biçimde işlemiş, LTCM'nin hangi operasyonlar sonucu ne kadar zarar ettiği, fonun nasıl kurtarılacağı, kurtarma sürecine kimlerin katılacağı ve en önemlisi ne tutar yardım ile katılacağı bir bir kamuoyuna açıklanmıştı.
Dünya 1997 yılından bu yana süregiden bir kriz sarsıntısı içinde. Ve bu süreç içinde neredeyse her ülkede olağanüstü durumlar ve bunlara bağlı olarak olağanüstü tedbirler gündeme geliyor. Her ülke kendi özel durumu, nesnel şartları çerçevesinde bu operasyonlarda belirli bir şeffaflık düzeyini tutturuyor.
Ne yazık ki Türkiye bu ülkelerden biri değil.
Elbette Türkiye'yi ekonomik güçlülük açısından ABD ya da Avrupa ile bir tutmak haksızlık. Ama son günlerde öyle şyler yaşanıyor ki "bu kadarı bizim için bile fazla!" dedirtiyor insana...
Bankalar Yasası'nın ne olacağı, nasıl işleyeceği, kimleri kapsayacağı, tutarının ne olacağı, Bankalar Yasası ile Sermaye Piyasası Kanunu'nun nasıl ilişkilendirileceği bilinmiyor. Aslında bu kanun ve işleyişi ile ilgili hiç bir şey bilinmiyor.
Perşembe günü Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu Başkanı Engin Akçakoca, Fon Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Bankacılık Yasası'nın görüştü. Ekonominin kurmaylarının kendi deyimine göre Türkiye'nin geleceği için kilit noktada yer alan bu yasa ile ilgili görüşme hakkında ise nedense hiç bir açıklama yapılmadı.
Salı gününden bu yana borsada işlem hacmi gittikçe düşüyor. Endeks 200 puanlık bir aralığa sıkışmış kalmış. Kime sorsanız Bankalar Yasası ile ilgili sııntılyardan bahsediyor. Yanlış anlaşılmasın sadece Köşk'te bekleyen onay değil borsacıar için sorun olan.
Bu işin nasıl yürüyeceği de önemli bir sıkıntı oluşturuyor. Ekonomi bürokratları susuyor, piyasalar da gerildikçe geriliyor.
Piyasalarımız zaten dünya ölçeklerine göre en oynak piyasalardan biri. Ama bu işi en işi bilen insanlar böyle aymaz davranırsa piyasayı suçlamaya kimsenin hakkı kalmaz.