Paylaş
Türkiye cidd bir ekonomik bunalım içerisinde. Bunu söylemek için kahin ya da kabilenin saygıdeğer yaşlı üyelerinden biri olmaya gerek yok. Hala kriz öncesi aynı maaşı alan, üstelik devalüasyon ne de ile alım gücü yarı yarıya inmiş durumda oan binlerce insan da bu durumun farkında. İşin en kötüsü düzelme ile ilgili umutlar da fazla güçlü değil. İşin belki de en kötü yanı, dünyadaki durumun da çok iç açıcı olmaması.
Bugünden itibaren dünyanın önde gelen ekonomilerindeki durumu tartışmaya başlayacağız. İlk sırada dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD var. ABD'deki makroekonomik rakamları ve bunların uzmanlar tarafından yorumlarını okuyacağınız yazılarda, ikinci sırayı Japonya, üçüncü sırayı ise Avrupa alacak. Avrupa başlğı altında İngiltere, almanya ve Fransa'daki durumu gözler önüne sermeye çalışacağız.
Dünyadaki krizin (Adını net olarak koymak gerek,George Soros'un kitabının başlığında dediği gibi Küresel Kapitalizmin Krizi) boyutları ve olası etkileri ortaya çıkınca, Tütrkiye'nin içindeki durumu da net olarak görebileceğiz.
MIT Yönetim Bilimi Bölüm başkanı Lester Thurow, NPQ'nun 2001 İlkbahar sayısında ABD ekonomisini mercek altına almış. Thurow'un tespitlerine geçmeden önce ABD ekonomisindeki mevcut durum nedir, bir bakalım.
ABD ekonomisi 2001 birinci çeyreğinde yüzde 5.6 büyümüşken bu rakam ikinci çeyrekte yüzde 2.4'e indi. 2001 yılbaşında satışlar geçen yıla oranla önemli ölçüde geriledi. Özellikle otomobil gibi büyük emtialarda satışlar 2001 başında geçen yıla oranla hızlı bir düşüş gösterdi. ABD Ticaret Bakanlığı verilerine göre ikinci çeyrekte ABD şirketlerinin operasyon karları yüzde 3.5 geriledi. ABD ekonomisinin temelerinin dayandğı tüketici ayağı ise gayet ilginç bir durumda.
Tüketici harcamaları neredeyse tüketici gelirleri kadar yüksek bir seviyede. Mevduat faizleri sıfıra yakın bir seviyede ve tüketimi artırmak için daha fazla indirilmesine olanak yok. Kredi kartı fiyatalrı o kadar yüksek ki çok az insan kredi kartı ile borçlanmayı göze alıyor.
Thurow, pratikte dünyanın Merkez Bankası olarak çalışan ABD Merkez Bankası'nın (Federal Reserve) son faiz indirimönde gösterge faiz oranın 0.5 puan indirdiğini hatırlatarak normalde indirimlerin 0.25 puan olarak gerçekleştirildiğini, bu kadar sert bir indirimin "ülkede dramatik bir şeyler oluyor" tezinin en büyük kanıtı olduğunu belirtiyor.
Hemen hatırlatalım Fed faizi daha önce de yarım puan düşürdü. Ama o zaman yani Eylül 1998 tarihinde Rusya krizi had safhasına ulaşmış ve LTCM isimli hedge fonun uflas edebileceği ve bunu da Wall Street'te ciddi bir çöküşe neden olacağı kaygıları mevcuttu. Ayrıca iki ay öncesine kadar Fed ABD ekonomisinin enflasyon tehdidi atında olduğunu düşünüyor ve stratejilerini ekonomiyi soğutma temeline kuruyordu.
Thurow ise şimdi gelinen noktada Fed'in kafasındaki tek sorunun "Acaba resesyonu önleyebilir miyiz" sorusu olduğunu belirtiyor.
Faiz indiriminin işe yarayıp yaramayacağını soran Thurow, bunun için zaman gerektiğini belirtiyor ve devam ediyor:
"Resesyon için gereken her şey mevcut. Enerji fiyatları yükseliyor. borsa çöküşü ile ABD tüketicisinin yaşadığı refah etkisi ortadan kayboluyor. şirket karları geriliyor. Özelikle telekom şirketelri yeni yatırımları durdurdu. .Com, şirketlerindeki iflaslar günlük ekonominin alışılmış bir parçası oldu. Eski ekonomi şirketlerinde de iflaslar göze çarpıyor. Bir çok dev ABD perakendeci Noel satışlarındaki hızlı düşüş nedeniyle sektörden ayrıldı ve bazı çelik ve uçak şirketleri ile birleşti.
Teknik bir resesyon gelebilir mi? Teknik resesyon olasılğı bence yüzde 20 gibi bir olasılık. Bu arada Fed faiz indirimini sürdürebilir ama unutulmamamlı ki ekonomiyi canlandırmak soğutmaktan daha zor bir süreç. Bugün ABD'de yaşanacak bir reesyon tüm dünyayı etkileyecek. ABD'nin bütçe açğı 450 milyar dolar seviyesinde. Bu ABD ekonomisinin kendini çevirebilmesi için ihtiyaç duyduğu yabancı fon olarak da tanımlanabilir. ABD dünyanın geri kalanına kıyasla çok hızlı büyüdüğü ve borsa da tırmanışta olduğu için bu fonu rahatlıkla bulabiliyordu. Ama borsa hızlı bir düşüş yaşamışken bir de ekonomi teknik resseyona girerse (6 aylık bir küçülmeden bahsediliyor) neden dünyanın geri kalanı ABD'ye para yatırmak istesin?
Eğer yabancı fonlar kesilirse dolar hızla değer yitirir ve ABD tüketicisinin ithal mal talebi düşer. Bu arada ülkeden para çıkışını engellemek için Fed'e "faiz artır" baskısı gelmeye başlar. Ve Fed'in karşısına büyük bir sorun çıkar. Düşük faizle resesyondan kurtulmak mı, yüksek faizle bir kpara krizini engellemek mi?
Ekonomi karamsar bir bilimse, Evet şimdi karamsar olma zamanı."
"ABD ekonomisi hızlı bir yavaşlamadan, resesyona doğru mu" gidiyor diye soran
Talepte ikinci çeyrekte sadece yüzde 0.6'lık artış var. Tüketici güven endeksi ise hala düşük bir seviyede. Rakamsal olarak da belirtelim ABD ekonomisinin 3'te ikisi tüketici harcamalarından besleniyor.
Paylaş