TÜRKİYE Cumhuriyeti son aylarda önemli adımlar atarak üzerinden üç önemli yük atmıştır.
1) Uluslararası platformlarda son 28 yıldır, haklı haksız, ancak illa ki her ortamda önümüze konulan Kıbrıs meselesi, referandum hamlesiyle sırtımızdan atılmış, hatta Rumların bağnaz tutumu nedeniyle bazı avantajlar dahi elde edilmiştir.
2) Anadilde yayın hukuken serbest bırakılarak, ayrıca palyatif olsa dahi uygulama da yapılarak başka bir yük daha sırtımızdan fırlatılmıştır.
3) Leyla Zana ve arkadaşları nihayet salıverilerek Kürt meselesinde son doğru hamle yapılmıştır.
* * *
Hükümetin Kürt meselesinde doğru yolda olduğunu Kürt nüfus ağırlıklı iller de teslim etmiş olmalı ki; 21. yüzyılı çözemeden hálá sadece etnisite kökenli ve Marksist omurgalı siyaset yapan DEHAP, Güneydoğu’da 3 Kasım 2002 seçimleri ile 28 Mart 2004 seçimleri arasında 745 bin oydan, 184 bin oy kaybederek ve yüzde 25 gerileyerek 561 bin oya inmiştir.
Türkiye genelinde ise oy kaybı, başka bir parti ile (SHP) işbirliği yapılmasına rağmen 300 bin civarındadır.
* * *
Şimdi aynı partinin, Leyla Zana kararlarını ve son gelişmeleri katiyen okuyamadığını görüyoruz.
Askeri alanda zaten oldukça tecrit edilmiş olan PKK terörünün dünya çapında ideolojik temelde de büyük çapta gerileme durumunda olduğu bir dönemde, hükümet ile PKK arasında arabulucu görevine soyunmaya kalkışmak çok geç kalmış bir çabadır.
Deyim yerinde ise bu konuda hükümet çoktan erken kalkıp yol almıştır.
Teklif çok geç kalan ve artık abuk bir içerik kazanan bir tekliftir!
* * *
Hele hele Apo’ya özgürlük istemek; milletin büyük çoğunluğunun vicdanını tamamen hiçe sayan, tek-benci, hukuka zerre kadar saygı duymayan, etnisist ve ‘artık yeter!’ dedirten bir taleptir.
Üstelik de 21. yüzyılın talep ettiği ve bir arada yaşamayı dayatan düşünceyi kökünden reddeden bir tavırdır.
‘Benim duygularım önemli, seninkiler ise önemli değil!
Hele hele hukukun en eski ve en temel prensibi olan, suçun mutlaka cezalandırılması gerektiği prensibi ise hiç önemli değil!’
* * *
İnsanlar nerede durmaları gerektiğini bilemedikleri zaman diğer insanlar da ‘acaba amaçlı olarak ülkeyi germeye matuf yeni gelişmeler mi var?’ diye sormadan edemiyorlar.