Paylaş
Biz tarımda ürünü destekliyoruz. Bunun sonucu olarak da: a) Bozuk toprak dağılımı nedeniyle esas desteklenen; i) şehirde yaşayan, ii) aslen siyaset bezirgánlığı yapan (Benim Köylüm!) iii) zengin Bağdat Caddesi köylüleri olmaktadır.
b) Destekleme alımları ürün fiyatlarını etkilediği için, piyasa koşulları sonucu oluşması gereken fiyat dengeleri bozulmakta, dolayısıyla Türk tarımı rekabet gücünü kaybettiği gibi, toprak zengini ağalar, doğrudan destekler dışında, bir ikinci haksız kazanç kapısı daha elde etmektedirler.
* * *
Kaldı ki, Türkiye'de tutarlı ve kalıcı tarım politikaları yoktur. Destekleme politikaları dahi Allah'a emanettir ve yıldan yıla değişir. Bu ortamda Türk tarımının verimli olması mümkün değildir. Nitekim, 7. ‘‘Beş Yıllık Plan’’da, örneğin hayvancılık, beyaz et üretimi dışında, hedeflerin çok gerisinde kalınmıştır. 1993-99 arasında kırmızı et üretiminde % 3.3 büyüme hedeflendiği halde, gerçekleşen % 1.54 küçülme -nüfus artmasına rağmen kırmız et miktarı azalmıştır- olmuştur. Süt üretiminde de hedeflenen büyüme % 3 olduğu halde, gerçekleşen büyüme ancak % 1.85 olmuştur.
Türkiye çağdaş dünyanın talep ettiği gibi protein ile beslenen değil, karbonhidrat ile karnını doyuran insanların topluluğudur.
Üyesi olmak için çırpındığımız AB'de yıllık süt tüketimi kişi başına 325 kg. iken bizde 150 kg., et tüketimi 88 kg. iken bizde 24 kg.'dir.
* * *
Peki tarımda desteklemeyi kaldıralım mı? Asla hayır!
Dünya pratiği bize tarımda desteklemeden vazgeçilemediğini gösteriyor. Şehirde yaratılan dışsal ekonomiler köylük alanlarda yaratılamıyor. Köylü nüfusun dağılımı, şehirde ortak vergiler ile satın alınan hizmetlerin, köyde üretilmesine engel oluyor. Köylülük; önemle altyapı, eğitim, sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor. Bu durumda köylülüğü; olduğu yerde tutmak, şehre göçünü önlemek, şehirli nüfusu beslemesini temin etmek için desteklemek gerekiyor.
Avrupa ülkeleri tarımı hayda hayda destekliyorlar. Nitekim, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) toplantılarında, dünyaya vazedilen serbest piyasa ekonomisi koşullarının tarımda ne kadar geçersiz olduğu orta yerlere dökülmüştür.
Ancak, dünyaya rasyonel kapitalizmin koşullarını dayatan ABD de tarımı destekliyor.
Bu ülkede tarıma 1929 yılına kadar müdahale edilmez iken, bu yıllarda yaşanan Büyük Buhran desteklemeyi de kural haline getirmiş. Ülkede köylü nüfus 1950'de % 12 iken 1990'da % 2! Ancak, ‘‘Tarım Ürünlerini Destekleme’’ yasası hem fiyatlardaki dalgalanmaları dengeliyor, hem de pazarları geliştirme ve talebi artırma politikaları üretiyor.
ABD'de 2 milyon orta büyüklükteki işletme, yıllık toplam 40 milyar dolar destekleme alıyor. Dolayısıyla işletme başına yılda ortalama 20 bin dolar destekleme düşüyor.
* * *
Ancak, dünyada genel eğilim ürünün değil, üreticinin desteklenmesidir.
Devlet piyasa koşullarına müdahale etmeden ve zengin köylüye destek vermeden, fakir köylünün yıllık geçim ihtiyacını temin etmek zorundadır. Bu amaçla öncelikle bir tarım envanteri çıkarılmalı, fakir ve zengin köylü ayırt edilmelidir. Devlet, her yıl işletme birimi bazında geçinme endeksi ilan etmeli, piyasada ürününü satan köylüye, ürün geliri ile geçinme endeksi arasındaki farkı doğrudan ödemelidir.
Yapısal değişim için bankacılık kadar tarım da ıslah edilmeye muhtaçtır.
Paylaş